Kıyafet mi sizi giyiyor siz mi kıyafeti?
Stil danışmanı Berna Durmuş, stil sahibi olmak için insanın kendisini çok iyi tanıması gerektiğini söylüyor. Durmuş “Elbiseyi beğenmekten önce yakışıp yakışmadığına bakmak gerek” diyor.
Dünyaca ünlü Chanel markasının kurucusu Coco Chanel, “Moda geçicidir, stil ise kalıcı” demiş. Her sezon neler giyileceğini belirleyen bir markanın kurucusundan söz ediyoruz. Türkiye’de moda sektörü her geçen yıl daha çok ilerliyor. Artık tasarımcılarımız defilelerde adlarından söz ettiriyor, Türk markaları yabancı markalar kadar kaliteli tasarımlar sunuyor. Peki biz ne giyiyoruz ve ne giymeliyiz? Bu soruların yanıtını Berna Durmuş’a sorduk. Durmuş, Türkiye’de iki yıl moda eğitimi aldıktan sonra Amerika’ya gitmiş ve stil danışmanlığı eğitimi almış. Türkiye’ye geri dönmüş ve şu an isteyenlere düğünlerden gece gezmesine kadar ne giymeleri gerektiğini, dolaplarında ne olması ve olmaması gerektiğini öğretiyor. Görselliğin tavan yaptığı bir yüzyılda her ne kadar senin mesleğin gerekli mi diye sorsalar da...
Kalıp sorunu
12 yıldır bu sektörün içinde yer alan biri olarak Türkiye’deki gelişim hakkında ne düşündüğümüzü sorduğumuz Durmuş, Türkiye’de artık tasarım kavramının nihayet yerleştiğini ve bunun çok sevindirici olduğunu söylüyor. Ancak yine de Paris, Milano ve şimdi de New York gibi bir moda merkezi olmak için birkaç yıl daha geçmesi gerektiğini de vurguluyor: “Birçok ünlü markanın Türkiye’ye gelmiş olması çok güzel bir şey. Çok alternatif var ama o zaman neden herkes hâlâ çok güzel giyinemiyor? New York’ta moda çok daha farklı yerlerde ama ben bundan 10 yıl önce Amerika’ya ilk gittiğimde böyle değildi. Bu gelişimi gözlemledim. Uzakdoğu’yu kendine kapatarak maliyetleri düşürdü, yaratıcılığa ve tasarıma çok önem verildi. O zamanlar Türkiye’de tekstil şirketleri “Tasarımcıya ihtiyaç var mı?” diyordu. Şimdi herkesin tasarımcısı var. Çok uzun yıllar ve ciddi bir çaba lazım.”
Modayı Karl Lagerfeld, Chanel gibi markaların tasarımcılarının yarattığını ve daha sonra dünyaya yayıldığını belirten Durmuş, “O büyük moda devleri ne kullanıyor? Fırfır kullanıyor. Biz burada bir yıl sonra fırfır kullanıyoruz. Burada yaratıcılık yok. Ona göre insan yetişse, haklarını verseler bir ressam neyse tasarımcı da odur. Bu, bir anlaşılsa, o zaman Türkiye bu konuda farklı yerlere gelecek. Türkiye’de çok güzel tasarımlar görüyorsunuz, ama kalıp kötü. Ben 36 bedensem, bir mağazada 40 oluyorum. Nasıl olur? Hatalı kalıp demek bu. Yurtdışında her şey kalıptan başlar. Giydiğiniz üzerinize cuk oturur.” Türkiye’de kalıba yeterince özel gösterilmediğini, yurtdışında bir basit tişörtün yalnızca kalıp aşamasının 3 ay sürdüğünü söylüyor.
Bireysel giyinmek
İmajın dünyada şu an en başta olduğunu ancak Türkiye’de hâlâ “Güzel giyinsem ne olur, giyinmesem ne olur”un sorgulandığını ifade ediyor. Bu mesleği yapabilmek için bedeni, 36 ile 38 beden arasındaki farkı bilmek, bir kadın 44 mü 46 beden mi giyiyor görmek, ayağına baktığınzda kaç numara giyiyor anlamak gerektiğini vurguluyor. Şık olma anlayışını kökten değiştirmek gerektiğini vurguluyor Durmuş. Çünkü hepimizin bildiği gibi bir şey moda olunca herkes sokakta aynı şeyi giyiyor, aynı tip takıları takıyor, çantalar, ayakkabılar hatta saç ve makyaj bile birbirinin kopyası oluyor.
Giyinirken yapılan en büyük hatanın yanlış renkleri kullanmak olduğunu söyleyen Durmuş, kış renklerinin kışın, yaz renklerinin yazın giyilmesi gerektiğini belirtiyor ve ekliyor: “Siyahın altına lacivert giymek gibi temel hataların artık yapılmaması gerekir.” Çünkü renklerin de verdiği mesajlar var. Durmuş’un, politikacılara da önerileri var: “Bakın seçimlere. Amerika’da Obama’nın bir sürü danışmanı var. Ne giyilecek, nasıl dursun, gömleğinin beyazı nasıl olsun? Karısı ne giysin. İyi bir anne mi iyi bir eş görüntüsü mü versin? Tesadüf değil hiçbiri. Ama tabii ki herkesin ten rengi, göz rengi, mizacı, saç rengine bakarak bir değerlendirme yapılabilir. Politikacı için doğru renk lacivert ve beyazdır ama sürekli de beyaz ve lacivert giyilmez ki. Eğer genellersem yanlış yaparım. Ama tabii ki herkese yakışan renkler var. Mesela parlament mavisi herkese gider.”
Güzelin üzerine gitmek
Stil danışmanlığını yaptığı insanlara verdiği bir hizmet de gardrop detoksu Durmuş’un. Dolaptaki eski, demode ne varsa attığını daha sonra yapılan stil analizinden sonra da alışverişe çıktıklarını söylüyor: “Herkesin dolabında bir lacivert blazer, kadınların düz siyah bir elbisesi olmalı.”
Durmuş, bir sürü şeyim var ve hiçbir şeyim yok diyenlerin yanlış alışveriş yaptığını vurguluyor: “Ne moda diye alışverişe çıkılmamalı. Öncelik ihtiyaç olmalı. Her zaman giyilecek bir elbise, bir kot, bir koyu renk bir ceket gerekli. Moda değişiyor. Eğer trendy giyinmek istiyorsan moda olan bir iki parça giysi alınabilir. Saks mavisi pantolon aldım, sarı gömlek aldım. Ama ben bu sarı gömleği neyle giyeceğim, bu saks mavisi pantolona ayakkabı yok. Koordineli alışveriş etmiyor Türk kadını. Gereksiz masraf yapılıyor. Bana diyorlar ki sen çok alışveriş yapıyor, çok para harcıyorsundur. Tam tersi. İndirimi beklerim, akıllı alışveriş yaparım. Aynı elbiseyi 5 ayrı şekilde kulanmayı öğretiyorum.”
Stil sahibi olmak için insanın kendini çok iyi tanıması gerektiğini söyleyen Durmuş, “Kıyafet mi sizi giyiyor, siz mi kıyafeti giyiyorsunuz?” çok önemli diyerek elbiseyi beğenmekten önce yakışıp yakışmadığına bakmak gerektiğini elbisenin değil giyenin güzel olduğunu vurgulamanın amaç olduğunu söylüyor: “Her kadın güzel, her erkek yakışıklıdır. Ama stilini bilmiyorsa kendini çirkinleştiriyor. Benim işim güzeli ortaya çıkarmak. Kusurları kapatmak. Önemli olan güzelin üzerine gitmek.”
Püf noktaları
• İnsanlar sıcak ya da soğuktur. Ten ve saç rengiyle ilgili. Sarışınlar soğuk esmerler sıcak. Sıcak renkler sıcak kadında güzel durur. Kırmızı esmerde güzel durur. Sıcak insanın soğuk renkler giymesi de dikkat çekmek, aykırı olmak için. Şık mı? Hayır. Ama dikkat çekici.
• Bir giyside önce kalıp, sonra kumaş, sonra renk, sonra desen, sonra moda. Örneğin kumaş çok önemli. Ben çok dişi gözükmek istiyorum diyorsa saten, ipek, dantel, tül, tüy giymeli. İş kadınıyım, kadınlığımla değil yaptığım işle var olmak istiyorsa taftadan döpiyes giyebilir. Yerine göre giyinmek çok önemli.
• Göz rengi her zaman size en çok yakışan renktir.
• Çok sert hatları varsa çok maskülen vücutlular omuzları genişse daha yumuşak, yuvarlak çizgili şeyler giymeli. Vücut şekli neyse onun tam tersi giyinmeli. Göğüsleri büyük, beli ince ise daha maskülen şeyler giyinmelidir.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği