Muhalefet Var mı, Yeterli mi?

Muhalefet Var mı, Yeterli mi?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 04.07.2013 - 07:00

TDK sözlüğünde “Muhalefet”: Bir tutuma, bir görüşe karşı olma “Muhalefet Partisi” de, hükümet kurmaya katılmamış parti olarak tanımlanmıştır. Konumuz; MHP, BDP ve diğer muhalefet partileri dışında ana muhalefet partisi CHP’nin kapsamındadır.

CHP’nin varlığının, etkinliğinin değerlendirilmesi, anlaşılması için öncelikle iktidarda bulunan siyasi iradenin oluşturduğu kendine özgün hukuk düzenine göre verilen hakların irdelenmesi gerekir.

Hukuk devletlerinde muhalefet partilerinin etkinliği, evrensel hukuk kurallarına göre yürütülür. Kanun devletlerinde ise muhalefet partilerinin etkinliği, yürürlükteki yasalara göre yürütülür.

Ülkemizde iktidarda bulunan siyasal irade, CHP’nin muhalefet etkinliğini evrensel hukuk kurallarına göre yer vermediği gibi; yürürlükteki yasalar ölçeğinde bile engellemektedir. Bu engelleme aslında, düzen (rejim) değişikliğidir.

CHP’nin muhalefet etkinlikleri bakımından girişimleri:
CHP’nin yürütmenin denetimi bakımından hükümetin düşürülmesini içeren “gensoru istemleri”, iktidar partisinin çoğunluk oyları ile reddedilmesi, gündeme alınmamasına;
“Araştırma, soruşturma, bilgilendirme” istemleri ile ilgili bakanların açıklama yükümlülüklerini yerine getirmemelerine;

Anayasaya aykırı yasaların “iptal istemlerinden” kabul edilenlerin de yürürlükten kaldırılmamasına;

Mütekabiliyet ilkesi dışlanarak vatan topraklarının tekrar geriye alınamayacak biçimde satılmasına;

Özelleştirme adı altında Cumhuriyetimizin birikimlerinin, kazanımlarının “tahkim yoluyla”, tekrar geri alınamayacak sonuçlara bağlanarak yok edilmesine;

İlk eğitimde, 4+4+4 uygulamasıyla ceninden itibaren beyin gelişmesi, bilimsel deneyimlere dayandırılma yerine; denenmemişlere, boş inançlara (hurafelere) yer verilerek birbirine zıt, karşıt iki kuşak yetiştirilerek ülkemizin ulusumuzun bölünme yolunun açılmasına;

Eğitim birliği dışlanarak üniversitelerin, akla dayanan gelişmelere bağlı aydınlatma ile birlikte ülkemize, yurttaşlarımıza sağlayacakları yarar ve kazanımların kaybedilmesine karşı çıkmıştır.

Milletvekili seçilenlere farklı uygulama:
BDP üyesi tutuklu iken milletvekili seçilince “kabul edilen gerekçe” ile tutukluluktan kurtulurken CHP’den milletvekili seçilen gazeteci yazar Sayın Mustafa Balbay, dünyaca ünlü bilim adamı, Başkent Üniversitesi’nin kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal ve MHP’den milletvekili seçilen Korgeneral Engin Alan’ın tutukluluk halleri ile ilgili gerekçe yok sayılarak milli irade kavramına aykırı uygulamayla Meclis’teki görevlerinden men edilmektedirler.

Bu uygulamalar, Meclis’te çoğunluk oylarına sahip siyasi iradenin, ülkeyi kendi keyfine göre; kayıtsız, koşulsuz yerine getirilen buyrukları ile yönetme biçimidir. Evrensel hukuk kurallarına göre de demokrasi içinde demokrasinin de gerisinde kalan, siyasi erkin, birkaç kişinin, grubun elinde bulunduğu rejimdir. Bu rejimin adı da oligarşidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, art arda gelen sürekli devrimlerden sonra hiçbir güç oligarşi düzenini kabul ettiremez.

Ancak yaşadığımız siyasal ortamdan, sorunlardan kaynaklanan haklı sızlanmaların giderilmesi bakımından muhalefete ve bireylere düşen seçeneklere de değinmek yararlı olacaktır.

Atatürk’ün ilke ve devrimlerine bağlı kesim, CHP’nin ülke sorunlarını, Meclis dışında meydanlarda halka anlatılmasını beklemektedir.

CHP’nin meydan mitingleri ile halka açılması girişimlerinden uzak kalması, siyasi iradenin orantısız güç ve biber gazı kullanma yöntemlerinin sürdürülmesi uygulamalarından kargaşa, çatışma çıkabileceği endişesinden kaynaklanıyorsa, kapalı toplantılarda bilinçlenen bireylerin etkinliği ile görevlerini sürdürme seçeneğinin değerlendirilmesi halkın takdirine bağlıdır.

Bulunduğumuz siyasal aşamada aydınlarımızın, “muhalefet yetersiz kalıyor, umut vermiyor” yaklaşımları yerine; Cumhuriyetimize bağlılığın gereği olan düşüncelerinin de ilerisinde kendilerini muhalefet partisi lideri yerine koyarak bireysel etkinliklerini kullanmayı yeğlerlerse devletimiz 2015 yılında yapılacak milletvekili seçimlerinden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz, kendi içinde güçlü, bölünmez dünyada ise saygınlığına ve etkinliğine yeniden kavuşacaktır.

* Av. Ziya Erdal Güç Eski CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon