"Olmaz olsun böyle demokrasi"

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmasında gündemi değerlendirdi. Bahçeli, konuşmasına Muharrem ayını anarak başladı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 07.12.2010 - 08:53

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında, gündemdeki konuları değerlendirdi. Konuşmasına Hazreti Peygamber'in torunu Hazreti Hüseyin'in ve yanındakilerin hicri 1371 yıl önce Kerbela'da şehit edildiği Muharrem ayına girildiğini hatırlatarak başlayan Bahçeli, "İslam tarihi içinde her Müslüman'ı derinden yaralayan; adalet, vicdan ve ahlak ölçüleriyle bağdaşmayan bu elim hadiseyi aradan geçen asırlar sonra bile aynı keder ve acıyla anmayı sürdürmek hem insanlığın hem de inançlarımızın bir icabıdır" dedi.

Grup toplantısında, hafta sonu yaptığı Osmaniye, Hatay ve İçel'in Tarsus ilçesine yaptığı ziyaretleri de değerlendiren Bahçeli, milletin iktidarla arasına mesafe koymaya başladığını söyledi. AKP'nin yapacaklarının bittiğini, ufkunun karardığını ve bir kısır döngüye hapsolduğunu ifade eden Bahçeli, 2011 seçimlerinde milletin bu kez MHP'yi tek başına iktidara getireceğini kaydetti.

"Türk kadınının siyasal hayatta etkin olması için sorumluluklarımızı yerine getireceğiz"

3 Aralık Dünya Engelliler Günü'nü de değerlendiren MHP lideri, engellilerin yaşadıkları sorunların bilincinde olduklarını, ihtiyaçlarını takip ettiklerini ve gerekli notları aldıklarını söyledi. Bahçeli 5 Aralık tarihinde Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı'nın verilmesinin 76'ncı yıldönümünün kutlandığını hatırlatarak "İnsanlık artık kadınlar ya da erkekler olarak doğaları gereğince tasnife tabi tutulmayacakları bir geleceğe doğru gitmektedir. Bize göre Türk kadınının aldığı bu hak bir lütuf değildir, insan olmanın, eşit bir fert halinde yaşamasının mecburi sonucudur. Türk kadınının siyasal hayatta daha fazla etkin ve belirleyici olması için parti olarak üzerimize düşen sorumlulukları yerine getireceğimizi bildirmek istiyorum" diye konuştu.

"Olmaz olsun böyle demokrasi anlayışı"

Bahçeli, AKP iktidarının siyasi ayak oyunları ve hamasi nutukları eşliğinde kritik ve sorunlu bir sürece adım adım sürüklendiğini savundu. AB'yle sarmaş dolaş olmanın ve ayakta kalmak için ABD'nin himmetine sığınmanın faturasının AKP'nin önüne çıkmaya başladığını kaydeden Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın gittiği yabancı ülkelerde, Türkiye'ye dönük eleştiri odaklı değerlendirmelerini de eleştirdi.

Başbakan'ın bunun son örneğinin Kaddafi İnsan Hakları Ödülü vesilesiyle yaptığı konuşmada ortaya koyduğunu söyleyen Bahçeli "Zannedersiniz ki ülkemiz zulüm taraftarıdır, haksızlıklardan ve adaletsizliklerden memnundur. Yalnızca Recep Tayyip Erdoğan bundan istisnadır ve karşısına dikilen yersiz, mesnetsiz ve insanlık dışı engelleri aşmak için çaba göstermektedir. Dışarıda haktan, hukuktan, adaletten, insanlıktan bahseden Başbakan, içeride totaliter bir siyasetçi görüntüsü çizmekte, kendisine yapılan muhalefeti sindirmek için elinden geleni arkasına koymamaktadır.

Coplanan ve yerlerde süründürülen öğrenciler, haklarını aramaktan başka bir kaygısı olmayan işçilere yönelik sert müdahaleler, eğer gelişmiş bir demokrasinin göstergeleriyse, diyebileceğimiz sadece olmaz olsun böyle demokrasi anlayışı olacaktır" diye konuştu.

"Başbakan'ın dışarıda demokrasi savunucusu haline gelmesi münafıklık alameti"

Başbakan'ın dışarıya gide gele, ülke gündeminden ve asıl meselelerden uzaklaştığını ve koptuğunu ifade eden Bahçeli "AKP hükümetinin zaafları ve aymazlıkları, yetersizlikleri ve beceriksizlikleri toplumsal güveni, karşılıklı işbirliği ve yardımlaşma duygularını köreltmiş ve idam sehpasına koymuştur. Manzara vahimdir, her yönüyle endişe ve utanç vericidir. İşte böylesi karanlık Türkiye tablosu varken, Başbakan Erdoğan'ın yabancı ülkelerde demokrasi ve özgürlük savunucusu haline gelmesi tek kelimeyle münafıklık alametidir" dedi.

"AKP'nin çeviremeyeceği dolap çalmayacağı kara yoktur"

Türkiye'nin AKP'yle birlikte 'küresel politika tasarımcılarının, rejimleri yıkmak için oyunlar tertip edenlerin, haritaları değiştirmek için masa başında zehir kusanların' adeta operasyon merkezi haline geldiğini ifade eden Bahçeli, "Emin olun ki AKP'nin milli ve ahlaki bir zihniyeti olmadığından dolayı, dışarıdaki dostlarıyla kol kola girerek ülkemizde çevirmeyeceği dolap, kurmayacağı düzen, atmayacağı iftira ve çalmayacağı kara yoktur. Bu kötü ve iğrenç manevraların bazılarına en başka MHP olarak biz maruz kaldık ve hedef haline geldik. AKP'nin bu şirretliğin feyzini, hangi mahfillerden aldığını basireti ve feraseti olan herkes bilmekte ve görmektedir" diye konuştu.

"Rüştünü ispatlama sırası kendilerinde"

Bahçeli, konuşmasında Wikileaks belgelerine ilişkin MHP'nin bakışını ve tutumunu bir kez daha dile getirdi. Başbakan Erdoğan'ın belgelerle ilgili MHP'nin tavrını ve duruşunu anlamadığını belirten Bahçeli, "Başbakan Erdoğan hala malum internet sitesinin yayınlarına itibar etmeyeceğimizi, AKP'yi ve kendisini buradan edineceğimiz bilgiler ışığında değerlendirmeyeceğimizi kafasına sokamamıştır. Biz Recep Tayyip Erdoğan'ın ve yakın çalışma arkadaşlarının zor durumlarından faydalanacak kadar ve düştükleri zaman üzerlerine basarak geçecek kadar siyasi terbiyeden yoksun değiliz.

MHP olarak çok eleştirsek de milletimizin oylarıyla siyasi sorumluluk alan AKP hükümetini, fırsatı ganimete çevirerek hedefimize almamız doğru olmayacaktır, milliyetçilik anlayışımızla da asla bağdaşmayacaktır. Aynı tutum ve siyasi nezaketi, kararlı milli duruşu Başbakan'dan ve partisinden görmek bizim hakkımızdır ve bu konuda da rüştünü ispatlama sırası kendilerindedir" diye konuştu.

"Başbakan ters köşeye yatacağını anlayınca Hayfa'daki yangını söndürmek için seferber oldu"

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'ın İsrail'in Hayfa kentinde çıkan orman yangını için uçak göndermesini de değerlendirdi. Neresi olursa olsun doğal bir afet sonucu yaşanan dramlar ve faciaların üzüntü verici olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle konuştu:
"İsrail hükümetine çok değil, yakın bir zaman içinde; zorba, korsan, katil, terörist, kural tanımaz, pervasız, sorumsuz, alçak, yalancı, hileci, zulüm eden, saldırgan, hukuk tanımaz, katliamcı diyen kişinin ismi Recep Tayyip Erdoğan'dır.

İsrail'i lanetleyen, elinde kan olduğunu söyleyen, öldürmeyi, cinayeti iyi bildiklerini ifade eden de aynı kişidir. İsrail'e bedel ödetmekten bahsedip uçak göndererek ölüm döşeğindeki ilişkilere can simidi atan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Bunu da insani ve İslami açıdan gerekçelendirmeye çalışan Başbakan'ın bu sözleri öteki yüzünü gizlemeye yetmeyecektir.

Görülmektedir ki Başbakan, daha önce şart olarak koştuğu, İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu kaldırması gerekliliğini unutmuştur. İşte AKP budur istismarcı bir zihniyetin zavallı çırpınışları bunlardan ibarettir. Gazze'de körüklenen ateşi dindirmeye gücü yetmeyen Başbakan Erdoğan, can havliyle işlerin sıkıştığını ve ters köşeye yatacağını anlayınca Hayfa'daki yangını söndürmek için seferber olmuştur."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler