Özhaseki'den Baykal'a tazminat davası

Kayseri Adliyesi'ne gelerek Asliye Hukuk Hakimliği'ne dava dilekçesini veren Mehmet Özhaseki'nin avukatı Mehmet Savruk, adliye çıkışında gazetecilere yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ileri sürdüğü Kayseri'de yolsuzluk iddiaları konusunda, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın da, ''Arkadaşlar, Kayseri olayını iyi anlatamadı. Bizzat AK Partili Belediye Başkanının bilgisi dahilinde yapılmış. Bu açık, bunu kim savunabilir'' şeklinde beyanda bulunduğunu ve bu asılsız beyanı yüzünden Baykal hakkında 'müvekkilinin kişilik haklarına saldırı' nedeniyle 30 bin TL'lik manevi tazminat açtıklarını bildirdi.

Savruk, ''Bildiğiniz gibi daha önce de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin TL'lik bir tazminat davası açmıştık. Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı sıfatıyla, Meclis'teki bütçe görüşmeleri sırasında bütün basın kuruluşları aracılığıyla 70 milyona asılsız iddialarını açıklamıştı. Bu nedenle Kılıçdaroğlu hakkında 100 bin TL'lik tazminat davası açtık. Deniz bey ise bir kaç gazeteye bu beyanda bulunduğu için kendisi hakkında 30 bin TL'lik dava açıldı'' diye konuştu.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Özhaseki'nin avukatı Mehmet Savruk, iddialarda adı geçen ve itham altında kalan bütün belediye çalışanlarının, benzinlik sahiplerinin de dava açacaklarını söylediklerini kaydetti. Bir gazetecinin, ortaya çıkan ve Belediye Başkanı Özhaseki'nin imzasının bulunduğu iddia edilen senedin ödendiğine dair çeşitli söylentiler bulunduğunu hatırlatması üzerine de Savruk, ''Böyle bir ödeme yok. O senet, yani müvekkilime ait olduğu iddia edilen senet, yapılan aramada, onların evinde çıkıyor. Yani ödenmiş olsa, belediye tarafından ödenmiş olsa, o senet onların elinde tutulabilir mi? Bizde olması gerekir'' dedi.

Dava dilekçesinden

Dava dilekçesinde, CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın bazı gazetelere verdiği beyanda, ''Yargı, belediye ve şirketler arasında yolsuzluk üçgeni kurulmuş, arkadaşlar iyi anlatamadı. İnsanların kafasında soru işaretleri kaldı. Söylenecek olan, orada organize bir yolsuzluk yapıldığı ve bunun örtbas edildiği olmalıydı. Başbakan'a sen bu adamların arkasında duramazsın, denmeliydi. Burada şu yolsuzluk vardır, şu kişi şununla ilişkilidir, şu kadar parayı şu kişi aldı, şu kişiye verdi, denilmeli, bunlar apaçık anlatılmalıydı. Bizzat AK Partili Belediye Başkanının bilgisi dahilinde yapılmış. Bu açık, bunu kim savunabilir? Paralar alınıp verilmiş, bu açık açık anlatılıyor. Arkadaşlar ilk anlattıklarında insanlar tam anlayamadı. İnsanların konuyu anlamada geldiği bugünkü nokta, daha başında olmalıydı. Orada bir üçgen kurulmuş, belediye, yargı ve şirketler arasında ilişkiler ve rüşvet kanalları oluşturulmuş. Birileri bir şeyler almış, birileri bir şey vermiş. Bunu daha ortaya çıkmadan örtbas etmeye çalışıyorlar'' ifadelerinin bulunduğu kaydedildi.

Dilekçede, ''Müvekkilim, 17 seneyi aşkın bir süredir, Belediye Başkanlığı görevini, gerçekleştirdiği akıl almaz icraatlarıyla pırıl pırıl bir mazi, tertemiz bir sicille ve gurur veren konumuyla ve şerefle sürdürmektedir... CHP Antalya Milletvekili olan davalının da, tamamen gerçek dışı, olayların akışını gizleyen, asılsız iddialarıyla, olayları bilerek tahrif ettiği, sözde bir takım olaylar da ekleyerek gerçekleri çarpıttığı, asılsız ithamları hafiflikle ve kötü niyetle yaymak gibi asla izin verilmeyecek araçlara başvurduğu ortadadır... Duyulan elem ve üzüntünün, ancak bir bölümünü karşılayabilecek olan talep ettiğimiz tazminatın miktarından çok, anlam ve öneminin büyüklüğü ortadadır... Müvekkilimin uğradığı zararı bir nebze de olsa tahfif edebilmek amacıyla sayın mahkemenize müracaat zarureti hasıl olmuştur'' denildi.