Komşularımızla sıfır sorun hayaldir

Komşularımızla sıfır sorun hayaldir
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.11.2012 - 07:08

Şu da unutulmamalıdır ki, yeryüzünde gerek gizli örgütlerin ve gerekse tüm ülkelerin istihbarat örgütlerinin ve ajanlarının en fazla cirit attığı bir coğrafyada yaşamaktayız. Defalarca ve bizzat Anadolu coğrafyasında kaşınmaya çalışılan ve başarılamayan Soğuk Savaş döneminin siyasal ve günümüzün mezhepsel, etnik ayrıştırma ve çatışma durumu, komşu bir ülkede sahneye konularak ve ülkemiz de bu işin içine çekilerek, bir kez daha ancak, daha tehlikeli bir çatışma ve ayrıştırma sürecine sokulmak istenmekte olabilir.

Komşular arasındaki iyi ilişki ve münasebet karşılıklık ilkesine sıkı sıkıya bağlıdır. Bu durum, kapı komşunuz, apartman komşunuz ve mahalle komşunuz ile olan ilişkinizde de böyledir. Siz ne ve nasıl karar alırsanız alın karşı taraf bu duruma istekli ve hazır değilse, gizli ve açık düşmanca tavırlar içindeyse, ne yaparsanız yapın tek taraflı olarak dostluk, barış tesis edemezsiniz. Bana taş atana ben ekmek atarım diyemezsiniz. Bunu yaparsanız, bunun adı kişisel olarak da, devletler boyutunda da aynıdır Ülkenizin menfaatı, bekası gereği olarak bazı koşullarda hiç yoktan yere, stratejik nedenlerle bir başka ülke ile ya da komşunuz ile suni problem yaratmak durumunda bile kalabilirsiniz. Bunun örnekleri çoktur

‘En az problem’\t\t hedef olmalı

Uluslararası ilişkilerde komşular ya da ülkeler arasında sıfır problem diye bir kavram olmaz, olamaz çünkü temel olan ülke menfaatları, uluslararası münasebetler, stratejik ortaklıklarınız, güvenlik ortaklıklarınız, ekonomik ortaklıklarınız, inanç paydaşlığınız ve etnik bağlılıklarınız gibi pek çok faktör, sorunsuz olmasını istediğiniz ilişkileri engeller ya da geliştirir. Son derece müreffeh bir yaşam içindeki Avrupa ülkelerinin her biri bile birbirleri ile sıfır problemli değildir. Bir ada ülkesi olan İngilterenin dahi Kıta Avrupası ve oradaki yakın ülkeler ile problemleri vardır. ABD ile Kanada bile sıfır problemli değildir.

Duygusal ilişkilere yer yok

Ülke yöneticilerinin birbirleri ile olan dostluk, arkadaşlık, kardeşlik ve buna benzer kişisel yakınlık tanımlamaları ve sosyal iletişimleriyse ülke halklarına/tabana ve çevreye yönelik bir gösteriden ve kısa vadeli bir şovdan, ilişkiden öteye gitmez. Avrupalı, Batılı liderler birbirlerine bu sıfatlarla hitap etmezler. Stratejik ortak derler. Paydaş derler. Kişisel kardeşlik, dostluk nitelemeleri daha ziyade şark ve Ortadoğu ülke liderlerine aittir. Ülkeler arasındaki ilişkiler kısa insan hayatında, seyahat esnasında rastladığınız bir kişi ile veya askerlik sırasında, öğrenim sırasında ya da süreli, birkaç yıllık görevleriniz esnasındaki, sürekli olmayan dostluk, ahbaplık ilişkileri kadar kısadır. Unutulmamalıdır ki, çok yakın geçmişte, Libya lideri şaaşalı bir şekilde Fransa ve İtalyada ağırlandıktan ve hatta saray bahçesinde bedevi çadır kurduktan birkaç ay sonra aynı ülkenin uçakları tarafından üzerine bomba yağdırılmıştır.

Ülke olarak baktığımızda dış ilişkilerimiz bile bu yazının yazarı olan kişinin olayları takip edebildiği son 40 yıl boyunca ne kadar değişken, dalgalı ve ciddi sorunlar yaşadığımızı ortaya koymaktadır. Son yıllarda bile örneğin Suriye ile her iki ülke yöneticilerinin el ele, diz dize olduğu dönemden çıkarak birden savaş çığlıklarının atıldığı bir döneme bir anda giriverdik. Sizin kırmızı çizgileriniz uluslararası güçlerin ve baş aktörlerin ellerindedir. O çizgiler onlar isterse yerinde durur, istemezlerse buharlaşır. Ülke olarak son 10 yılda bunları yaşamadık mı?

Tüm bunları daha da artırmak ve detaylandırmak mümkündür. Ancak bilinmelidir ki hiçbir şey bir ülkenin ulusal menfaatlarının önüne ve üstüne geçemez, geçmemelidir. Uluslararası baş aktörlerin en az 50 yıllık dönemler halinde planladıkları uluslararası stratejilerde hedef ülkeler ile bu planların uygulanmasında yardımcı olan ara ülkeler vardır. Ara ülkelerin bir kısmıysa şimdilik ara ülke, ancak geleceğin hedef ülkesi olabilir. Hedef ülkelerde çıkan yangın ve kargaşanın boyutları çok farklı olabilir ve birdenbire sizin ülkenizi de sarabilir.

Güney komşudaki yangın

Nitekim şu an devam eden güney komşudaki yangın ve kargaşaya son derece dikkat edilmelidir. Bir anda ellili-altmışlı yıllarda çizilmiş olan ve 2000li yılların başında sıkça gündeme gelen ve ülkemizi de içine alan bir Ortadoğu ülkeler haritası birdenbire şekillenebilir ve gerçekleşebilir. Bu durumun ilk temelleri Irakta 2000li yılların başında atılmıştır. İkinci birleştirici temellerin ilk ipuçları diğer güney komşumuzda şekillenmeye başlamıştır.

Şu da unutulmamalıdır ki, yeryüzünde gerek gizli örgütlerin ve gerekse tüm ülkelerin istihbarat örgütlerinin ve ajanlarının en fazla cirit attığı bir coğrafyada yaşamaktayız. Defalarca ve bizzat Anadolu coğrafyasında kaşınmaya çalışılan ve başarılamayan Soğuk Savaş döneminin siyasal ve günümüzün mezhepsel, etnik ayrıştırma ve çatışma durumu, komşu bir ülkede sahneye konularak ve ülkemizde bu işin içine çekilerek, bir kez daha ancak, daha tehlikeli bir çatışma ve ayrıştırma sürecine sokulmak istenmekte olabilir.

Bu coğrafya nasıl ki jeoloji ve jeolojik tarihçe açısından dünyamızın en karmaşık ve problemler yumağına sahip bir bölgesi ise; sosyolojik, etnik yapı, inanç farklılıkları ve gelir dengesi uçurumları, yönetim farklılıkları, cehalet ve bilgisizlik açısından da dünyamızın en sorunlu, en problemli ve karmaşık bölgesidir. Bu bölgedeki en küçük bir kıvılcım ve karışıklık, yangının ülkemize de sıçramasına neden olabilir. Nereye ve hangi tarafa doğru yayılacağı ve nasıl duracağı belli olmaz.

Sonuçta, olan bölge ülkelerine ve halklarına olur. Her zaman emperyalist planlar tutmayabilir. Aynı 89 yıl önce tutmadığı gibi ancak yeni yüzyıl sömürgecileri bundan vazgeçmez, Siz günü kurtarmaya bakarken ve gelecek yılın plan ve programını dahi yapamazken onlar, 89 yıl sonrasının yeni planlarını, gelecek 50 yıllık dönem için farklı ve yeni sürümlerle hazırlamış ve uygulamaya koymuşlardır bile Bu planların uygulanamaması ve tersyüz edilmesi, aynen 89 yıl önce Anadoluda yaşandığı gibi dirayetli, kararlı, bağımsız bir önder ve her türlü yokluğa, yoksulluğa rağmen bağımsızlığa inanmış, birbirleri ile kenetlenmiş, inançlı halk kitlelerinin olup olmamasına doğrudan bağlıdır. Eğer bu yoksa kullanılırsınız, çözülürsünüz, parçalanırsınız ve yeni yüzyıl sömürge planları başarıya ulaşır.

Prof.Dr. Cemal TUNOĞLU Hacettepe Üniversitesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler