Kılıçdaroğlu o ismi açıklayacak!

CHP Genel Başkanı, partisinin grup toplantısından sonra TBMM'deki makamında basın mensuplarıyla sohbet etti. Bir basın mensubunun, "Siz de köstebek bakanı açıklamıyorsunuz. Siz niye açıklamıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: Belki yoktur Bakan diyecek. O da bana söylesin. Desin ki, sen açıkla. Söz veriyorum açıklayacağım. Bir iki bilgiye ihtiyacım var. Onlar gelince açıklayacağım, söz. Bir dahaki salı grup toplantısında açıklarım.

Kılıçdaroğlu o ismi açıklayacak!
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.10.2011 - 11:55

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Alman vakıfları ile CHP'li belediyeler" ile ilgili sözlerine oldukça sert yanıt verdi. Önce PKK'ya kaynak aktarıldığının söylendiğini belirten Kılıçdaroğlu, "24 saat geçmeden çark etti" dedi.

"Lafları cımbızlamışlar, düşünün Başbakan medyadan şikayet ediyor" diyen CHP Genel Başkanı, "Bir Başbakan karnından konuşmaz" dedi. CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti: "Sayın Başbakan'a bir çağrıda bulunuyorum. Bir Başbakan karnından konuşmaz. Başbakan vakit geçirmeden hemen bugün ima ettiği CHP'li belediyelerin isimleriyle birlikte bildiği her şeyi, ayrıntıyı gizlemeden, atlamadan kamuoyuna açıklasın. Şerefli bir Başbakan'ın yapması gereken budur. Üzerine tekrar basarak söylüyorum, şerefli bir Başbakan bu konuda ne bilgi ne belge varsa gizlice benimle değil Türk halkıyla televizyonların ve basının önünde vakit geçirmeden acilen paylaşsın. Aksi takdirde şerefli Başbakan görevini ihmal etmiş olacak ve suç işlemiş olacaktır. Başbakan'ı suçüstü yakalanmanın korkusu ve telaşı sarmıştır."
 

'Deniz Feneri'ndeki köstebek bakan kim, Sayın Başbakan?'

"Defalarca sordum, o cenahtan tık yok. Ben dayanamıyorum bir daha soracağım Deniz Fenerindeki köstebek bakan kim Sayın Başbakan, bir çık anlat Allah aşkına" diye seslenen CHP Genel Başkanı, şöyle dedi: "Bir bakan köstebeklik yapar mı arkadaşlar, arama yapılacak önceden haber veriyorlar. 'Aman ha geliyorlar arama yapmaya dikkatli olun. Belgeleri imha edin.' Kim yapıyor bunu, ey şerefli Başbakan çık bu konuları anlatsana, bir dinleyelim."


'Bu başkan kime söz geçirecek?'

Partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Başkanı Cemil Çiçek'i eleştirdi. Parlamentonun bir geleneği olduğunu, grup konuşmalarının TRT 3'den canlı yayınlandığını ifade eden CHP Genel Başkanı, şöyle dedi:
"Dün TBMM'den bir arkadaşımız arıyor CHP Grubu'nu, diyor ki, 'Salı günü grup konuşmalarını canlı vereceğiz.' Ama bugün yine telefon geliyor, 'biz verecektik ama TRT Genel Müdürü direniyor, vermiyor.' TBMM Başkanı bu görüşmelerin canlı yayınlanacağını söylüyor ama TBMM Başkanı TRT Genel Müdürüne söz geçiremiyor. Soru şu: TBMM Başkanı TRT Genel Müdürü'ne söz geçiremiyorsa Allah aşkına bu Başkan kime söz geçirecek? Buradan kendisine söylüyorum, onun haklarını da meraklanmasın biz savunacağız. TBMM Başkanıyla hiç kimse bu düzeyde görüşemez hiç kimse direnç gösteremez. TBMM Başkanı devlet protokolünde çok önemli bir yerdedir. Belki kendisi farkında değildir. Söylediği sözün havada kaldığının ne anlama geldiğini bilmiyordur. Dilsiz demokrasi örtülü diktatörlüktür."

Kadıköy Belediyesi'ne yapılan operasyon

CHP Genel Başkanı, isim vermeden Kadıköy Belediyesi'ne yapılan operasyona da değinerek, "Son günlerde belediyelerimize karşı özel bir ilgi var, AKP Hükümeti tarafından" dedi. CHP Genel Başkanı, şöyle devam etti: "Normalde telefon edilip çağrılması gereken belediye başkanının polis ordusu gönderilip alınıp ifadesi alınıyor. Doğru bir uygulama değil, hukuka aykırı, telefon edersiniz, mektup yazarsınız belediye başkanı gelir. Bugün de sabahın altısında bazı belediye çalışanları evlerinden alınıp götürülüyor, sabahın altısı şart mı, telefon edersin gelir, kaçacak halleri yok ki, ama özel ilgi alanları oluşturuyorlar. Bunların hepsine karşı direneceğiz. Ne yaparlarsa yapsınlar, bildiğimiz yoldan dönmeyeceğiz."

Anayasa değişikliği

"Bir anayasa değişikliğidir gidiyor" diyen Kılıçdaroğlu, Pazar günü Gerede'ye uğradığını ve kahvede vatandaşlarla sohbet ettiğini söyledi. "Onların gündeminde anayasa yok" diyen CHP Genel Başkanı, yurttaşın gündeminde yapılan zamlar olduğunu ifade etti. Kahvedeki vatandaşların, "Emeklilerin durumu perişan" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ben de espri olarak dedim ki, onların durumu çok iyi. İyi olmazsa gidip oy verirler mi, bir emekli de, 'Kemal Bey bu seçimlerde en fazla yalan söyleyene oy verdik, kusura bakmayın' dedi" diye konuştu.

'Hay hay yapalım'

"Anayasa değişikliğini elbette isteriz. Kim bu ülkede yargının bağımsız olmasını istemez. Hay hay yapalım" diyen CHP Genel Başkanı, şöyle dedi: "Her zaman söylüyoruz yargı bağımsız olmalı. YÖK kaldırılmalı, üniversiteler özerk olmalı, devrim yasaları korunmalı, gazetecilerin tutuklanmasına son verilmeli, düşünce özgürlüğü olmalı, özel yaşamın gizliliğine özen gösterilmeli. Hiçbir tereddüdümüz yok. Komisyon kuralım, hay hay komisyon kuralım."
 

Tutuklu vekilleri hatırlattı

CHP Genel Başkanı, anayasa yapmakla bütün bunların düzelmeyeceğine de işaret ederek, Anayasa'daki bazı maddeleri de örnek gösterdi. Anayasa'nın "Özel hayatın gizliliği ve korunması" başlıklı 20. maddesini okuyan CHP Genel Başkanı, "Sen anayasayı şimdi de uygulamıyorsun değişiklik yapsan ne zaman uygulayacaksın" diye sordu.

Anayasa'nın "Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma" başlıklı 90. maddesini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Esas alsaydınız tutuklu milletvekilleri olmazdı. BM sözleşmeleri var, altına imza atmışsınız. Uygulanıyor mu, hayır uygulanmıyor" diye konuştu. Anayasa'nın "Kanun Hükmünde Kararname Çıkarma Yetkisi" başlıklı 91. maddeyi de okuyan CHP Genel Başkanı, "Çıkardıkları KHK'ları komisyonlarda ve Genel Kurul'da görüşülmeli" dedi.
 

Anayasa değişiklikleri sürerken eş zamanlı olarak yapılması gerekenler

CHP Genel Başkanı, Anayasa görüşmeleri sürerken eş zamanlı olarak yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: "Sen demokratikleşme istemiyor musun, o zaman anayasa değişiklikleri sürerken eş zamanlı olarak Siyasi Partiler Yasası'nı değiştireceğiz, yüzde 10 barajını kaldıracağız, Anayasa 90. maddenin gerektirdiği iç hukuk düzenlemelerini yapacağız. KHK'ları ivedilikle görüşeceğiz ve özel yetkili mahkemeler garabetine son vereceğiz, getirin hep beraber bunları görüşelim. Eğer gelirlerse elbette ki biz görüşeceğiz. Elbette ki demokrasiyi sağlayacağız."

 

'Çık anlat'

MİT-PKK görüşmesine de değinen Kılıçdaroğlu, "Yurt dışında Sayın Başbakan özel görüşme yapıyor. MİT-PKK görüşmesi değil, Başbakan'ın özel temsilcisinin yaptığı görüşme. Senin özel temsilcin yüzde 95 uyum sağlandığını, anlaşma sağlandığını söyledi, çık şimdi bunu anlat. Bu yüzde 95 uyum nedir. Bu özel görüşmede CHP'yi PKK yetkililerine şikayet ediyor" dedi.
 

'Bu tür görüşmeler terörü sonlandırmaz, azdırır'

"Bu tür görüşmeler terörü sonlandırmaz, terörü azdırır. Nitekim terörde azdı"
diyen CHP Genel Başkanı, "Fatura kime çıkıyor, Erdoğan'a mı çıkıyor, Erdoğan nasılsa bir yere bin, bin 500 korumayla gidiyor, peki orada görev yapan öğretmen, sade yurttaş onlar kimin gözetiminde gezecek, onları da bin 500 kişi mi koruyor, bunun faturasını kim ödeyecek" dedi.

"Bu özel görüşme niye yapıldı, terörü sonlandırmak için değil, ötelemek için yapıldı" diyen CHP Genel Başkanı, "Üç kez seçimler sırasında 'ateşkesi erteliyorum' diye PKK açıkladı. Açıkça AKP seçimlere terörün olmadığı bir ortamda girmek istiyordu ve bunun pazarlığı yapıldı. Bu yol terörü sonlandıracak yol değildir" diye konuştu.
 

'Analar ağlamaya devam ediyor'

"Analar ağlamaya devam ediyor" diyen Kılıçdaroğlu, "Sıfır terörle aldınız. Terör batağına soktunuz ülkeyi, bunun hesabını soracağız" dedi.

'Tehditlere boyun eğmeyeceğiz'

Başbakan'ın sorunları görmediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Büyük bir sorumluluk altındayız. Bütün yük CHP'li 135 milletvekilinin omuzlarındadır. Bu ülkeye demokrasi ve özgürlüğü getirmek CHP'lilerin temel görevidir. Bu bilinçle kitlelere gideceğiz. Eskiden daha güçlü CHP Grubumuz var. Haksızlığa göz açtırmayacağız, dakika dakika bütün olumsuzlukları takip edeceğiz. Tehditlere boyun eğmeyeceğiz, şantajlara boyun eğmeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Bazı gazetelerin CHP'li vekillerin yazın tatil yaptığını yazdığını ifade eden Kılıçdaroğlu "CHP'li vekiller çalışıyor. Her arkadaşımdan bütün yaz boyunca yaptıklarını 5 Eylül itibarıyla raporlarını istedim. Bütün arkadaşlarıma teşekkür ediyorum hepiniz çalıştınız" dedi.

'Parlamenko eski hükümete KHK çıkarma yetkisi verdi'

Kanun Hükmünde Kararnamelere de işaret eden CHP Genel Başkanı, "Çoğunluğu olan bir partinin KHK çıkarması aslında bir demokrasi ayıbıdır. Çoğunluğunuz var toplayın parlamentoyu, çalışalım. KHK 12 Eylül ürünü bir anlayıştır" ifadesini kullandı. "Eskiden KİT'lerde arpalıklar vardı, yönetim kurulu üyelikleri. KİT'ler özelleştirildi. Şimdi bakan yardımcılıkları oluşturuldu. Yağma düzenini bakanlıkların içine taşıdılar" diyen Kılıçdaroğlu, "Eski vekiller, seçimi kaybedenler hepsi şimdi bakan yardımcılıklarına atanıyorlar. Yandaşlara devletin kaynağını ayırmak, yağmayı bu şekilde meşrulaştırmak doğru mu" diye sordu.

Yetki Kanunu alınır alınmaz Anayasa Mahkemesine başvurduklarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Anayasa Mahkemesi yürürlüğü durdurma talebimizi şu ana kadar karara bağlamış değil. Anayasa Mahkemesi öyle anlaşılıyor ki yetki yasasının süresinin dolmasını bekliyor. Bunu bir an önce bakıp karara bağlaması lazım" uyarısında bulundu. Parlamentonun eski hükümete KHK çıkarma yetkisi verdiğini, hükümetin değiştiğini vurgulayan CHP Genel Başkanı, "Bu hükümet KHK çıkarmaya devam ediyor. Anayasa Mahkemesi bu gerçeği göremeyerek bile bile hala suskunluğunu sürdürüyorsa orada bir sorun var demektir. KHK ile şunu gösterdiler. Atatürk ilke ve devrimlerinden duydukları rahatsızlıklar KHK'larda yer aldı" dedi.

Dış politika

Gazze'ye yardım götüren 9 yurttaşın hunharca öldürüldüğünü hatırlatan CHP Genel Başkanı, AKP'nin tutumunu eleştirerek, "Biz arayacağız, BM'de bunların haklarını arayacağız dediler. Bir baktık BM'de rapor çıktı, İsrail'in Gazze ablukası meşrulaştırıldı. Hiçbir hükümetin İsrail'e bundan büyük desteği olamaz. Bu rapor 5 ay hükümetin elinde bekledi. Gizlediler. Ne zaman açıklandı, Malatya Kürecik'e İsrail kalkanı kurulmasından sonra. Cambaza bak dediler milleti kandırmak istediler. İsrail'in avukatı kim? AKP. Bu bir Amerika Birleşik Devletleri radarıdır.İran'a yöneliktir. Sağlancak istihbaratı İsrail kendi güvenliği için kullanacaktır" dedi.

Başbakan'a ABD'ye giderken konunun sorulduğunu ve "onu düzelttiler ve onunla ilgili açıklama yapacaklar" dediğini ifade eden CHP Genel Başkanı, "Amerika'da diyorsun Amerikalılar yaptıları açıklamayı düzeltecek. Düzeltmiyorlar. Sen bir Başbakansın, senin sözün yerde kaldı" diye konuştu.
 

'İman kuvvetiyle gitti'

Güney Kıbrıs Rum yönetiminin doğalgaz ve petrol aramasından sonra AKP'nin esip gürlediğini belirten CHP Genel Başkanı, "33 yıllık Piri Reis'i biz de gönderdik, iman kuvvetiyle gitti, bakalım ne yapacak" diye sordu. Kılıçdaroğlu, "Suriye sokaklarında gezdik, alkış aldık, bir sabah kalktık, Sayın Erdoğan celallendi vay efendim bıçak kemiğe dayandı. Sabrımız tükendi. Ne oldu dedik. Savaş mı çıkıyor. Bir Başbakan bıçak kemiğe dayandı diyorsa herhalde arkasından savaş gelecek" dedi.

Hükümetin izlediği dış politikayı eleştiren CHP Genel Başkanı, "Onlar da dedi ki 'Son uyarı mı? Seninle ticari ilişkimi kesiyorum.' 1 milyar dolar zarar bizim sırtımıza yüklendi" dedi.  Mısır, Suriye, İran ile yaşanan gelişmelere değinen CHP Genel Başkanı, "Türkiye'yi destekleyen var mı, sıfır, sıfıra sıfır elde var sıfır. Böylece sıfır dış politika" yorumunu yaptı.

 

Bir dahaki grup toplantısında açıklayacak

CHP Genel Başkanı, partisinin grup toplantısından sonra TBMM'deki makamında basın mensuplarıyla sohbet etti. Bir basın mensubunun, "Siz de köstebek bakanı açıklamıyorsunuz. Siz niye açıklamıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle dedi: "Belki yoktur Bakan diyecek. O da bana söylesin. Desin ki, sen açıkla. Söz veriyorum açıklayacağım. Bir iki bilgiye ihtiyacım var. Onlar gelince açıklayacağım, söz. Bir dahaki salı grup toplantısında açıklarım." Bir gazetecinin, "O kadar beklenmez" sözüne Kılıçdaroğlu, "Niye olmasın, bir hafta uzun değil" dedi.
 

'Kimliği belli'

"Gelmesini istediğiniz bilgi bakanın kimliği mi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır, kimliği belli. Kimliği siz de iyi biliyorsunuz. Hepiniz biliyorsunuz. Şunu söylese, 'kanıtlarsan ben kapının önüne koyarım' derse mesele yok. Tavrını bir bilelim bakalım" dedi. "Zafer Çağlayan mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hayır" dedi. Bir gazetecinin, "Beşir Bey'in ismini söylemiştiniz zaten" sözleri üzerine Kılıçdaroğlu, "Ben söylemedim ama..." dedi. "Özel kalemdeydi şimdi odaya mı geçti köstebek. Köstebek yer mi değiştirdi" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Hiçbir Özel Kalem Müdürü bu işe girmez. Sanki biz devletin nasıl çalıştığını bilmiyor muyuz" dedi.

Başbakan'ın Alman Vakfı ile ilgili sözleri

Başbakan'ın "Alman vakfı ve CHP'li belediyeler" ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine CHP Genel Başkanı, "Ben açık net şunu söylüyorum; PKK'ya para aktarmak suçtur. Bir Başbakan, bu suçu bile bile üzerine gitmiyorsa, o daha büyük suçtur. O zaman terörle mücadele diye bir şey yok. Terörü destekleme var. Açıklasın. 'Soruşturmalar gizlidir' diyordu, değil mi? Türkiye'deki tüm soruşturmanın tapeleri Başbakan'a servis ediliyor. Bunu itiraf ediyor Sayın Başbakan. Yani bir polis devleti. Yani 'tüm dinlemeler bana gelsin, ben dinleyeceğim, bakacağım. Benim arzu ettiklerimi ayıklayın, arzu etmediklerimi servis edebilirsiniz' şeklinde" dedi.
 

CHP'li belediyelere yapılan operasyonlar

CHP'li belediyelere yapılan baskınların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "CHP'li belediyeler iş yapmasınlar diye baskınlar düzenleniyor. Bir anlamda devlet terörü var CHP'li belediyeler üzerinde. Yani düşünün Maltepe Belediye Başkanı'nı çağırıp ifadesine başvuracaksın. Polis ordusuyla adam getirmek var mı? Başvurursun gelir. Telefon edersin, mektup yazarsın gelir. Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı sabahın 6'sında alındı. Bu adamların kaçacak hali yok ki... Zaten bütün belediye başkanları iyi biliyor, telefonları dinleniyor. Hepsi bunu biliyor. Bilmeyen yok ki..." dedi.

"Seçime doğru daha çok operasyon bekliyor musunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Yapabilirler, olabilir. Bu bizi yıldırmamalı, korkutmamalı. Verilemeyecek hesabımız yok. Ne olacak? Belediyeler konusunda bu kadar hassas olan Başbakan'a Kayseri Belediyesi'nde rüşvet toplayan adamın el defterini gönderdim. Görmemezlikten geldi. O defter, altında rüşvet toplayanın adı yok diyor. Allah aşkına hangi adam rüşvet defterinin altına bir de adını soyadını yazar, imzasını atar. Gönderirsin Adli Tıp'a bakarlar onun imzası mı yazısı mı diye" dedi.

Hazırlık Komisyonu

Anayasa için oluşturulacak komisyona verilecek 3 isim konusunda ise Kılıçdaroğlu, "Üçüncü isim Atilla Kart olacak. Süheyl Batum ve Rıza Türmen ile birlikte" dedi. "Tutuklu milletvekilleri ön şart değil dediniz ama eş zamanlı yürümezse ne olacak" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Yürüyecektir öyle tahmin ediyoruz. O zaman demokrasi söyleminde samimi değiller. Biz demokrasiyi genişletmek istemiyor muyuz. O zaman yasal olanını da anayasal olanını da beraber yapacağız. Birisini yapıp diğerini yapmamak olur mu? Anayasa 90. madde uygulanmıyor. Özel yaşamın gizliliğini kimsenin taktığı yok. Öyle şey olur mu? Anayasa yapmak o zaman sorunu çözmez" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler