‘Mevzuat’ Mevzu Oldu!

TBMM Genel Kurulu’nda, geçen hafta salı günü İç Güvenlik Paketi’nin Polis Akademisi’nin kaldırılmasıyla ilgili maddesi görüşülürken MHP’li Hasan Hüseyin Türkoğlu, o gün Resmi Gazete’de yayımlanan bir yönetmelik değişikliğini gündeme getirdi:

“Bugün Resmi Gazete’de bir yönetmelik yayınlandı. O yönetmelik, bu okullarda eğitimi tamamlamadan ayrılanların tazminat ödemesine ilişkin bir yönetmelik. İşte bu yönetmelik burada. Bu yönetmelikle 4 katı yani okulda kendilerine verilen eğitim masrafının 4 katı tazminat ödenmesine ilişkin düzenleme yönetmelikle çıkarılıyor.”

Bunda ne var denilebilir ancak Türkoğlu konuştukça daha ilginç bir durum ortaya çıktı:

“4562 sayılı Kanun’un 15. maddesini Anayasa Mahkemesi, 4 katını hukuk devleti ilkesine uygun bulmadığı için ta 2012’de iptal etmiş anayasaya aykırı olduğu için.

Ancak biz bu yönetmelikten dolayı Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme birimini aradık. ‘Kardeşim, sizin Anayasa Mahkemesi’nden haberiniz yok mu? Anayasa Mahkemesi, bu hükmü, 4 katı ibaresini iptal ettiği halde niçin sizin sitenizdeki 4562 sayılı Kanun’da hâlâ 4 katı ibaresi var’ dedik.

Bugün saat 17.24’te 4 katı ibaresi vardı. Fakat biz bu telefon görüşmesini yaptıktan sonra 17.52’de bu mevzuat değiştirildi Anayasa Mahkemesi’nin kararı doğrultusunda.” Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü’nün ihmaline dikkat çeken Türkoğlu, başka bir soru işaretini gündeme getirdi:

“Şimdi burada hükümeti temsil eden sayın bakana soruyorum.

Bu mevzuat bilgi sistemine güvenelim mi? Bu mevzuat bilgi sistemindeki kanunlar güncel mi? Türkiye Büyük Millet Meclisi burada kanun yapıyor, oraya işlenmiyor mu, bu bir. İki, Emniyet Genel Müdürlüğü, 4 katı ibaresi kaldırılmasına rağmen mevzuat sisteminde bulunan bu hüküm çerçevesinde okulu zamanında bitiremeyen bu zavallı çocuklardan bugüne kadar, bugün bu yönetmelik değişikliğini yapana kadar kaç kişiden haksızca para almıştır? Kaç çocuk 4 kat ödemiştir?”

Siyasetçilerin ‘Ecdat’ Sınavı!

Sadece 2015’in başından bu yana 55 kadın cinayete kurban giderken TBMM Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerini Araştırma Komisyonu’nun önemi de her geçen gün artıyor. Ancak komisyon ilginç denilebilecek sunumlara sahne oluyor. Bunlardan bir tanesi psikiyatr, Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın yaptığı sunum. Tarhan; şiddet, şiddetin sebepleri, şiddet eğilimli insanların psikolojik bozuklukları üzerine yaptığı sunumda “beynin değişik çalışma sistemlerini” anlatırken NOBEL Fizik Ödülü sahibi dünyanın en önemli bilim adamlarından Albert Einstein örneğini verdi:

“NOBEL Fizik Ödülü sahibi, çok yüksek IQ’su var, mükemmel keman çalan, satranç oynayan bir dahi... Ama... Eşine şunu söylüyor: ‘Seninle evli kalmamı istiyorsan benden şikâyet etme, yemeğimi üç öğün düzenli olarak odama getir. Benden dostluk ve yakınlık bekleme.’ Yani, kadın ve erkek beyninin işleyişini bilmeden çözüm üretmek çok zor. Eğer bir kadın eşine ‘Beni anlamıyorsun’ dediği zaman bu ‘Beni yeteri kadar sevmiyorsun’ demektir.

Erkek de bir türlü sevdiğini ifade etme konusunda beceri kazanamıyor.”

Tarhan’ın sunumundan anladığımız o ki dâhi, yüksek IQ’lu Einstein bile eşine “sevdiğini ifade edemiyor!”

Tarhan’ın aynı gün yaptığı sunumda çarpıcı bir örnek de her fırsatta “ecdatlarını örnek aldığını söyleyen, onlardan örnekler veren” hatta ecdat sevgisini abartıp, cumhuriyet için, “90 yıllık reklam arası bitti” diyen siyasilere “gönderme” niteliği taşıyor. Tarhan, “Bir insanı öfkelendiren fikir nedir, hangi kural zedelenmiştir buna bakmak gerekir” diyerek, “ecdat”tan şu örneği veriyor: “Mesela Kanuni Sultan Süleyman... Kanuni, çok öfkeliyken sinirli olduğu kişilerle tartışmaya girmezmiş. ‘Şimdi bu meseleyi konuşmayalım, bu konu hakkındaki kararımı birkaç gün sonra vereceğim’ dermiş. Çünkü öfkeliyken sağlıklı düşünemeyeceğini, doğru karar veremeyeceğini düşünüp kararını ertelermiş. Belki hepimizin bunu yapması gerekiyor.”

Ne dersiniz, sizce bizim siyasiler gerçekten çok övdükleri “ecdat”larını mı örnek alıyor?