Koç: Ölçütümüz hükümete yakın olmak değil
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mustafa Koç, TÜSİAD'ın 39 yıllık geçmişinde zaman zaman TÜSİAD'ın gücü ve etkililiğinin tartışma konusu olduğunu belirterek, "Güç, bizim tercih ettiğimiz bir kavram değil" dedi. Koç, "Biz demokrasilerde güç kullanmaya değil, konsensüse, uzlaşmaya inanan bir topluluğuz. Bizim etkili olma ölçütümüz hükümetlere yakın olmak değil" dedi.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, TÜSİAD'ın 40. Olağan Genel Kurulu'nda açılış konuşmasını, geçirdiği deniz kazası nedeniyle bulunduğu hastaneden, video konferans sistemi ile gerçekleştirdi. Geçen hafta geçirdiği deniz kazası sonrasında kendisine gösterilen büyük ilgiye teşekkür ederek konuşmasına başlayan Koç, durumunun birkaç gün daha hastanede kalmasını gerektirdiğini söyledi. Haiti'de yaşamını yitirenler için de üzüntüsünü dile getiren Koç, "Benzer bir felaketi yakın tarihimizde yaşayan bir ülke olarak bu acıyı çok iyi tanıyor ve Haiti'nin en kısa zamanda toparlanmasını diliyoruz" temennisinde bulundu.
"Sadece TÜSİAD hakkında konuşmak istiyorum"
Genel Kurulların TÜSİAD gibi yapılarda, yalnızca bir önceki dönem için değil, bazen daha geniş planda, amaçların, vizyonun, kurumun önüne koyduğu görevlerin ve hedeflerin tartışıldığı platformlar olduğuna dikkat çeken Koç, "Türkiye gibi gündemi bir türlü durulmayan ya da istikrara kavuşamayan bir ülkede, bizler ne yazık ki bu fırsatı yeterince kullanamıyoruz. Bu yüzden, izin verirseniz bugün yalnızca TÜSİAD hakkında konuşmak istiyorum" dedi.
TÜSİAD'ın bu yıl 39 yılı geride bırakmış olacağına dile getiren Koç, 39 yılın bir ülkenin tarihinde uzun bir süre olmadığını, buna karşılık Türkiye'deki bağımsız, sivil ve gönüllü iş dünyası kuruluşları açısından benzeri olmayan bir sürekliliğin ve kararlığın göstergesi olduğunu belirtti. TÜSİAD'ın ilk kuruluş hedefinin, Ankara'ya, başta sanayi olmak üzere, özel sektörün ülke kalkınmasındaki rolünü ve önemini daha iyi anlatabilmek olduğunu anımsatan Koç, bu hedefin çabuk aşıldığını, TÜSİAD'ın sonraki yıllarda çalışmalarını, karma ekonomiden piyasa ekonomisine geçerek, Türkiye'nin dünya ekonomisi ile entegrasyonu üzerinde odaklandığını kaydetti.
"Zaman zaman şimşekleri üzerimize çektik"
TÜSİAD'ın bu yaklaşımının, Türkiye'nin yeni gelişme modelinin temelini oluşturmaya başladıktan sonra, artık yapılması gerekenin, piyasa ekonomisinin tüm kuralları ve kurumlarıyla yerleşmesini sağlamak olduğunu dile getiren Koç, "Ülkemizde demokrasinin standartlarının yükseltilmesi, siyasetin çağdaş normlara göre yapılması, temel ekonomik, toplumsal ve siyasal alanlardaki reformlarla insanlarımızın yaşam standardının yükseltilmesi de ana konu başlıklarımız olmaya başladı. Türkiye için özlediğimiz yüksek yaşam, yönetim ve piyasa standartlarının kristalleştiği bir model olarak Avrupa Birliği'ni gördük. Enerjimizi AB ile müzakerelerin başlaması üzerinde yoğunlaştırdık. Bütün bu süreçler mücadele ile geçti. Zaman zaman hükümetle ters düştük. Şimşekleri üzerimize çektik. Her zaman spotların altında olduk. Takdir ve eleştiri baş başa bir biçimde çabalarımıza eşlik etti" dedi.
Geriye dönüp bakıldığında TÜSİAD olarak savundukları birçok temel görüşün ülkenin ekonomik, toplumsal gelişiminde etkili olduğunu görebildiklerini dile getiren Koç, ayrıca üyeler arasında, her biri kendine özgü fikirlere sahip üyelerin farklı siyasi görüşlerin ve sesin TÜSİAD'ın zenginliği olduğunu dile getiren Koç, "TÜSİAD'ı 39 yıl ayakta tutan zenginlik işte bu farklılıkların birliğidir" dedi. Her kritik rapordan sonra TÜSİAD'ın çatladığını ileri sürmeye hevesli çevrelerin ortaya çıktığını söyleyen Koç, "Ancak TÜSİAD güçlenerek yoluna devam etmiştir'' diyerek, konuşmasın şu şekilde sürdürdü:
"39 yıldır TÜSİAD'ın partiler üstü kalmasını, ekonomide, siyasette, sosyal konularda taraf olup taraftar olmamasını sağlayan da bu yapıdır. Hemen her hükümet, övgü ve takdirlerimizi memnuniyetle karşılarken, gerektiği zaman yönelttiğimiz eleştirilerimizden ise fazlasıyla rahatsız olmuş, hatta zaman zaman konuşmamızı engellemek için demokrasilerde olmaması gereken tarzda polemikler yaratmış, baskılar uygulamıştır. Ön cephede genellikle derneğin başkanı gözüktüğü için, kimi başkanlarımız kişisel olarak da hedef tahtasına oturtulmuştur."
TÜSİAD'ın gücü tartışma konusu oldıu
TÜSİAD'IN 39 yıllık geçmişinde zaman zaman gücü ve etkililiğinin de tartışma konusu edildiğini dile getiren Koç, "Samimi olarak TÜSİAD'ın güç ve etki kaybettiğini düşünen ve bundan endişe duyan dostlarımıza da şunları söylemek isterim. Birincisi 'güç' bizim tercih ettiğimiz bir kavram değil. Biz demokrasilerde güç kullanmaya değil konsensüse, uzlaşmaya inanan bir topluluğuz. Etkili olmak elbette görüş sahibi olan herkesin arzu ettiği bir şeydir. Bu etki bazen bağırarak, bazen duruşunu bozmadan sabırla tekrar ederek sağlanabilir" dedi.
Ölçütümüz, hükümete yakın olmak değil
TÜSİAD'ın etkili olma ölçütünün, hükümete yakın olmak olmadığını vurgulayan Koç, "Diyalog kanallarının açık olması, ülke çıkarlarını savunduğumuzun anlaşılması yeterli.39 yıllık tarihimiz bize gösterdi ki niyetimiz ve bakış açımız bugün anlaşılmazsa, yarın anlaşılıyor. Bizim etkili olma ölçütümüz, iyi muhalefet yapmak da değil. Bu bizim işim değil. Biz, konumların değil konuların savunucusuyuz. Herkes kendi işini doğru yaparsa bütün bunlara ihtiyaç kalmaz" dedi.
"Bir kısım dostlarımıızın kaygılı oldyğunu görüyorum"
Türkiye'nin AB müzakereleri başladığında, TÜSİAD'ın misyonunu tamamladığı yolunda görüşlerin de ortaya atıldığını hatırlatan Mustafa Koç, şunları dile getirdi:
''AB üyeliği ile ilgili durum ortada. Peki misyon olarak benimsediğimiz diğer gelişme alanları, tüzükteki amaç maddesinin ana bileşenleri ne durumda? İnsan hakları evrensel ilkelerinin egemenliğini sağlamış durumda mıyız? Düşünce, inanç ve girişim özgürlükleri konusunda işimiz artık bitti diyebilir miyiz? Laik hukuk devleti konusunda içimiz rahat mı? Yüksek standartlı katılımcı bir demokrasiye sahip miyiz? Liberal ekonominin, rekabetçi piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarını geri dönülmez biçimde yerleştirebildiğimizi söyleyebilir miyiz? Sürdürülebilir bir çevre dengesi bilincini oluşturabildik mi? Bu sorulara gönül rahatlığıyla 'evet' diyemiyorsanız, TÜSİAD'ın ne misyonunun tartışmasına gerek var ne de daha yıllarca yönetim kurullarımız program ve etkinlik sıkıntısı çekecektir. Bir kısım dostlarımız ülkede çok seslilik, alternatif çözümler sunma ve takipçisi olma konusunda kaygı duyduklarını görüyorum. Onlara bu kürsüden şu teminatı vermek istiyorum. TÜSİAD 39 yıldır olduğu gibi önüne koyduğu misyonu tümüyle yerine getirmeye devam edecektir. Bunun için yapılması gereken ne varsa yapılacak, söylenmesi gereken ne varsa söylenecektir. Bu geçmişte de böyle olmuştur. Gelecekte de böyle olacaktır."
Arzuhan Doğan Yalçındağ'a teşekkür ediyorum
Konuşmasını bitirirken, 3 yıldır çok yakın çalıştığı ve TÜSİAD başkanlığı görevini üstün bir başarı ile yürüttüğünü dile getiren Arzuhan Doğan Yalçındağ'a ve ekibine de teşekkür eden Koç, "Çalışkan ve özverili iş anlayışıyla kurumumuza büyük hizmetleri olan sayın Yalçındağ ile çalışmak bizler için bir zevkti, kendisini özleyeceğiz'' dedi. TÜSİAD'a yeni seçilecek yeni Başkan ve Yönetim Kurulu'na da başarı dileklerini dile getiren Koç, ''TÜSİAD içinde yer alan tüm kurullar ve üyelerimiz, her dönem olduğu gibi bu yönetim döneminde de, misyonumuz çerçevesinde yeni başkan ve yönetim kuruluna destek vermeye devam edecek ve ülkemiz için en yüksek katma değeri yaratmaya çalışacaktır'' diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke