'Özür dilemeyince, tazminat davası açtım'

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, kendisi adına ÖSYM'ye elektronik posta yollandığı iddiasına ilişkin olarak, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisinden özür dilemesini beklediğini belirterek, ''Onu da demedi, sürdürünce, tazminat davası açtım'' dedi.

Yayınlanma: 23.05.2011 - 11:05
Abone Ol google-news

Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Perakende Sektörü Eylem Planı çerçevesinde, antrepoların lojistik dağıtım merkezleri olarak kullanılmasını sağlayacak projenin ayrıntılarının açıklandığı toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ''Hükümetin görevde olan bakanları koro halinde bana saldırıyor'' sözlerinin anımsatılması üzerine Yazıcı, bunun mantığı, nezaketle bağdaşır tarafı olmadığını söyledi. Yazıcı, şunları kaydetti: ''O halde saldıracak iş yapma, doğru şeyler söyle... Yanlış şeyler söylersen, o yanlış şeylerin öznesi durumuna getirdiğin insanlar cevap verecek. Cevap vermek saldırı değil. Benimle ilgili yaşanan süreci biliyorsunuz. Birisi bir mail gönderiyor, bir ülkede ortalama akla sahip bir insan bilir ki öğrenciler ÖSYM vasıtası ile yarışa giriyor ve ondan aldığı puan düzeniyle bir yere yerleştiriliyor. O puan düzenini hiç kimsenin değiştirmesi mümkün değil. Bunların kaydı var. Birisinin böyle bir talepte bulunması için bir defa aklen malul olması lazım. O mailde bu içerik ve talep var, bunu gördüğü zaman bu kağıdı kenara atması gerekirdi, atmadı bunu siyasi argüman olarak kullandı. 'Üzülüyorum' dediğimde bunun için üzülüyorum, bir ana muhalefet partisinin genel başkanı bu tür konularda daha ciddi olması lazım. Bu çok büyük bir projeymiş gibi, önemli bir açık yakalamış gibi bunu taksitlere böldü, bir gün bir cümle söyledi, ertesi gün başka bir cümle söyledi ve daha sonra 'bunda bir bakan var' dedi ve el altından da basına benim ismimi verdiler. Ben de çıktım hukukumu korudum. Hukukumu korurken de çok özenli davrandım, çok farklı şeyler söyleyebilirdim, söylemedim.''
 

'Benim işim var, gücüm var'

Kılıçdaroğlu'nun ''Niye ben söyledikten sonra açıkladı?'' sözlerini de anımsatan Yazıcı, ''Benim işim var, gücüm var. Ben ülke yönetimi ile meşgulüm. Bana bilgi ulaştığı gün, ayın 10'unda avukatıma talimat verdim, suç duyurusu yaptırdım, ertesi gün devam edince basın açıklaması yaptım, bekledim ki özür beyan etsin, etmedi, daha sonra Başbakanımızla polemiğe girdi, dedi ki 'o bakan kendisi açıkladı', de ki 'ben yanılgıya düştüm'... onu da demedi, sürdürünce, ben tazminat davası açtım. Şimdi yargıda, değerlendirmesini yargı yapacak'' dedi.

Yazıcı, bir gazetecinin, ''Sizin isminizin kullanılarak mail gönderilmesiyle ilgili şahıs şu an tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Son gelişme nedir?'' sorusuna karşılık da, ''Bilmiyorum, ben şikayet konusunu yapmışım, süreç devam ediyor. Benim bildiğim kadarıyla 3 kişinin ismi üzerinde duruluyormuş, birisini izlediler'' diye konuştu. Bakan Yazıcı, bu olup bitenleri şu anda devam eden diğer kasetlerle irtibatlandırılarak, ''Burada fail bulundu, diğerinin niye bulunmuyor?'' denebileceğini de ifade ederek, kendisiyle ilgili olanın yurt içinde yapıldığını, iletişimde görevli emniyetin bunu temin edip bulduğunu belirtti.

 

MHP'deki kaset olayları ve istifalar

Yazıcı, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, MHP'deki kaset olayları ve istifalara ilişkin olarak, örtülü, kapaklı hiçbir işlerinin bulunmadığını, her alanda şeffaflıktan yana olduklarını söyledi. Siyasetin gönüllü bir iş olduğunu, insanların siyasete kendi rızası ile girdiğini ifade eden Yazıcı, ''Ama siyasetçi bana göre kendi rızası ile gönüllü olarak siyasete girmekle, kendisine bir siyasi alan belirlemekle, hak ve özgürlüğünü kendi rızası ile sınırlayan adam demektir. 'Ben siyasete girdim, bütün hobilerimi istediğim gibi icra ederim'... Böyle bir lüksün yok, ya girmeyeceksin ya da giriyorsan buna özen göstereceksin. Toplumun yadırgadığı, eleştireceği alanlardan uzak duracaksın'' diye konuştu.

Kişilerin görev alanları dışındaki faaliyetleri ile ilgili davranışlarının izlenmesinin yasa ile mümkün olduğunu söyleyen Yazıcı, ''Bu kasetlerin elde edilişinde böyle bir yasal dayanak olmadığı anlaşılıyor. Bu bakımdan üzerinde önemle durulması gerek. Bunlar açıklandı. Kaset içerikleri montaj da olabilir. Ama benim dikkatimi çeken bugüne kadar hiçbir kimse kendisi ile ilgili servis yapılan bu kasetlere yönelik olarak montaj iddiasında bulunmadı. Hatta bazıları sinyal almak suretiyle istifa etti'' ifadesini kullandı.
 

'Kayıtların montaj aracı olarak kullanılması son derece yanlış'

Kayıtların bir şantaj aracı olarak kullanılıyor olmasının son derece yanlış ve tehlikeli olduğunu belirten Yazıcı, Türkiye'de siyaseti milletin dizayn edeceğini, bunun dışında hiçbir gücün, hiçbir örgütün böyle bir alanı düzenleme hak ve yetkisine sahip olmadığını, bu bakımdan da konunun üzerinde titizlikle durulması gerektiğini kaydetti.

Yazıcı, ''Bu konuyla alakalı gerçekten bu kasetlerin öznesi durumunda siyasi partilerin, bunların sözcülerinin partimizi veya hükümeti suçluyor olmaları da gerçekten dayanaksız. Bir yorum olarak söylüyorum, bilgiye dayanmıyor, bir kişi ile alakalı herhangi bir mekanın değişik yerlerinde görüntülerin aynı kasette yer alıyor olması orada birlikte hareket edildiği şeklindeki bir kanaate de yol açıyor'' dedi.

''Sizce montaj mı, izlediniz mi kasetleri?'' şeklindeki soru üzerine de Yazıcı, ''Ben uzman değilim. Bu tür şeyler montajlama yöntemiyle de servis yapılmış olabilir. Ama diyorum ki, piyasaya sürülen bu kasetlerle ilgili olarak, bunların öznesi konumundaki siyasetçilerden hiçbirinin 'montajdır' şeklinde iddiası olmadı. Bunu da ilginç buluyorum'' şeklinde konuştu.
 

Bakan Yazıcı'ya doğum günü pastası

Yazıcı, ''Sizce doğru mu?'' sorusuna da ''Nasıl anlıyorsanız öyle... Benim kanaatim, aynı çevreden veya Türkiye'yi şekillendirmeye çalışılan bir mühendislik çalışması içinde olanların bir uygulaması, onların bir planı diye düşünüyorum'' yanıtını verdi. Bir gazetecinin, ''Bağımsız milletvekili adayı Altan Tan, 'Başbakan dikkatli olsun, kendi bakanlarının da kaseti çıkabilir' demişti. Ne diyeceksiniz?'' sorusuna da Bakan Yazıcı, şu karşılığı verdi: ''Birisinin kaseti varsa, birisi servis yapacaksa yapsın. Neye dikkat edecek Başbakan?... Başbakanımız zaten söyledi; bizde böyle birisi varsa biz bunu barındırmayız'... Bunların yasalara uygun elde edilmeyişinin, bunların içeriğinin doğru olup olmadığının, bunların şantaj amaçlı olarak servis yapılıyor olmasının sorgulanması gerekir. Bu bir siyaseti dizayn etme amacı taşıyor, bu konu üzerinde durulması gerekir.''

Soruların ardından Bakan Yazıcı'ya sürpriz doğum günü pastası getirildi. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştığını ifade eden Yazıcı, ''Kaç yaşına girdiniz?'' diye sorulması üzerine, ''Yaşımı bilmem de 23 Mayıs 1952 doğumluyum. Yaşımı hesaplayın. Çok mutluyum. İnsanın hatıraları da canlanıyor kafasında. Hepsi gözümün önüne geldi, geçti. Hepinize teşekkür ediyorum'' dedi. Bakan Yazıcı, daha sonra pastanın mumlarını üfledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon