"Öcalan 'benimle görüşün' dediğinde açılım bitmişti"

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, "açılım"ın Abdullah Öcalan'ın DTP'den hükümetle görüşme yetkisini aldığı, "Bundan sonra benimle görüşeceksiniz" diye hükümete dayatma yaptığı andan itibaren, başlamasından iki hafta sonra bittiğini söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.06.2010 - 06:20

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ,  hükümetin "açılım" konusunda yanlışları bulunduğunu belirterek, olması gereken müzakere sürecinin sürdürülmediğini savundu. Özdağ şöyle konuştu:

"Açılım burada bir müzakere süreci olarak tasarlanmıştı ve doğrusu da oydu. Yani politikanın kendisini beğenirsiniz beğenmezsiniz o ayrı şey ama müzakere yapılıp, bu müzakere sürecinde 'şunları yaparım', 'şunları da isterim' denilmesi gerekirdi. Hatta burada bir yanlışlık da yapıldı. DTP ile görüşülebilmesi için ön şart olarak PKK'nın Türkiye sınırları dışına çıkması ve diyelim ki, ateşkes ilan ettiğini sınırsız olarak duyurulması istenmedi. İngilizler bunu böyle yaptı. Böyle bir şart görüşülmeden ve terör örgütü eylemlerine devam ederken bu süreci başlatmak hata oldu."
 

Habur fırsattı

PKK'lı teröristlerin Habur'da teslim olmalarının aslında ikinci "fırsat" olduğunu kaydeden Özdağ, "Çünkü Abdullah Öcalan sürecin daraldığını ve kendisinin de köşeye sıkıştığını görünce hükümetin önüne tekrar bir şans olarak Habur'u getirdi" diye konuştu. Hükümetin Habur'u doğru düzgün yönetemediğini savunan Özdağ, "Öte yandan örgüt ve DTP de Habur'u muhtemelen Öcalan'ın düşündüğünün dışında değerlendirdi. Açılım politikasına darbe vuran süreci tetiklemiş oldu" dedi.
 

Muhatapsız olmaz

Açılım sürecinin başında muhatap olması gerektiğini söylediğini hatırlatan Prof. Dr. Ümit Özdağ, "Biz 'muhatapsız açılım olmaz' derken, 'muhatap halktır' diyen İçişleri Bakanı en son Ankara'da yapılan Abant platformu toplantısında 'bize bir muhatap lazım' diye itiraf etti.
Açılım konusu, AKP hükümetinin muhatabı olmadan halkla ilişkiler propaganda çalışmasından ibarettir" diye konuştu. Özdağ şunları söyledi:

"Günlük önlemlerle yürütürseniz politikayı, daha sonra doğru çıkışlar yapma imkanını da kaybedersiniz. Bence AKP'nin yaptığı budur. Uzun vadeli açılım politikası şekillendiremediği için oldu. Ancak hazırlığı iyi yapıldı. 40'a yakın toplantı yapıldı. İngiltere'den uzmanlar getirtildi. Onlarla tartışıldı. Amerikalıların hazırladığı çalışmalar değerlendirildi. Biraz da yol haritası için kullanıldı."
 

"Hep kazanayım" mantığı ile yaklaştı

Özdağ, hükümetin daha sonra gelen tepkilere yenik düştüğünü savunarak, "Bu politikanın arkasında gerçekten duracak yürekliliği göstermedi. Hep kazanayım, hep kazanayım mantığı ile yaklaştı. Gelen tepkilere yenik düştü" ifadelerini kullandı. Özdağ şöyle konuştu:
"Devlet politikası dediler, aslında devlet politikası olması için bu işin içinde CHP ve MHP'nin de olması gerekirdi. Bu plan hazırlandıktan sonra bürokratlar tarafından hükümete gelirdi, hükümet hiç açılımdan bahsetmeden Başbakan Baykal ve Bahçeli'den gizli kalması, devlet sırrı kalması kaydıyla toplantı isterdi. O toplantı da konuşulurdu. Denirdi ki, böyle bir şey yapacağız. Bunu birlikte şekillendirelim. Bu devletin milletin geleceği ile ilgilidir. Bu uzun vadeli bir politikadır. Biz gideriz, siz gelirsiniz öyle bir şey hazırlayalım ki, hangi hükümet gelirse devam ettirsin. Ama AKP bu işten bir şey çıkarsa ortaya bunun siyasi rantını ben kazanayım. Ama riskli olursa da bundan hiç oy kaybetmeyeyim dedi. Sonra da dediler ki siz bizim programımıza destek verin. Yanlış buradan kaynaklandı."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler