"Krizin geçtiğini söylemeye kimse cesaret edemez"
Petrol-İş Sendikası'nın "kriz araştırması"na göre, 2007'de ucu görünen küresel kriz, 2008'de uç verdikten sonra 2009'da da bütün dünyaya bulaştı ve tüm coğrafyaları sardı. Araştırmada, küresel krizin geçtiğini söylemeye IMF dahil, kimsenin henüz cesaret edemediği belirtildi.
Sendika genel merkezinden yapılan açıklamada, Yordam Kitap'ın da basımına ortak olarak daha geniş okur kitlesine ulaşmasını sağladığı araştırma, 6 bölümden oluşuyor. Araştırmada, dünyada krizin 2009 panoraması, 2008 ve 2009'un tamamında küresel krizin Türkiye ekonomisinde yarattığı etkiler, önümüzdeki dönemde emekçi sınıfları bekleyen tehditler ve fırsatlara yer veriliyor.
Araştırmada, 2007'de ucu görünen küresel krizin, 2008'de uç verdikten sonra 2009'da da bütün dünyaya bulaştığı ve tüm coğrafyaları sardığı, küresel krizin geçtiğini söylemeye ise IMF dahil, kimsenin henüz cesaret edemediği belirtiliyor.
Krizin, küresel kapitalizmin beyni konumundaki ABD'nin finansında patlak verirken kısa sürede gelişmiş Avrupa ülkelerinin ve Japonya'nın finans kesimlerine de bulaştığı belirtilen araştırmada, ''Kriz, bu 'merkez ülkelerle' sınırlı kalmadı; Türkiye gibi çevre-bağımlı ülkeleri de içine aldı'' deniliyor.
Araştırmada Türkiye'nin işsizliği en çok artan ülkeler arasında ilk sıralarda yer aldığı ifade edilirken, sermaye çevrelerinin krizi, ''ucuz işgücü'' ile aşmayı hedeflediği kaydediliyor.
Araştırmada özellikle iş çevrelerinin, ''esnek istihdam'' modeli çerçevesinde, ''kıdem tazminatı ödemeden işçi çıkarmak, kısa süreli iş sözleşmeleri yapabilmek, SGK prim yüklerini, ücretten alınan vergi yüklerini en aza indirmek, sendikalaşma, toplu pazarlık, grev hakkı kullanmanın yollarını tıkamak… '' şeklindeki taleplerle, ILO'nun ''güvencesizleştirme'' olarak adlandırdığı istihdam biçimini yaygınlaştırmayı hedeflediği ileri sürülüyor.
Araştırmada, iktidar ve patronların, giderek büyüyen işsizliği, fırsat bilip güvencesizliği dayattıkları iddia ediliyor.
Araştırmanın sunuşunda ise Petrol-İş Sendikası Merkez Yönetim Kurulu imzasıyla yapılan değerlendirmede şu noktalara dikkat çekiliyor:
''Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hem kriz, hem de kriz sürecinde emeğe yönelik gerçekleştirilen saldırılar daha şiddetli yaşanmıştır. 2008 yılında görünür hale gelen ve 2009 yılında ülkemizi etkisi altına alan kriz sürecinde, Türkiye'de imalat sanayinin tüm sektörlerinde daralma yaşanmış, ülkemiz ekonomisi tarihi küçülme oranlarını görmüştür. Krizin ülkemizde yarattığı en büyük hasar, işsizliğin artması, istihdamın esnekleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi olmuştur... Özetle, krizin tüm faturası, emekçi kesimlere çıkarılmış oldu.''
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği