'Kuran'ı duvarlarda hapsetme girişimi bozulmuştur'
Başbakan Erdoğan, "Ana muhalefet lideri, 'kutsal kitabımız, onu evlerimizin en güzel yerlerine asarız' diyor. Kuran-ı kerimi duvarlarda hapsetme girişim, dün millet eliyle bozulmuştur" dedi.
Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu'nun (TUSKON), 4'üncü Olağan Genel Kurulu'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu eşlik ederken, genel kurula TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ve çok sayıda işadamı katıldı.
Konuşmasına, "TUSKON mensuplarının, Türkiye'nin adını dünyaya duyurdukları, ay yıldızlı bayrağın azizliğini dünyaya taşıdkaları için şahsım, ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum" diyerek başladı. Erdoğan, IMF'e olan 23,5 milyar dolarlık borç rakamının, 2,3 milyar dolara kadar düştüğünü söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Meclis'ten geçen 4+4+4 eğitim sistemi ile 28 Şubat sürecinin en önemli izinin silindiğini ve ana muhalefet partisinin yeni eğitim sistemine karşı duruşunu ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, "Ana muhaleft genel başkanı, 'kutsal kitabımız, onu evlerimizin en güzel yerlerine asarız' diyor. İşte Kuran anlayışları bu. Tarih boyunca kuran-ı kerimi haşa bir tarihi eser olarak görmek istediler. İş okunmasına gelince, bütün yollar kapatılır. Dün, o kapanan yollar açılmış, Kuran-ı Kerimi duvarlarda hapsetme girişim, dün millet eliyle bozulmuştur" dedi. Erdoğan'ın bu sözleri, işadamları tarafından uzun süre ayakta alkışlandı.
'Türkiye, milletin rotasında yürüyor'
Türkiye'nin bugün ulaştığı noktanın bizzat milletin eseri olduğunu belirten Edoğan, "Hiç tartışmasız Türkiye, milletin rotasında yürüyor. Bu aziz milletin arzusu, talepleri hedefleri doğrultusunda yükseliyor. İşte, onun içinde büyüyor ve başarıyor" dedi. Erdoğan, katıldığı Kore'deki nükleer güvenlik zirvesinde devlet başkanlarının Türkiye'yi ilişkin takdirlerini ifade ettiğini dile getirerek, "Hepsi takdirlerini ifade ederken, 'bunun formülü nedir' dediler. Hep bunu sordular" dedi. Bu başarının arkasında milletin yanı sıra, güven ve istikrar olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sır burada. Bunun arkasında başka bir şey aramaya gerek yok" dedi. Buna karşın kendilerine yolsuzluk ithamı yapıldığını, ancak bu ithamda bulunanların ülkenin geçmişine bakma lütfunda bulunmadığını söyleyen Erdoğan, iktidarları süresince olan 9 yıllık sürede 15 bin kilometre yol yaptıklarını, yurt içinde 46 noktaya uçulduğunu ve aynı zamanda hidroelektrik santraller, termik santrallerin halen yapıldığını, bütün bunların da güvenle yapıldığını söyledi. Özelleştirme ile müteşebbisin önündeki taşların kaldırıldığını ifade eden Erdoğan, "Hala da kaldırılıyor. Niye? Benim müteşebbisim rahat adım atsın. Yoksa müteşebbis rahat adım atar mı? Atmaz. Önce güveniyor, ufkunu görüyor" dedi.
'Bir kere yanıldık'
Erdoğan, halen bazı muhalif çevrelerin "Yani gerçekten normal seçimler, gene 2015'de mi olacak?" diye sorduğuna işaret ederek, "Ne bekliyorsun? Zaten istikrarın teminatı o. Tabi ki 2015'de olacak. Bunu kaç kere söylediler ama dert başka. Kafaları nasıl bulandırırız. Zihinleri nasıl bulandırırız. Çok partili dönemde 16 ayda bir seçim yapmışız. Böyle yükselmek mümkün olur mu? Biz geldiğimizden bu yana bunu yıktık. Biz ne diyoruz? 'Belirlenen, ilan edilen neyse o tarihte yapılır." dedi.
Erdoğan, kendilerinin sadece bir kere yanıldıklarını açıklayarak, şöyle devam etti: "Sadece Cumhurbaşkanlığı seçimini 7 yılda değil de halka gidelim diye. Böyle bir sözü o zamanki parlamentoda grubu olan bir partiye, o sözü verdik. Orada 5 yılda 4 yıla inme noktasında onlarla bir anlaşma yaptık. Orada bir yanlış yaptık. Keşke biz onlarla, o anlaşmayı yapmamış olsaydık. Yine 5 yılda bir bu ülkede genel seçimler devam etmiş olsaydı. Ama biz sözümüzde durduk, onlar, sözlerinde duramadıkları gibi, birilerinin talimatıyla genel merkezlerinden dışarıya çıkamadılar, meclise gelemediler."
'Yürüyeceksin millet, yürüyecek arkandan'
Bunları yaşadıklarını, yine de aynı şekilde kararlılıkla yollarına devam ettiklerinin altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Kardeşlerim, siz arkanıza karanlık güç odaklarını, mafyaları, çeteleri, cuntaları, Galata bankerlerini, Hazine'yi, kamu bankalarının kaynaklarını almadınız. Siz ideoloji ile yürümediniz, dayatmalara baskılara, engellere boyun eğmediniz. Arkanıza sadece ve sadece millleti aldınız ve yola böyle devam ettiniz. Siz, işte beşer planında bu nedenle büyüksünüz. Siz, arkanıza milleti aldığınız için, milletle yürüdüğünüz için büyüksünüz ve bu ülkeyi büyütüyorsunuz. Şundan emin olunuz, tıpkı sizler gibi bu hükümet de sadece ve sadece milletle yürüyor. Hani diyor ya Arif Nihat Asya, 'Yürüyeceksin millet, yürüyecek arkandan'. Mesele bu". Bugüne kadar iktidara gelen hükümetlerin bunu dikkate almadığını savunan Erdoğan, "Başarımızın arkasında sadece ve sadece millet var. Bugüne kadar milletimizle yürüdüğümüz bu yolda, aynı şekilde milletimizle yürümeye devam edeceğiz. Birlikte yürüdüğümüz arkadaşlarımızla, kardeşlerimizle ele ele, omuz omuza beraber yürümeye devam edeceğiz" dedi.
'Çeteleri arkamıza almadık, üzerine gittik'
Hükümetlerinin arkasına karanlık güçleri almadığını tam tersine karanlık güç odaklarının üzerine gittiğini ve gitmeye deva ettiğini belirten Erdoğan, "Bu hükümet arkasına mafyaları, çeteleri, cuntaları almadı, tam tersine onların üzerine kararlılıkta gitti ve gidiyor. Bu hükümet arkasına sermayeyi almadı. Bu hükümet, sermayenin, seçkinlerin, elitlerin, patronların hükümeti olmadı. Hak sahibi olanların hizmetkârı oldu. Bu hükümet hazineyi boşaltan değil, hazineyi dolduran, kamu bankalarını zarara uğratan değil, kamu bankalarını kara geçiren bir hükümet oldu" dedi. Erdoğan, iktidara geldiklerinde kam bankalarından Ziraat, Halk ve Vakıf Bankasının halinin ne olduğunun bilindiğini ifade ederek, "Şimdi bu bankalar, Avrupa'da rekabet ediyorlar" dedi.
'MB döviz rezervini 91 milyar dolar yükselttik, nasıl hortum var?'
Konuşmasında Merkez Bankası'na da değinen Erdoğan, "Bu hükümet, Merkez Bankası'nın kaynaklarını hortumlayan, milletin parasını har vurup harman savuran bir hükümet olmadı. Tam tersine, 27 milyar dolar olarak aldığımız Merkez Bankası'nın döviz rezervini, dün itibariyle 91 milyar dolara yükseltti. Şimdi Allah aşkına soruyorum Ya? Nasıl hortumlayan bir hükümet oluyor, bu hükümet. Nasıl bu yolsuzluklara vesile olan bir hükümet oluyor" diye sordu.
'Hortumları kestik'
Türkiye'nin Uluslararası Para Fonu'na (IMF) koalisyon hükümeti döneminde olan 23,5 milyar dolarlık borç tutarının, şimdi 2,3 milyar dolara kadar düştüğünü bildiren Erdoğan, "Daha ne olsun. Onlar borçlandı biz ödüyoruz. Yolsuzlukla bu olur mu? Hortumculukla bu olur mu? Hortumları keserek bu olur. Biz kestik. Onun için oluyor. İşte şimdi biz ödüyoruz" dedi. Hükümetin isterse IMF'nin borcunu tıkır tıkır ödeyebileceğinin de söyleyen Erdoğan, "Şu anda 'al paranı git' deriz. Fakat, gerek yok. Çünkü önümüzdeki yıla kadar vakit var ve çok basit, ufak, düşük bir şey veriliyor. O da önemli değil. Önem vermeyelim" dedi. Finans yönetiminin çok önemli olduğuna vurgu yapan Erdoğan, büyüklerin, finans ve insan kaynağının çok iyi yönetildiğinde başarının yakalanabileceği önerisinde bulunduğunu da dile getirdi.
'Biz kabile devleti değiliz'
Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada senlik-benlik kavgasına asla müsaade etmeyeceklerini, fitneye, nifaka asla prim vermeyeceklerini söyledi. "Bize 'ben' demek yakışmaz" diyen Erdoğan, kutsal kitapta da "ben" değil, "biz" ifadesinin bulunduğunu ve kendilerine umutlarını bağlayan ülkelere de sırtlarını dönmeyeceklerini kaydetti. Erdoğan, "Biz bir kabile devleti değiliz. Biz, devleti aliyeyi Osmaniye'nin (Osmanlı) bakiyesi üzerine kurulmuş bir devletiz. Umudunu bize bağlamış kitlelere de sırtımızı dönmeyeceğiz. Yüreği Türkiye ile atan mazlumları da asla ve asla hayal kırıklığına uğratmayacağız. Türkiye'yi büyüterek, bölgesinde güçlendirerek, barışı, kardeşliği, dayanışmayı yücelterek, geçmişte olduğu gibi, gelecekte de büyük bir devlet, millet olarak anılmaya devam edeceğiz" dedi.
'28 Şubat sürecinin en önemli izi dün TBMM'nin iradesiyle kaldırıldı'
Konuşmasında, dün yasalaşan eğitim yasasına da değinen Erdoğan, meclisten geçen yeni eğitim sistemi ile TBMM'nin dün bir kez daha tarih yazdığını ve bir kez daha egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunun altını kalın çizgilerle teyit ettiğini vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti: "28 Şubat sürecinin en önemli izi, dün TBMM'nin hür iradesiyle ortadan kaldırıldı. Dün genel kurulda faşizan değil, baskı ve dayatma değil, demokrasi iradesi galip geldi. Duvarında 'Egemenlik Kaysız Şartsız Milletindir' ifadesi ilk defa yerini buldu. Çünkü, çoğu kez, o ifadeye rağmen bir şeyler yapılıyordu. Şimdi ona rağmen yapılamadı, milletin iradesi tecelli etti. Statükonun tüm direnişine, tüm tahriklerine ve provakasyonlarına rağmen dün TBMM'de sadece ve sadece millet iradesi hükmünü verdi. Değişime direnen zihniyet, dün Ankara'da parlamentoda milletten gereken cevabı aldı. Bir kez de sizlerin huzurunda, hür vicdanları ile karar verip, milletin sesine kulak verip, milletin arzusu doğrultusunda oy kullanan ve tarih yazan milletvekillerini yürekten şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Kesintisiz eğitim dayatmasına itiraz eden, itiraz gerekçelerini sokakta cam, çerçeve kırarak değil, polise taş atarak değil, raporları ile akademik çalışmaları ile deneyimleri ile ortaya koyan tüm sivil toplum kuruluşlarına da buradan ayrıca teşekkür ediyorum."
'Kargalar güler'
Erdoğan, ana muhalefet partisinin bu düzenlemeye aylardır karşı çıktığını ve neden karşı çıktığını da ifade edemediğini iddia etti. CHP'nin Tandoğan mitingini de eleştiren Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Ah benim kardeşlerim... İçtüzük'te yazar... Miting, parlamentodaki grup toplantılarında yapılır. Gelip de,Tandoğan Meydanı ya da başka yerde yapılmaz. Ancak başka yerde yapacaksan yaparsın o ayrı mesele. Fakat, 'bu hafta salı toplantımızı Tandoğan Meydanı'nda yapacağım' dediğiniz zaman, buna kargalar da güler. Bunu kimse yutmaz ama ne oldu? Toplantıyı da yaptılar fakat o toplantı birşeyi değiştirecek durumda değildi. Hiç bir söz ortaya çıkmadı. Söylemediler, söyleyemediler. Çünkü bunlar milletle hiç bir zaman aynı yöne bakmadılar. Hiç bir zaman milletin hissiyatını paylaşmadılar. Anne babaların feryadını hiç bir zaman duymadılar. Bunlar, başörtüsünü yasaklamanın de demek olduğunu bilirler, ama üniversitenin kapısından geri çevrilmesinin ne demek olduğunu bilmezler. Bunlar ikna odalarını çok ama çok iyi bilirler, ama ikna odalarındaki genç kızların hissiyatını bilmezler. Bunlar imam hatipleri kapatmanın, kuran kurslarını yasaklamanın, gençleri milli, manevi değerlerden uzaklaştırmanın ne olduğunu çok iyi bilirler, ama çocuğunu istediği kursa, istediği okula gönderemeyen, çocuğuna din eğitimi verdiremeyen, kuran kursuna gönderemeyen bir annenin, bir babanın yürek acısını bilmezler."
'Rahmetli babam, mahalle camiindeki Ali Efendi'ye teslim etti'
28 Şubat sürecinde 15 yaşına kadar çocuğunu mahalle camine dahi göndermenin yasaklandığına işaret eden Erdoğan, "Beni rahmetli babam, mahalle camiindeki Ali efendiye teslim etti, ben ilkokuldan itibaren onun dizi dibinde yetiştim. Kaybetmedim ya çok şey aldım. Hem ilkokula, hem oraya gittim. Bu bize kaybettirmez ki kazandırır. Bırak isteyen istediği gibi yapsın. Burada cebir, şiddet yok. Ama sen cebirle şiddetle ne yapıyorsun yasaklıyorsun. Fark bu" dedi.
'Kurandan değil, okutulmasından korkuyorlar'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Kuran-ı Kerime ilişkin sözlerini de eleştiren Erdoğan, dün İzmir'den seslenen Kılıçdaroğlu'nun "Kuran-ı Kerim baştacımızdır, onu evlerimizin en güzel yerine asarız, annelerimiz oyalı kılıflarla süsler, elimize besmeleyle alırız" sözlerini hatırlatarak, "İşte bunların Kuran anlayışı bu. İstiklal şairimiz Akif'in tanımlaması çok güzel. 'Ya açar bakarız azmi celinin yaprağına, yap üfler geçeriz bir ölünün toprağına, inmemiştir Kuran, bunu hakkıyla bilin ne mezar da okunmak ne de fal bakmak için.' İşte Akif'in anlayışı bu. Sayın Kılıçdaroğlu'ndaki anlayış bu. Neyse, yine de süslü kılıflarla evin bir köşesinde duruyormuş. Bunlar duvarda kılıfı içinde asılı duran kitaptan hiç bir zaman korkmadılar. Bunlar o kitabın okunmasından, okutulmasından ve anlaşılmasından korktular" sözleri üzerine, uzun süre ayakta alkışlandı ve "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganları atıldı.
'Kuran'ı kılıflarına hapsetme girişimi, dün millet eliyle bozuldu'
Tarih boyunca Kuran-ı Kerim'in bir dekor ve tarihi eser olarak görülmesinin istendiğini Erdoğan, işin, onun okutulmasına, öğrenilmesine ve öğretilmesine gelince bütün yolların kapatıldığını ve yolların engellerle döşendiğini iddia ederek, "İşte dün, TBMM'de o kapanan yollar açılmış, o yollardaki tüm engeller kaldırılmıştır. Kuran-ı Kerim'i duvarlarda kılıflarının içine hapsetme girişimi, dün millet eliyle bozulmuş, bu bozuk zihniyet millet nezdinde bir kez daha mahkum edilmiştir" dedi.
Erdoğan, 1950'li yıllında milletin Adnan Menderes eliyle, nasıl ki ezana asli metniyle kavuştuysa, bugün de dinini tam anlamıyla öğrenme özgürlüğüne kavuştuğunu vurguladı. İsteyen anne ve babaların Kuran-ı Kerim öğretimi, isterse Hazreti Muhammed'in hayatının öğrenimine çocuklarını hemen verdirebileceğini açıklayan Erdoğan, "Kuran-ı Kerim'i öğrenmekten, Sevgili Peygamberimizin hayatını öğrenmekten daha güzel ne olabilir?" diye sordu.
En Çok Okunan Haberler
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Ölü ve yaralılar var!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!