Ne eskiyor, ne de yaşlanıyor
Dondurucu soğukta evlerinden çıkıp konsere gelenler yalnızca Almanlar değildi. Berlin, Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden gelen Depeche Mode hayranlarıyla doluydu. İnanılmaz, ama ne Martin Gore'un şarkıları eskiyor, ne de Dave Gahan'ın müthiş sesi yaşlanıyor.
New Wave’in efsane grubu Depeche Mode (DM), 30. kuruluş yıldönümünü kutladığı 2010 yılında ilk konserini Berlin’de verdi. Önceki hafta sonu O2 Arena’da gerçekleşen muhteşem konseri ben de yerinde izledim. Tamamen dolu olan salonda, yetkililerden öğrendiğime göre, o akşam 18 bin kişi vardı.
Grubu daha önce Amerika’da ve İstanbul’da canlı dinleme olanağı bulmuştum. Ancak bu son konserden sonra şunu söylemeliyim ki, Depeche Mode’u Berlin’de görmek, kesinlikle bambaşka bir deneyim!
Son teknolojiyle donatılan O2 Arena’nın büyüklüğü değildi bu farkı yaratan; çünkü daha önce New York’ta da Madison Square Garden konserine gitmiştim. Berlin’in farkı, dinleyicinin konsere katılımdaki coşkusuydu.
O coşku, konseri, 18 bin kişinin her şarkıya hep birlikte eşlik ettiği dev bir partiye dönüştürdü. Herhalde ömürlerinin 30 yılını sahnede geçiren müzisyenler için bundan daha güzel bir kutlama olamazdı.
Sadık hayranlar
-5 derecedeki dondurucu soğukta evlerinden çıkıp konsere gelenler, yalnızca Almanlar değildi. Berlin, önceki hafta sonu, Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen DM hayranlarıyla doluydu.
Bilenler bilir; çok sadık bir hayran kitlesi vardır Depeche Mode’un. Konserden önceki gün, fan kulüplerinin Fritz Club’da düzenlediği partiye katıldığımda, buna bir kez daha tanık oldum.
Özellikle Dave Gahan’ı hem görüntüsüyle hem de sahnedeki danslarıyla taklit etmeye çalışanlar çoğunluktaydı. Hep birlikte şarkılar söylendi, duvardaki dev ekrandan grubun videoları izlendi, dans edildi. Artık herkes asıl şova hazırdı!
Dave Gahan, Martin Gore ve Andrew Fletcher, sahne arkasına birlikte geldiler, herkese tek tek merhaba deyip el sıkıştılar. Anı fotoğrafları çekildi ve sonra konsere geçildi.
30 yıldır aynı canlılık
Biz sahne arkasındayken konserin açılışını yapan Nietzer Ebb performansına başlamıştı. İngiliz endüstriyel dans grubunu ilk kez konserde izledim. Çok başarılı bir performans gerçekleştirdiler.
Depeche Mode’un ise, dünyanın en iyi konser gruplarından biri olduğuna hiç kuşku yok. Berlin konseri de, grubun 30 yıl önceki kadar canlı ve güçlü olduğunu bir kez daha kanıtladı. İnanılmaz ama, ne Martin Gore’un yazdığı şarkılar eskiyor, ne de Dave’in o müthiş sesi yaşlanıyor...
Grup, “Sounds of the Universe” adlı 12. stüdyo çalışması için çıktığı turneyi sürdürdüğü için, şarkı listesini de bu albümle eskilerin bir karmasını yaparak oluşturmuş. Berlin konserinin açılışını yapan şarkı, son albümden “In Chains”di. Arkasından yine aynı albümden “Wrong” ve “Hole to Feed” geldi.
“Walking in My Shoes”, “It’s No Good”, “Policy of Truth”, “World in My Eyes”, “Stripped”, “In Your Room”, “Personal Jesus” elbette çalındı.
Konserin en heyecanlı dakikaları ise, her zamanki gibi “Enjoy the Silence” ve “Never Let Me Down”da yaşandı. Binlerce kişinin kollarını havaya kaldırıp Dave’e eşlik ettiği anlar, sanırım salondaki herkesin hayatının en unutulmaz anları arasındaki yerini aldı.
Beni en mutlu eden şarkılardan biriyse, Martin’in söylediği “Home” oldu. Belki Martin’in sesini de sevdiğim için, belki konsere ayrı bir hava getirdiği için...
İki saatlik konserin ardından yeniden sokağın ayazına çıkan müzikseverler, sanki daha az üşüyor gibiydi. Depeche Mode’un sahnedeki yüksek enerjisi herkesin içini ısıtmıştı.
Ama grubu ayakta tutan da hayranların coşkusuydu. Geçirdiği onca kaos dolu yıla, bütün çekişmelere, krizlere, Dave’in sağlık sorunlarına karşı, 30 başarılı yılı geride bıraktı Depeche Mode. Nice yıllara diyoruz!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke