"Kışlanın ismi değiştirildi çünkü..."

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Mustafa Muğlalı Kışlası isim değişikliği

Atalay, Van'ın Özalp ilçesindeki ''Orgeneral Mustafa Muğlalı Kışlası''nın adına yönelik tepkileri anımsattı.

Kışlanın adının bölgede tepkiyle karşılandığını vurgulayan Atalay, ''Çünkü tarihten acı hatıraları olan bir isim bu. Başbakanımız da buradaki tepkiler doğrultusunda, bu konunun düzeltileceği yönünde söz vermişti'' diye konuştu.

Bu durumun düzeltildiğini ve ismin kaldırıldığını ifade eden Atalay, kışlaya şehit astsubay Erkan Durukan adının verildiğini söyledi.

Atalay, bunun Genelkurmay Başkanı'nın yürüttüğü bir tasarruf olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye geneli için yeni bir genelge yayınladı. Kışlaların ve önemli mekanların isimlerinin yeniden gözden geçireceklerini ve bunu güncelleyeceklerini, bu kışlalara da şehit askerlerin adını vereceklerini kararlaştırdı. Bunun uygulaması da yürüyor. Bugünlerde, bizim de burada bulunduğumuz günde, bu isim değişikliği önemlidir.''
 

''Terör"

Van depreminin ülke genelinde üzüntüye yol açtığı gibi büyük bir yardımlaşma ve dayanışmayı da beraberinde getirdiğini anlatan Başbakan Yardımcısı Atalay, ''Türkiye'nin her köşesinden buraya destek ve yardım yağdı. Milletimiz, Van ve Erciş'te yaşayan vatandaşlarımız gördüler ki büyük bir bütünlük ve kardeşlik var. Bir taraftan devlet-millet kaynaşması içinde can kurtarılıyor, depremin yaraları sarılmaya çalışılıyor. Diğer taraftan ise terör örgütü faaliyetlerini bırakmıyor'' diye konuştu.

Atalay, iki gün önce Van'da eylem planlayan terörist grubun operasyonla yakalandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:

''Bugün yine ülkemizin değişik yerlerinde, Yüksekova'da bir polisimize saldırdılar. Diyarbakır'da başka bir olay var. Tabi bir yandan da Muğlalı kışlasının adı değişiyor. Biz devlet olarak bir yandan terörle, çok ileri şekilde mücadele ediyoruz. Ne gerekiyorsa yapıyoruz güvenlik boyutu olarak. Ama vatandaşlarımıza dönük olarak da bizim milli birlik ve kardeşlik projemiz, bütün kapsamıyla yürüyor ve yürüyecek. Vatandaşlarımızın talepleri, büyük oranda yerine getiriliyor. Tarihin, derinliklerinde yapılan bazı yanlışlar olabilir. Vatandaşlarımıza karşı bu yanlışları giderme yönünde çabalarımız var. Vatandaşlarımızın, ihtiyaçlarını, hak ve hukukunu sağlama yönünde tamamen demokrasinin içinde, hukuk kurulları içinde gerekeni yapıyoruz. Bizim demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik projesi diye yürüttüğümüz, vatandaşlarımıza dönük, çalışmamız hiç bir kesintiye uğramadan devam ediyor, devam edecek. Bu olay (kışlanın adının değişmesi) bunun sembolik işaretlerinden birisidir. Bu sadece semboliktir. Ama Van'lılar bunu bilir. Bu bölgede yaşayan vatandaşlar, bunun önemini bilirler. Başbakanımız, bunun için söz vermişti.''
 

Van depremi

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın Van'a geldiğini ve çeşitli incelemelerde bulunduğunu belirten Atalay, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer'in de Van'da bulunduğunu, okulların durumu, öğretmen ihtiyacı ve öğretmenlerin barınabileceği yerler ile yeni atananların kalacağı mekanlara ilişkin çalışma yürüttüğünü belirtti.

Başbakan Yardımcısı Atalay, AFAD olarak kurumlara belli ödenek gönderdiklerini, bunlardan birinin Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

''2 milyon lira kadar para verdik. Emniyete de 2 milyon kadar verdik. Bunda amaç, bu kurumlarda çalışan personellerin konteynerleri ve kalacak yerlerinin hazır hale getirilmesidir. Gerekirse Sağlık Bakanlığımıza da bunu vereceğiz. Bunlar kaçınılmaz hizmetlerdir. Önce sağlık, sonra güvenlikçiler, okullar açıldığında eğitimciler. Yani kamu personelinin hizmetlerini yürütmesi lazım. Şu anda bu konu üzerinde çalışıyoruz. Bir taraftan vatandaşların kışa dayanıklı, daha iyi şartlarda iskanını sağlarken, kamu personeliyle ilgili olarak da bizzat bakanlar buraya geliyor, çalışıyorlar. Biz de onlara gerekli desteği veriyoruz.''
 

''Okulların açılışı bir süre ertelenebilir''

Van'daki okulların 14 Kasım'da yeniden eğitime başlayacağını hatırlatan Atalay, şöyle devam etti:

''Önümüzde henüz vakit var. Öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin bir bölümü, memleketlerine ya da Van dışına tatile gittiler. Bu durum izdihamı biraz daha azalttı ve çalışmaları rahatlattı. 14 Kasım'la ilgili çalışmalarımız, hazırlıklarımız sürüyor. Ancak burada bir yetersizlik, aksama olursa, tekrar bir süre erteleme de düşünülebilir. Tabi bu Milli Eğitim Bakanlığımızla ortak vereceğimiz bir karardır.''
 

Barınma sorunu

Yurttaşların barınma sorununa da değinen Atalay, ''Buradaki iskanda üç safha var. Birincisi acil olarak, ilk andaki iskandır. Bunlar da çadırlardır. Çadır kentlerimiz, mevlana kentlerimiz kuruldu. İsteyenlere çadır verildi evlerinin yanında. Bu konuda sorun yok. Çadır stokumuz da var. Hatta iyi çadırlar da geldi. Şimdi buradaki çadır kentin birini yeniliyoruz. Sibirya şartlarına dayanıklı, Rus çadırları geldi. Şu anda bir çadır kentteki çadırları söküp, bunları kuruyoruz. İkinci safha ise yine geçici kış şartlarında kalacakları ama daha uzun kalacakları konteyner ya da prefabrike yapılardır. Bunlar, içinde banyosu, tuvaleti, mutfağı olan, kışa daha dayanıklı yapılardır. Şu anda bunlardan bir miktar köylere kurduk. 30 Kasım'a kadar köylerimizde konteyner ihtiyacı kalmayacak'' dedi.

Köylere 5 bin konteyner kurulacağını, bunların bağlantılarının yapıldığını ve her gün bir miktar geldiğini ifade eden Atalay, Erciş'te de Türk Kızılay ile TOKİ tarafından da iki ayrı konteyner kent kurulacağını, her kentte 2 bin adet konteyner bulunacağını söyledi.
 

''Köyler yeniden kurulacak''

Atalay, Van merkezde de 2 bin 500 tane konteyner kurulacağını, gerektiğini de bunlara ilave edileceğini anlatarak, kalıcı konutlar yapılıncaya kadar yurttaşların buralarda oturacağını, kalıcı konutların da en kısa sürede yapılacağını bildirdi.

Kalıcı konutlardaki nihai hedefin 2012 yılının eylül ayı olduğunu belirten Atalay, bu konutların sayısının da kesin hasar tespitinin ardından belirleneceğini vurguladı.

Büyük oranda tahrip olan köyleri yeniden kurmayı planladıklarını dile getiren Atalay, sözlerini şöyle tamamladı:

''Şu anda bizim düşüncemiz, o köyleri konutlarıyla, okuluyla, camisiyle, köy odasıyla, yepyeni modern, içinde sıcak su sisteminin yer aldığı modern köyler olarak kuralım diyoruz. Bununla ilgili bazı talepler de var. Bugün turizmciler geldi. Köyün birini en iyi şartlarda turizm köyü gibi biz kuralım diyorlar. İstanbul'dan belediyelerimiz var. Beyoğlu, Fatih, Üsküdar belediyesi köyleri sahiplendiler. Belki bir miktar onların katkısı da olacak. Dolayısıyla köylerle ilgili daha hızlı olacak.''