'Made by AKP'

CHP lideri Deniz Baykal partisinin grup toplantısından AKP hükümetinin icraatları ve dün görücüye çıkan Anayasa Paketi'yle ilgili açıklamalarda bulundu.

Baykal'ın konuşmasından satır başları şöyle...

-Ne diyor... "Ben yönetmek üzere geldiğim devleti yeniden tanımlayacağım... Yeniden oluşturacağım" Bu bir parti işi değildir. Bu bir süreçle elbirliğiyle, katkı vererek, müzakere ederek, halkın desteğiyle demokratik bir sürecin içinden çıkar.

-Toplumun bizden ne istediği bellidir.

-Yargı bağımsızlığı konusunda ciddi tehditleri var.

-Seçimlerde 'Kimse işsiz kalmayacak' diyen Başbakan "Millete işverme yükümlülüğü içinde değilim" dedi.

-Yasaklar kalkacak dedi Başbakan ama Türkiye bir korku içine girdi. 'Acaba benim de telefonum dinleniyor mu? Acaba yazdığım bu cümle bana ya da gazeteme bir zarar verir mi?' Ne oldu özgürlükler ülkesi olacaktık?

-İşsizlik Türkiye'nin en temel konusu haline geldi. Çiftçi üretemez haline geldi. Pancar ekenler, tütün ekenler ekemez hale geldi. Ürününü ekilebilecek halden çıkardı. Esnafı siftah yapamayacak hale getirdi.

-Çiftçi ürettiği ürünü üretemez hale geldi. Çiftçinin hak ettiğini vermeyi bırak ürettiği ürünün ürettiremez hale getirdin. Sadece 1 aydaki hayat pahalılığı emekliye verdiğin zammı aldı götürdü.

-Doğu ve Güneydoğu kalkınacak dedi tam tersi oldu. GAP olduğu yerde kaldı. Oradaki fabrikalar kapatıldı. Geçmişte bile Güneydoğu’nun Türkiye’nin milli gelirinden aldığı pay daha fazlaydı.

-Şimdi böyle bir tabloyla karşı karşıyayız. Sen anayasa değiştireceğiz diye değil bunları değiştireceğiz diye oy istedin yaptın mı bunları?

-Ekonomik ve Sosyal Konsey her 3 ayda bir toplanacak herkes konuşacak dedi. Konsey’in son toplanmasından bu yana 1 yıl geçti.

-Hükümet halkın ekonomik ve sosyal sorunları altında ezildi.

-Anayasa paketi Made by AKP.

-Kimse bir şey bilmiyor. O imzayı atanlarda bir şey bilmiyor. '3 gün içinde ya evet ya hayır deyin' diyor. Böyle Anayasa değişikliği olmaz.

-Önümüzde bir taslak var. Bu seçimlere bir yıl kadar bir sürenin kaldığı, gider ayak bir parlamentonun, halk desteği kaybolmuş bir siyasi partinin kendi ihtiyaçları doğrultusunda Türkiye'ye dayatmaya çalıştığı bir Anayasadır.

-Biz '12 Eylül Anayasası kalksın. AKP Anayasası gelsin' diye bir anlayışı kabul etmeyiz.

-Israrla bir şey söylüyorum. Siyaseti kışlaya sokmayın. Siyaseti yargıya sokmayın. Kimse benim camim diyemez. Cami kimsenin olmamalıdır. Hepimizin olmalıdır.

 -Camiye müdehale etmeyin. Cami kamunun camiyi özelleştirmeyin. Camiyi siyasete sokmayın. Anayasamızın bu konudaki anlayışını koruyun. Oybirliğiyle dini siyasete alet eden bir parti olarak mahkum oldu. Hüküm verildi hakkında.

-Kışlayı partiselleştirmeyin. Partinin ordusu haline getirmeye çalışmayın. 'Ee canım zaten eden mi var?' deme imkanımız malesef kaybolmuştur. Bunun da vahim sonuçları var.

-Mahkemeye siyaseti sokmayın. Mahkeme bir siyasi partinin mahkemesi olmasın. Bu noktaya yönelik sistemli bir gidişle karşı karşıyayız.

-İşin özü AKP'nin kendi yargı düzeninini kurmak için uygulamaya geçtiğidir.

-3 tane konu var. Yemeğin etrafındaki süslerdir. Garnitürdür. Kenar süsüdür.

-Bu 3 ana meselede: Anayasa mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Siyaseti denetleme işlemini yargıdan alıp denetlenecek olan siyasetçilerin kararına bağlama girişimidir. Hukuk dışına çekmekdir.

-Bu Anayasa mahmemesi AKP'nin Anayasa Mahkemesi olacaktır.

-Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçiminde Cumhurbaşkanı etkili olacak.

 -Cumhurbaşkanının yaptığı seçimde objektif olup olmayacağı konusunda YÖK örneğine bakmak gerekli. Cumhurbaşkanına 19 Anayasa Mahkemesi üyesinin 16'sını sen seç diyeceğiz.

-Bugünkü Cumhurbaşkanını, Başbakanı yargıyacak olandır Anayasa Mahkemesi. Bunun altında yatanı bilin. Bu baştan aşşağı bir tertiptir.

-Bu düzenlemeler çok açık bir şekilde tilkiye kümesteki tavukları emanet etmektir. Sen mahkum olmuşsun. 'Bir daha olmayayım' diyor. 'Ben kendi Anayasamı yapayım ve ona göre yaşayacaksınız' diyor.

-Bu kadar düzenleme var. Yanına da başka garnitürleri koymuş. Ne olacak 'Anayasa yaptık, demokratik anayasa yaptık' böyle bir şey yoktur.

-Yapılacak olan değişiklik kısmi bir değişiklik değildir. Anayasal sistemimizin temel dayanağıdır değiştirilmek istenen. Bunu değiştirdiğiniz zaman her şey değişmiş demektir. Hukukun üstünlüğünün korunmasına mı yöneliktir? Hayır.

-Bu düzenleme bizim bildiğimiz Cumhuriyetimizin özünü oluşturan temel ilkenin bu iktidar tarafından tahrip edilmesi demektir. Yargı bağımsızlığı bu değişiklikle tahrip edilecektir. Sivil darbe süreci bu değişiklikle noktalanacaktır.

-Hukuk ve siyaset şimdiye kadar yaşamadığı tartışmaları yaşayacaktır. Türkiye ne yazık ki Cumhuriyetin bu aşamasında bildiğimiz Cumhuriyet aynı Cumhuriyet olmaktan çıkacaktır. Zaten bir müddettir bu yaşanıyor. Basın susturulmuş ve korkutulmuştur.

-Ne mutlu ki bunun farkında olan sizler varsınız. Memleketin namuslu, şerefli insanları var.