"Manzara biraz bulutlu"

İzmir Ekonomi Üniversitesi tarafından düzenlenen ''Türkiye ve AB İlişkileri'' konulu konferansa konuşmacı olarak katılan Mellado, yüzlerce uzmanın Türkiye'nin AB'ye katılımı için çalışmalar yürüttüğünü, bu kapsamda yüz binlerce avroluk projelerin hazırlandığını söyledi.

Türkiye'nin AB'ye katılmanın önemini kavramış durumda olduğunu belirten Mellado, hem Türkiye'de, hem de AB'de üyelik için desteğin olduğu gibi, bu sürece güvensizlik penceresinden bakanların ve ''sürecin hiçbir yere gitmediğini'' düşünenlerin bulunduğunu kaydetti.

Mellado, bu süreçte daha fazla tartışma ve diyalog ortamının yaratılmasının önemine işaret ederek, ''Katılım sürecinde oluşan güvensizlik sorunu bu şekilde aşılabilir'' diye konuştu.

AB'den gelen mesajlarda ''tutarsızlıkların'' bulunabildiğini, bazı AB üyesi ülkelerin Türkiye'nin katılımını desteklerken, bazılarının ''Türkiye'nin hiçbir zaman üye olamayacağını'' söylemesinin bu tutarsızlığın en önemli kaynağı olduğunu anlatan Mellado, ''Bu farklı mesajlar güven kırıcı. AB'nin samimi olmadığı düşüncesini yaratıyor'' şeklinde konuştu.

Üye ülkeler içinde farklı düşüncelerin olabileceğini vurgulayan Mellado, ''Fakat Türkiye söz konusu olduğunda verilmesi gereken mesaj, 'Türkiye'nin tam üyelik için gerekli reformları yapması gerektiği' olmalıdır'' dedi.

Mellado, AB'nin işlerliği için ''olmazsa olmaz'' olarak nitelediği ilkeleri, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokratik kurumların korunması şeklinde sıralayarak, ''Bunlar yerine getirilmezse AB işlemez. Bu yüzden bu siyasi kriterlere bu kadar önem veriliyor. En büyük destekçisi olan ülkeler de Türkiye'den daha fazla demokratikleşme talep ediyor'' dedi.

Bu süreçte ulusal mutabakatın ve devlet kurumlarının uyumunun öneminin altını çizen Mellado, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Türkiye'nin kendi içinde tartıştığı konular var, Anayasa reformu, devlet-din ilişkileri, farklı etnik ve dini gruplara toplumda nasıl davranıldığı gibi. Bunların tartışılması çok önemli. Bu süreçte mutabakat ortamının yaratılması çok önemli. Bu ortamın Türkiye'de çok fazla yaratılmadığını görüyoruz. Aslında bu mutabakatı sadece AB değil, toplum da talep ediyor. Özellikle gençlerin daha açık bir toplum ve daha açık devlet yapıları için talepleri var. Bunlar Türkiye-AB ilişkilerinin önemli unsurları.''

Diego Mellado, Türkiye'nin AB'ye üye olmasının AB açısından da son derece ''anlamlı ve gerekli'' olduğunu ifade etti. Türkiye açısından bakıldığında ise üye olmamanın Türkiye için ''olumsuz'' bir gelişme olacağını vurgulayan Mellado, çünkü üye olmanın Almanya, İngiltere, Fransa gibi son derece büyük ve güçlü ülkelerle aynı birlikte olmak anlamına geldiğini, Türkiye'nin kendi bölgesinde bu güçlü ülkelerle bir arada olan bir ülke olarak yer alacağını belirtti.

Mellado, AB'de satın alma gücü yüksek, Gayri Safi Milli Hasıla açısından güçlü ülkelerin bulunduğunu, birliğin alım gücü çok yüksek bir pazar olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Ben, Türkiye-AB ilişkilerine iyimser bir açıdan bakıyorum. Buradan ayrıldığımda da geride pozitif bir manzara bırakmak istiyorum. Türkiye penceresinden manzara biraz bulutlu, sorunlar varmış gibi görünüyor. Fakat AB-Türkiye ilişkilerinin gün geçtikçe daha güçlendiğini, Türkiye'nin sorunlu alanlarda bile kendini güçlendirdiğini, özellikle dış politika konularında önemli yollar kat ettiğini, AB'nin de bu açıdan daha da yaklaştığını görüyoruz.''