Onur Ödülü Kime Verilir?
Bir Türk’le bir Fransız o gün basına şöyle yansıdı: “Ata uçağı ile düğüne!” “Devlet parasıyla hovardalık!”
Başbakan’ın eşinin Katar şeyhinin nişanına gitmesini Cumhuriyet (3 Nisan, 2010) böyle manşete taşıdı. Bir de o yazının hemen altındaki başlığa bakınız:
“Fransız bakanlar yurtdışı gezilerinde tarifeli uçacak!”
Bir Türk ile bir Fransız aynı konulu haberle, aynı sayfada. Ya içerik yönünden? Üstelik biri görevli, diğeri görevsiz! Cumhuriyet’in dev yatırımlarını “babalar gibi” satanlar, ulaşım araçlarının özelleştirme kapısını neden kapıyorlar? Onu da şimdi anladık!
İşçisine asgari ücreti bile çok görenlerle, ağzını açan emekçileri biber gazıyla susturanlarla bizim manşet bire bir örtüşüyor ve çok yakışıyor!
Haberden sonra günler geçti. Yalanlanmadı. Belli ki, yalanlamayı bile gerekli görmüyorlar. Muhalefetten bir iki vekil soru yöneltti. İktidardan, iktidarın yandaş basınından tık yok! Oysa, kendi gözünde merteği görmeyenler, başkalarında çöpü görüyor. Halkın yüzde yirmisi yatağa aç girerken yakışmadı, diyemiyorlar.
Kimin parasıyla, soramıyorlar. Susarak haksızlığa arka çıkıyorlar. Bundan sonra doğruluk adına konuşmaya hakları kalıyor mu?
Başbakanlıka neden üç uçak alındığını şimdi anladınız mı? Yetmiyor! Üç uçak daha alınsa yeridir. Şu Fransızlara insan acıyor. Azıcık bize baksalar, ders alsalar. Koskoca bakanlar dolmuş sırasına giriyormuş! Oh olsun onlara!
İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanı olduğu yıllarda Köşk’ün Bolulu bir aşçısı varmış. Dört-beş yaşlarındaki aşçının oğlu Şakir, bazı günler mutfağa gelir, babasının bacaklarına sarılır, babasını severmiş. Babası, çalışmaktan bir an bile geri kalmazmış. Şakir’i sevecek zamanı yokmuş. Oradaki büyüklerden öyle kapmış. Diğer aşçılar Şakir’e acırlarmış. “Bak, Şakir seni görmeye gelmiş” derlermiş.
Azıcık yemek koy önüne de çocuk yesin.
Usta, yakına koymazmış: “Onun burada hakkı yok! Haksız lokma yemeye alışmasın. İlerde devlet memuru olacak!” (Güneşler Kararmasın-Nusret Ertürk, Gerçek Sanat Y.) Şakir (Erten), babasının düşlediği boğazından haksız lokma girmeyen, el-etek öpmeyen, doğruları öğreten bir öğretmen oldu.
Yeri geldiğinde, babasının dürüstlüğünü göğsünü gere gere anlattı. Siz olsanız, onur ödülünü yukarıdaki kişilerden kime verirdiniz?
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı