MHP'den gensoru önergesi

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında gensoru önergesi verdiklerini bildirdi.

MHP'den gensoru önergesi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.01.2010 - 12:10

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkında verilen gensoru önergesi hakkında bilgi verdi. Türkiye'de acımasız bir ekonomik kriz yaşandığını, bu krizin bedelini çalışanlar, emekliler ve gençlerin ödediğini ifade eden Vural, hükümeti krizin bedelini emeğin sırtına yüklemekle suçladı. AKP hükümetinin çalışanların alınterinin hakkını vermekten uzaklaştığını söyleyen Vural, bunun utanç verici bir tablo olduğunu kaydederek "Bu tablo Başbakanın halkın içine çıkmamasını gerektirecek kadar utanç verici bir tablodur"dedi. Hükümetin yan gelip yattığını, çalışanların haklarını koruyamadığını ve çalışma yaşamında barışın olmadığını ifade eden Vural Başbakan Erdoğan'ı 'çalışanları köle gibi alınıp satılan bir mal gibi' görmekle suçladı. Vural "Çalışanların sorunlarına bigane kalmışlar, sırça köşklerinde tuzu kurular kafalarını kuma gömmüşler ve küresel sermayenin tahakkümüne teslim olmuşlardır.Bu kadar milletine şaşı bakan bir zihniyetin Türkiye'yi yönetmesi utanç vericidir. Başbakan çalışanlara gözlerini kapatmıştır, kalbi mühürlüdür. Başbakanın politikaları Fransa'da imparatorların, imparatoriçelerin politikasıdır" diye konuştu.
 

"Çatışma bakanı"

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer'i de "çatışma bakanı" olarak nitelendiren Vural, Bakanın TEKEL işçilerinin mücadelesine bigane kaldığını, gözlerini ve kulaklarını kapattığını savundu. Vural, "Çalışma ve Sosyal güvenlik bakanına güvenimiz kalmadı ve gensoru önergesi vermeyi kararlaştırdık. MHP olarak bu anlayışla çalışma barışının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını düşünüyoruz. Bu yanlış politikaların hesabını sormak için gensoru önergesi verdik. Bakanın o makamda oturması bile zuldür. Sayın Bakan senin işçin coplanırken o makamda oturman doğru değil. Kanunların sana verdiği görevleri yerine getirmedin" diye konuştu.

Hükümetin demokrasiden bahsettiğini ancak TEKEL işçilerinin eylem yaptığı Türk-İş'in önüne kadar bile gidemediğini kaydeden Vural, Başbakan Erdoğan'ın "acımasız baskısı, şiddet ve hiddetinin devam ettiğini" söyledi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın zamlı maaşlarını alamayan işçilere yönelik sözlerini de eleştiren Vural, "60 TL'lik zammın emekli için ne anlama geldiğini, neye yaradığını biliyor musun? İncir çekirdeğini bile dolduramayacak zammın ne anlama geldiğini hissedebiliyor musun? Bir başbakan emeklilerine bu kadar şaşı bakabilir mi. Sus bari, verdiğin sözü tutamadın, sus. Suçlu emekli oldu. İşçisine avucunu yalarsın diyor. Amerika'da sifonu çekin diyenlere avucunu yalarsın diyemiyorsun, işçiye diyorsun. Ama artık sen avucunu yalayacaksın. Artık korkunun ecele faydası yok. Sandık geldi. Genel Başkanımızın nefesi ensesinde. Sandıkta avucunu yalayacaksın. Bu Cuma gününde bu da benim duam olsun" diye konuştu.
 

Gensorunun gerekçesi

Meclis Başkanlığı'na sunulan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer hakkındaki gensorunun gerekçesinde ise 3146 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na çalışma barışının sağlanması görevinin verildiği ifade edilerek şöyle denildi:

"Ülkemizde yaşanan son gelişmeler ve Sayın Bakanın muhtelif zamanlarda tekrar ettiği ifadeler, bakanın kanunun öngördüğü görevleri layıkıyla yerine getirememiş olduğunu göstermektedir. Sayın Bakan sendikaları sorumsuzluk ve vizyonsuzlukla suçlayarak çalışma hayatımıza ilk kez işçi ve işveren konfederasyonlarının yazılı açıklaması ile kınanmıştır. Ekonomik krizin bedeli çalışanların üzerine yıkılmış, işsizlik ve yoksulluk derinleşmiştir. Ekonomi politikasında çalışanları ve emeği koruyacak, istihdam oluşturacak tedbirlerin alınmasını sağlayamamıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, çalışma hayatında yaşanmakta olan anlaşmazlıklar karşısında ve ortaya çıkan sosyo ekonomik duruma rağmen 3146 sayılı kanunun kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirememektedir. Aksine verdiği demeçlerle ve uygulamalarla işçi, işveren, memur, emekli, sendikal kuruluşlar ve çalışma hayatındaki tüm kurumlar nezdinde infiale yol açmakta ve bu tutumuyla da çatışmalı ortama zemin hazırlayarak ülkemizin toplumsal barışını tehlikeye sokmaktadır."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler