Krizin psikolojik etkileri
İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Şahika Yüksel, toplumda zaten erkeğe tabi olan ikincil roller üstlenen, genellikle de emek değeri düşük kadınların kriz dönemlerinde iş güvencesinden daha da yoksunlaştığını, cinsel istismara ve şiddete daha fazla maruz kaldığını bildirdi.
Antalya Belek'te bir otelde düzenlenen Türkiye Psikiyatri Derneği Yıllık Toplantısı'na (13.Bahar Sempozyumu) katılan İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Şahika Yüksel, ekonomik kriz ile savaş ve doğal afetlerin yol açtığı krizlerin kadınlara etkisini değerlendirdi.
Gerek ekonomik krizler gerekse savaş ve doğal afetlerin yol açtığı kriz dönemlerinin kadınları daha çok etkilediğini kaydeden Yüksel, şunları söyledi:
''Toplumda zaten erkeğe tabi olan ikincil roller üstlenen, genellikle de emek değeri düşük kadınlar kriz dönemlerinde daha da iş güvencesinden yoksunlaşıyor, cinsel istismara ve şiddete daha fazla maruz kalıyor. Standart zamanlarda Türkiye'den söz edersek, kadınların okuma yazma oranı erkeklerden daha düşüktür. İşsizlik ve kayıtdışı sektörde çalıştırılma oranı da öyle. Genellikle emek değerleri de daha düşüktür. Kriz dönemlerinde ise ekonomik yetersizlik artar. Ekonomik koşullar daha kötü olduğunda, erkekler de işsiz kaldığında, kadınlar erkeğe oranla daha kalifiye bile olsa, düşük ücretlerle güvencesiz işlerde çalıştırılıyor. Sosyal bakımdan yoksulların dışlandığı ortamda kadını dışlama daha da artıyor. Örneğin ailesi çok yoksullaşmışsa, evde yemeği hazırlayan kişi rolünü üstlenen kadın, pazara gidip çürük meyve ve sebzeleri de toplayan oluyor. Eğer bunu yapamazsa işe yaramaz, beceriksiz kabul ediliyor.''
Dünyada kriz dönemlerinde yapılan bazı araştırmaların, bu dönemlerde kadına yönelik şiddetin de arttığını ortaya koyduğunu bildiren Prof. Dr. Şahika Yüksel, Amerika'da yaşanan Katerina Kasırgası ve Güney Doğu Asya'yı vuran tsunamiden sonra kadına yönelik şiddet, tecavüz ve cinsel tacizlerin arttığını vurguladı.
Tüm bunlara rağmen kadınların kendilerine ve çocuklarına bakma refleksine sahip olduklarının altını çizen Yüksel, ''Mülteci kamplarında veya depremlerden sonra kurulan çadırlarda yaşayan kadınlar, evi temizleyen, yiyecek hazırlayan veya yiyecek için kuyruğa giren kişiler oluyor. Erkeklerin bir köşede durduğu gözleniyor. Kadınlar krizlerden ruhsal olarak etkilenmiyorlar diyemeyiz ancak yaşamsal işlevleri bozulmuyor'' diye konuştu.
İşsizlik döngüsü
Toplantıda sunum yapan Türkiye Psikiyatri Derneği Dış İlişkiler Sekreteri ve Dokuz Eylül Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı'ndan Dr. Halis Ulaş da, dünyada 1970 yılından beri yedi büyük ekonomik kriz olduğunu, hepsinden bir şekilde etkilenen Türkiye'de ise ayrıca 1980, 1994, 2001 ve 2004 yıllarında ekonomik krizler yaşandığını hatırlattı.
Ekonomik krizlerin, işsizlik ve yoksulluk gibi iki önemli sonucu olduğunu vurgulayan Ulaş, 2008 yılında başlayan küresel ekonomik krizin sonucunda işsizlik oranının 13.6 olduğunu, bu yılın Ocak ayında ise Türkiye rekoru kırılarak 15.5'e yükseldiğini belirtti. 1987 ile 1996 yılları arasında yapılan ruh sağlığı ile ilgili 16 çalışmanın 14'ünde işsizliğin insanların psikolojik iyilik halini olumsuz etkilediğinin gözlendiğini de anlatan Halis Ulaş, şunları söyledi:
''İşini kaybeden bireylerin, işini koruyanlara göre depresyon oranları iki kat fazladır. ABD'de 94 bin 267 kişi üzerinde yapılan bir araştırma, bu oranların çalışanlarda yüzde 6.6, 1 yıldan kısa süredir işsiz olanlarda yüzde 15.5, bir yıldan uzun süredir işsiz olanlarda ise yüzde 14 olduğunu ortaya koymuştur. İşsizlik süresi yaş, cinsiyet, ırk, medeni durum ve sosyo-ekonomik durumdan bağımsız olarak riskli alkol kullanımını, madde kötüye kullanımını ve suç davranışını artırıyor. Buna karşılık işsizlik yardımı, işsiz bireyleri alkol kullanımına, depresyona ve kilo kaybına karşı koruyucu etki gösteriyor. İşsizlik, intihar riskini 2- 3 kat artırıyor.''
İşsiz kalınca ruh sağlığı sorunları yaşayan insanların, daha sonra bu sorunlar nedeniyle yeniden istihdam sıkıntısı yaşadığını da vurgulayan Dr.Ulaş, hem fiziksel hem de ruh sağlığı sorunu olan bireylerin, yalnızca fiziksel sorunu yaşayanlara göre, en az yüzde 20 oranında daha düşük istihdam oranına sahip olduğunu bildirdi.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala da, işsizliğe ve iflaslara yol açan ekonomik krizlerde hane halkı gelirlerinin azalmasıyla yiyeceklerin nitelik ve niceliğinin de azaldığını, sağlık hizmetlerine ve eğitim harcamalarına pay ayrılamadığını bildirdi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke