Okullar Okulu’ndan ne öğrenebiliriz?
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali başladı. 4 Kasım’a dek sürecek olan bienal, Beyoğlu bölgesinde 6 mekânda ziyaretçilerini bekliyor
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından VitrA sponsorluğunda düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali, 22 Eylül Cumartesi günü kapılarını açtı. “Okullar Okulu” başlığı altında Jan Boelen küratörlüğünde düzenlenen bienal, 4 Kasım’a kadar öğrenmeyle ve tasarımla ilişkimizi sorgulayan pek çok proje ve etkinliğe ev sahipliği yapıyor. 4. İstanbul Tasarım Bienali, bu yıl da ücretsiz gezilecek.
Günümüzde öğrenmenin ne anlama geldiği, nasıl tasarlandığı ve tasarlanması gerektiği gibi sorular etrafında şekillenen 4. İstanbul Tasarım Bienali, Akbank Sanat, Yapı Kredi Kültür Sanat, Pera Müzesi, Arter, SALT Galata ve Studio-X Istanbul olmak üzere Beyoğlu’nda yer alan altı farklı mekâna yayılıyor. Sergilerin yanı sıra birçok etkinliğe de ev sahipliği yapacak bu mekânlar bienalde tasarımla etkileşim halindeki alanlardan birine odaklanan ayrı bir okula dönüşecek.
Bienalin ziyarete açılmasından bir gece önce Hollanda Konsolosluğu’nda düzenlenen açılış resepsiyonunda konuşan İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, “İstanbul Kültür Sanat Vakfı olarak 1973 yılından bu yana Türkiye’nin kültür ve sanat yaşamında birçok ilki gerçekleştirdik. Bu ilklerden biri de 2012 yılında düzenlediğimiz İstanbul Tasarım Bienali’ydi. Tasarımı, bu alanda o zamana dek düzenlenen tüm etkinliklerden farklı bir biçimde ele alan, bu pratiğin farklı disiplinlerle ilişkisini ve hayatımızdaki etkisini vurgulayan; düşündüren, soru soran ve araştıran bir etkinlik olan İstanbul Tasarım Bienali, bu yıl dördüncü kez düzenleniyor. Uluslararası arenada da benzerlerinden yaklaşımıyla ayrışan ve bugün adı en iyi tasarım etkinlikleri arasında sayılan bienalimizin yakaladığı başarı nedeniyle mutluluk ve gurur duyuyoruz” dedi.
‘Tartışmak istiyoruz’
Aynı gün daha erken saatlerde düzenlenen basın toplantısında bienalin “Okullar Okulu” temasının çıkış noktasını ve bienalin yapısını anlatan küratör Jan Boelen, “Tasarım bienalini ‘Okullar Okulu’ olarak adlandırarak geleneksel ‘kurum olarak okul’ çağrışımının ötesine geçmeyi hedefledik. Her şey ve her yer bir okul olabilir; tasarım ile girdiğimiz en ufak etkileşim bile pedagojiktir. Bauhaus’tan 99 yıl sonra tasarım disiplini ve dünya çok farklı bir yerde olmasına rağmen tasarım eğitimi büyük ölçüde aynı kaldı. Yine de eğitimin, deneylere ve yeni fikirlerin denenip sınanabildiği istisna alanlarına imkân veren bir geleneği hep vardı. Bir bienal bu alanların da ötesine geçebilir mi? Okullar Okulu; yaratıcı üretimi, sürdürülebilir işbirliklerini ve sosyal bağlar kurmayı cesaretlendiren bir dizi dinamik öğrenme formatı önererek kendini gösteriyor. Tasarımı ve tasarlamaktan öğrenmeyi bir pedagoji olarak ele alıyoruz. Tasarım, eğitim ve tasarım eğitimi hakkında bir tartışma başlatmak istiyoruz. Bienalin cevaplar sunmaktan ziyade sorulara yol açmasını istiyoruz. Bu da hepimize, kendi eğitimimizin aktörü olma sorumluluğunu yüklüyor” dedi.
Öğrenme rotası
Bienali Taksim’den Karaköy’e uzanan yaklaşık 3 kilometrelik bir yürüyüş rotasına yayan “Okullar Okulu”, hepimizin içgüdüsel olarak bildiği bir şeyin altını çiziyor: Öğrenmek, tek bir binada öngörülen saatlerde gerçekleşen, önceden belirlenen etkileşimlerle sınırlı değil. Yeni fikirler her yerde, her zaman ortaya çıkabiliyor. Ailemizden, arkadaşlarımızdan, komşularımızdan ve yabancılardan bilgi ediniyoruz. İnşa edilmiş çevremizden ve onu yönlendirmek için geliştirdiğimiz araçlardan öğreniyoruz. Hepimiz bir okula dönmüş kentte öğrenicileriz; sokaklar birer koridor, kültür kurumları birer sınıf, depolanmış konular yerine de çokdisiplinli, karmaşık bir yapı mevcut: Bozum, Akışlar, Dünya, Ölçekler, Zaman ve Sindirim.
“Okullar Okulu” cevaplar önermiyor. Önceden belirlenmiş sonuçlar oluşturmanın sınırlandırıcı yapısı olmaksızın olasılıkların araştırılıp önermelerin denenebileceği bir istisna mekânı sunuyor. Bienalin zamansal ve mekânsal sınırları; şüpheyi, merakı ve bakış açılarında değişimleri teşvik eden yeni fikirleri bir araya getirmek için, genişleyen çözümcülükle yüzleşerek esnetilirken, bu denli süreç odaklı bir yaklaşım bilginin üretildiği aktif bir bölge oluşturuyor. Ve “Okullar Okulu” soruyor: Ya günümüzde ihtiyaç duyduğumuz okul, sorgulamaya ve halletmeye dayalı kişisel bir tavırda gizliyse?
Bienal etkinlikleri
Ziyaretçiler altı hafta sürecek bienal kapsamında iktisat tarihçisi Şevket Pamuk’la birlikte Türkiye’nin sanayileşme tarihi ile tasarım tarihinin ilişkisini kuracak; yüz yogası atölyesine katılacak; katılımcıların ağ yapıları ve dinamikleri ile çalışan çağdaş sanatçı Burak Arıkan’la birlikte blockchain metodunu uygulamayı veya Endonezya’nın geleneksel jamu çayını yapmayı öğrenecek; ünlü sanatçı ve tasarımcı Arik Levy’nin hayatını dinleyecek; mimari, sanat, bilim ve teknoloji alanlarından uzmanlarla gelecekte yaşam tarzları ve alanlarının nasıl olacağı üzerine tartışmalara dahil olacak; günlük hayatta içtiğimiz içecekler üzerinden bir kafede sohbet edecek; Sotheby’s ve antika uzmanı Yüksek Mühendis Ari İstanbulluoğlu ile tasarım koleksiyonerliği üzerine düşünecek; çeşitli filmlerden sahneler izleyerek tasarım ve sinema ilişkisi üzerine konuşacak; akademisyen Bahar Emgin’le 1950’lerde Amerika tarafından kurulan “Türk Küçük Sanatlarını Geliştirme Ofisi” üzerinden endüstriyel tasarımın Türkiye’deki hikâyesinin izini sürecek. 4. İstanbul Tasarım Bienali Kamusal Programı hakkında ayrıntılı bilgiyi ve etkinlik takvimini http://okullarokulu.iksv.org/ adresinden takip edebilirsiniz.
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!