KKTC'de Baf şehitleri anıldı

Baf'taki Kıbrıslı Türklerin 1964 yılının Mart ayında Rum saldırılarına karşı gösterdiği direniş ve direniş sırasında şehit düşenler, bugün Güzelyurt'ta düzenlenen törenle anıldı.

Törende, KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, ayağı takılıp düştü ve hafif şekilde yaralandı. Burnu kanayan Denktaş, sağlık durumunun çok iyi olduğunu bildirdi. Denktaş, olayın hemen ardından ilk tedaviyi gördüğünü, hiçbir rahatsızlığının olmadığını, ''hatta kahveye gidip vatandaşlarla sohbet ettiğini'' söyledi.

Güzelyurt'taki Baf Şehitleri Anıtı önünde düzenlenen törene 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın yanı sıra İçişleri Bakanı Özkan Murat, Ekonomi ve Turizm Bakanı Erdoğan Şanlıdağ, Güzelyurt Belediye Başkanı Mahmut Özçınar, 49. Piyade Alay Komutanı Piyade Kurmay Albay Mehmet Akyürek, 2. Piyade Alay Komutanı Piyade Albay Mehmet Çelebioğlu ve ana muhalefet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Derviş Eroğlu ile diğer yetkililer katıldı.

Protokol sırasına göre şehitliğe çelenklerin konulmasıyla başlayan törende, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı eşliğinde bayraklar göndere çekildi.

Baf Türk Birliği temsilcisi Serkan Çakır, törende yaptığı konuşmada, Baf direnişi hakkında bilgi verdi. Geçmişte yaşananların unutulmamasını isteyen Çakır, bugün kazanılan hakların geçmişteki fedakarlıkların eseri olduğuna işaret etti.

"Bir şeyim yok, göreve devam ediyorum"

Törende ayağı takılıp yere düşen KKTC'nin 1. Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, kendisine gösterilen ilgiye teşekkür ederek, ''İlgiye teşekkür ediyorum, bir şeyim yok, göreve devam ediyorum'' dedi.

Rauf Denktaş, ''hiç bir şeyi olmadığını'' esprili bir şekilde bir Nasreddin Hoca fıkrası ile anlattı.

Törende, çelenk koymak için çağrıldığını ve dar bir basamaktan geçtiğini, arkasına dönüp, birine bir şey söylemek isterken, takılarak yüz üstü düştünü belirten Denktaş, şunları kaydetti:
''Maalesef fena düştüm, yüzüstü düştüm. Kanı sulandırıcı ilaçlar aldığım için kanama epey devam etti. Askeri ambülans geldi, askeri doktor gereken muameleyi yaptı, tekrar törene döndüm ve devam ettik.

Lefkoşa'ya döndükten sonra yine hastanede kontrol edildim, hiç ciddi bir şey yok. Yani Nasreeddin Hoca dedi ya; eşekten düşmüş ağlamaya başlamış. Demişler ki bir şey olmadı nedir ağladığın, 'ben düştüğüme değil, nasıl anlatacağım halimi, ona ağlıyorum' demiş. Şimdi ben de o andan itibaren telefonlar alıyorum, ne oldu, neredesin' falan diye. İlgiye teşekkür ediyorum, bir şeyim yok, göreve devam ediyorum.''