Milletvekili Süleyman Çelebi'nin davasında karar

Süleyman Çelebi'yi ''silahla yaralamak'' suçundan aldığı 5 yıllık hapis cezası ''tahrik indirimi'' uygulandığı gerekçesiyle Yargıtay tarafından bozulan sanık Rıza Tunçbilek'in yeniden yargılanmasına devam edildi.

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuksuz sanık Rıza Tunçbilek ile CHP İstanbul Milletvekili Süleyman Çelebi'nin avukatları katıldı.

Duruşmada söz alan Çelebi'nin avukatlarından Bahri Belen ve Arzu Becerik, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin bozma ilamı doğrultusunda karar verilmesini talep etti.

''Olay sıradan bir eylem gibi değerlendirildi''

Avukat Becerik, DİSK'in davaya müdahil olarak katılması talebinin reddedilmesiyle olayın sıradan ve kişisel bir eylem gibi değerlendirildiğini belirterek, ''Davanın, toplumda muhalif güçlerin sindirilmesine yönelik bir suikast biçimi olarak görülmesi gerekir. Bu nedenle etkili yargılama yolu engellendiğinden Yargıtay'ın onama kararının aksine mahkemenizin DİSK'in katılma talebinin reddine ilişkin kararının gözden geçirilmesini ve bu konuda yeniden karar verilmesini talep ediyorum'' dedi.

Becerik, Yargıtay'ın bozma kararı gereğince sanık Tunçbilek'in tahrik indiriminden yararlandırılmaması ve tutuklanmasına karar verilmesini de istedi.

Sanık Tunçbilek ve avukatı İhsan Paksoy, Yargıtay'ın bozma ilamına uyulmamasını ve eski kararda direnilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti başkanı Serap Durmaz, Yargıtay 1. Ceza Dairesi'nin bozma ilamının usul ve yasaya uygun olduğunu bildirdi.

Görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Kaya, sanık Rıza Tunçbilek'in, Çelebi'yi hak almak amacıyla silahla kasten yaraladığı gerekçesiyle 1 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

''Mal varlığını kaybettiği için suç işledi''

Son savunması sorulan Tunçbilek'in avukatı İhsan Paksoy, suçun, müvekkili Tunçbilek ile Süleyman Çelebi arasındaki kişisel ilişkilerin bozulması nedeniyle işlendiğini savunarak, ''Mal varlığını tamamen kaybeden müvekkilim, en son safhada, Çelebi'nin kendisine küfür ve hakaret etmesi, geçmiş dostluklarını hiçe sayması nedeniyle bu suçu işlemiştir'' dedi.
Avukat Paksoy, mahkemenin yeniden kurulacak hükmünde ''kasten yaralama'' suçu cezasının alt sınırından fazla uzaklaşılmamasını, müvekkilinin tahrik hükümlerinden yararlandırılmasını ve hakkında takdiri indirim maddesinin uygulanmasını istedi.
Duruşmada, daha sonra mahkeme heyeti başkanı Serap Durmaz kararı açıkladı.
Mahkeme, suç işlendiği dönemde Süleyman Çelebi'nin genel başkanlık görevini yürüttüğü DİSK'in, suçtan doğrudan zarar görmediği için davaya müdahil olma talebi reddetti.
Sanık Rıza Tunçbilek'in, ''kasten yaralama'' suçundan, kastın yoğunluğu ve yaralamanın meydana getirdiği zarar da göz önüne alınarak, 3 yıl hapis cezasına çarptıran mahkeme, suçun tabancayla işlenmesi ve Çelebi'nin yaralanmasının vücudundaki kemiklerin kırılmasına yol açması nedeniyle verilen cezayı arttırarak, 6 yıl 9 hapis cezasına çevirdi.
Mahkeme, ''takdiri indirim'' maddesini de uygulayarak Rıza Tunçbilek'in 5 yıl 7 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasına hükmetti.

Mahkeme, Yargıtay'ın bozma ilamı doğrultusunda, Tunçbilek'e verilen cezada ''tahrik indirimi'' uygulamadı.

Davanın geçmişi

İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi, 29 Eylül 2010 tarihli duruşmada verdiği kararla, dönemin DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi'yi silahla yaralamak suçundan sanık Rıza Tunçbilek'i 3 yıl hapis cezasına çarptırmış, bu cezayı, Tunçbilek'in suçu tabancayla işlemiş olması sebebiyle yarı oranında artırarak, 4 yıl 6 ay hapse çevirmişti.

Mahkeme heyeti, mağdurun yaralanmasının vücutta kemik kırılmasına yol açması, bu kırığın hayati fonksiyonları ağır derecede etkilemesinden dolayı cezayı yarı oranında artırarak, sanığı 6 yıl 9 ay hapis cezasına mahkum etmiş ve bu cezaya ''tahrik indirimi'' de uygulayarak 5 yıl hapis cezasına düşürmüştü.

Cezanın geleceği üzerindeki olası etkileri göz önünde bulundurarak sanığın, 4 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar veren heyet, Tunçbilek'e, ruhsatsız tabanca taşımak suçundan da 10 ay hapis ve 25 gün adli para cezası öngörmüştü. Tunçbilek böylece, toplam 5 yıl hapis ve 500 lira da adli para cezasına çarptırılmıştı.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını ''tahrik indirimi'' uygulandığı için kısmen bozmuştu.