Ortadoğu'da kıyamete uyananlar

Irak İşgali'nin 10. yılında vahşet mağduru siviller, geleceğe umutla bakamadıklarını söylüyor. Kimi yüzünü arkadaşlarına göstermemek için evden çıkmıyor, kimi de görme yetisini kaybettiği için evde yalnız kalamıyor. 14 yaşındaki Fatima Khahtan Adnan hayatının sonuna kadar yüzündeki yarayla yaşayacak olmaktan mutsuz.

Ortadoğu'da kıyamete uyananlar
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.03.2013 - 09:01

20 Mart 2003 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık önderliğinde oluşturulan “Çokuluslu Koalisyon Kuvvetleri”nin askeri bir harekâtla Irak’a girmesiyle başlayan işgal, bugün 10. yılını doldurmuş durumda. Sivil ve asker yüzbinlerce kişinin öldüğü, 1.5 milyon kişininse eviniterk etmek zorunda Irak İşgali, yaşayanlar arasında da mağdurlarını yarattı. Biz de, işgal sırasındaki patlamalarda yaralanan, yanan, yüzü ve vücudu tanınmayacak hal alan sivillerin hikayelerine ulaştık. Onlar, savaşın çıplak ve vahşi yüzünü ilk kez bu kadar yakından gözler önüne seriyor.

14 yaşındaki Fatima Khahtan Adnan, ailece öğle uykusunda oldukları bir gün, evlerinin arkasındaki petrol dolu bir varilin patlamasıyla ‘kıyamete uyandıklarını’ söylüyor: “Annem üzerine düşen pencerenin altında kaldı, oracıkta can verdi. Kız kardeşim ve ben dışarı attık kendimizi, bizi hastaneye yetiştirdiler. Kardeşim durmadan dua ediyordu, bir an önce ölüp acılarından kurtulmak için. Sonra bir iğne, kanlar içindeki kız kardeşimin kan dolaşımını durdurdu.”

Ardından ABD’li askerlerin, tedavisinin devamı için kendisini Amerika’ya götürdüğünü anlatan Adnan, hayatının sonuna kadar bu ‘yarayla’ yaşayacak olmaktan mutsuz, içimdeki yara ise sonsuza kadar benimle kalacak diyerek, şöyle devam ediyor:

“Eski, mutlu günlerimi hatırlamadan edemiyorum. Şimdikinin aksine; çok çalışkan, hayat dolu bir insandım. Evde bütün ev işlerini ben yapardım, hem de zevkle. Artık hiç keyfim yok, umudum ya da beklentim de yok. Yine de bir şeyler söylemek gerekirse yalnızca barış dileyebilirim. Bütün insanlar için barış.”


‘Görüntüm arkadaşlarımı korkutuyor’

Kuzey Irak’ın Selahaddin kentinden Gasim Issa Jaber, 2004’te yaralandığında yalnızca 4 yaşındaymış. Direnişçilerin yol kenarına yerleştirdikleri bomba patlayınca, annesi ve küçük kardeşi hayatını kaybeden, kendisi ağır yaralanan Jaber, “Eskiden normal bir hayatım vardı. Okula gidiyor, arkadaşlarımla top oynuyordum. Sonra, patlamamın ardından her şey değişti. Babam beni okuldan aldı. Aslında okula gitmeyi ben de istemiyorum. Görüntüm, insanları, hatta arkadaşlarımı bile korkutuyor. Hep beraber otururken, bir bakıyorum ki herkes kaybolmuş. Bir yere giderken bana haber vermiyorlardı. Ben de peşlerini bıraktım” diyor.

Irak’ın Al Anbar kentinden Hayat Muhammed Nasser’inse savaştan hemen önce tek hayali evlilikmiş, gerçekleşmiş. Üç aylık evliyken yaşadığı o korkunç günü şöyle anlatıyor:

“Bir gün kardeşim ve kocamla beraber bahçedeydik. Bir patlama oldu. Her yer alev aldı, cehennem gibiydi. Hem yaralı, hem de hamile kalakaldım savaşın ortasında. Sonra benim için zor bir tedavi süreci başladı; hastaneden hastaneye, doktordan doktora. Evim, mutfağım, ailem, kocam geride kaldı. Artık hastaneler evim oldu. Hastane yemekleri de yemeğim. Neyse ki hamileliğimin yedinci bebeğim alınarak yaşatıldı.”



‘Kendime güvenim ellerimden kaydı’


1988 yılında dünyaya gelen, 2006’da ise yaralanarak görme özürlü hale gelen Qusay Saleh Hussein, Irak’ın Musul eyaletinden. Savaştan önce yüksek bir hayat standardı olduğunu ifade eden Hussein, “Avrupa merkezli büyük bir şirketin finans müdürüydüm. Aileme de ekonomik olarak yardım edebiliyor ve kendimi çok başarılı bir insan olarak görüyordum” sözleriyle anlatıyor geçmişini. hayatının dönüm noktası olan gün, öğleden sonra arkadaşlarıyla voleybol oynuyormuş Hussein, devam eriyor:

“Hububat yüklü bir kamyon belirdi birden yanı başımızda. Meğer tek yükü bu değilmiş, bombalar da varmış yükünün arasında. Patlamayla beraber dört kişi ölmüş, ben de dâhil 56 kişi de yaralanmışız. Önceleri beni de ölü saymışlar, hatta ölüm raporum bile var. Neyse ki sonra babam beni aldığı gibi başka bir hastanenin acil servisine getirmiş, orada hayata dönmüşüm, lakin kör olarak.”

Hussein, o ana kadar edindiği bütün kazanımları; kariyeri, mutluluğu ve refahının, kendine güveninin ellerinden kayıverdiğini söylüyor...



Kurbanların fotoğrafları bu sergid
e

Ataşehir Belediyesi, Irak İşgali’nin 10. yıldönümünde “Bizi Rahat Bırakın” fotoğraf sergisine, İngiltere, Hindistan, İsveç, Lefkoşa ile eş zamanlı olarak ev sahipliği yapıyor. Fotoğraf sanatçısı Niko Guido’nun objektifinden Irak İşgali sırasında ve sonrasında patlayan bombalar yüzünden yaralanmış 24 Iraklı’nın fotoğraflarının yer aldığı sergide, Türkiye’den sanatçılar, kısa ses kaydıyla sergiye eşlik ediyor. Sergi, Novada AVM’de 30 Mart’a kadar ziyarete açık


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon