Olli Rehn'e Türkiye'de sendikal haklar mektubu

Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC),  AB Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn'e mektup gönderdi.

Türkiye'nin, sendikal hakların tam olarak ILO sözleşmeleriyle, Avrupa Konseyi'nin sosyal şartlarıyla ve AB Temel Haklar Şartı'yla uyumlu olduğunu garanti altına alması gerektiği ifade edilen mektupta, ''ETUC, Türkiye'de sendikal hakların korunması noktasında tetikte olmayı sürdürecek ve bu yöndeki gelişmeleri yakından takip edecektir'' denildi.

ETUC, Genel Sekreter John Monks imzasıyla Türkiye'de sendikal haklarda yapılması planlanan değişikliklerle ilgili Rehn'e mektup gönderdi.

Türkiye'nin, AB'ye üyelik süreci çerçevesinde AB Komisyonu ile Hükümet'in ''Sosyal Politikalar ve İstihdam Faslı''nın açılışı için ilişkiye geçtiği ve tartışmalar yürüttüğü belirtilen mektupta, bu tartışmaların, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu ile 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'na yönelik değişiklik önerileri üzerinde süreceğinin öğrenildiği ifade edildi.

ETUC, ILO ve Avrupa Konseyi'nin dile getirdiği ve önerdiği konulara ilişkin Türkiye'de sendikal haklar alanında bir hareketlilik olmasından memnuniyet duyulduğu vurgulanan mektupta, ancak sendikal haklarla ilgili değişiklik önerilerinin ILO, Avrupa Konseyi ve AB temel normlarının tam karşıladığından endişe duyulduğu kaydedildi.


"Önerilen metinler birçok kısıtlama içeriyor"

Mektupta, önerilen metinlerin ''hem kamu hem de özel sektörde sendikaların işleyişi, toplu pazarlığın kapsamı ve toplu pazarlık hakkı ile toplu eylem hakkı (grev hakkı dahil) konusunda birçok kısıtlama içerdiğine'' yer verildi.

Mektupta, Türkiye'deki sendikal haklarla ilgili eksiklikler ve hayata geçirilmesi gereken konular şöyle sıralandı:
 

Toplu sözleşme sürecinde yetki alabilmek için konulan yüksek barajlar (iş yerinde yüzde 50 temsil gibi) ciddi oranda düşürülmelidir.

Toplu pazarlığın kapsamı genişletilmeli ve toplu pazarlık sektörler arası ve işletme düzeyinde gerçekleştirilmelidir.

Grev hakkına ilişkin düzenlemelerde yer alan kısıtlamalar (hem toplu eylemlerin kendisine hem de bu eylemleri gerçekleştiren işçilerin kategorisine ilişkin), külfetli prosedür süreci ve çokça var olan cezai yaptırımlar kaldırılmalıdır.

Kamu otoritelerine ve işverenlere sendika üyeleri hakkında detaylı bilgilerin gönderilmesi gereksizdir.

Kamu sektöründeki sendikalar ve işçilerin örgütlenme, toplu pazarlık yapabilme ve toplu eylem gerçekleştirmelerine yönelik hakları hala ya yok ya da çok kısıtlıdır.