Prof. Dr. Çiğdem Elmas: Her aşk yıldırım aşkıdır

Prof. Dr. Çiğdem Elmas, Trakya Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşen 24. Ulusal Elektron Mikroskopi Kongresi'nde "Aşkın kokusu" konulu sunum gerçekleştirdi.

Aşkı insan vücuduna yaptığı etkilerden dolayı "akıl tutulması" olarak tanımlayan Elmas, "Aşk, bir kimseye ya da bir şeye karşı duyulan aşırı sevgi ve bağlılıktır. Sevdiğimiz kişiyi gördüğümüz zaman ve hatta düşündüğümüzde midemizden yukarıya doğru kelebeklerin uçuşmaya başladığını hissederiz." diye konuştu.

Elmas, aşkın fiziksel psikolojik etkilerinin olduğunu belirterek, aşık olan insanın cildinin parladığını, vücudunun mutluluk hormonu salgıladığını ve yaşama pozitif şekilde baktığını anlattı.

Karşı cinse duyulan aşkın saniyeler içinde ortaya çıktığının altını çizen Elmas, "Gör, kokla ve sev. Aşkların hepsi yıldırım aşkıdır. Çünkü o kişiyi gördüğünüz anda, 1,5 saniyede gözlerinizin çektiği fotoğrafı beyninizde ilgili alanlar hemen algılıyor. Onun hemen arkasından hormonlar sentezlenmeye başlıyor. Eğer o kişi bize uygunsa ona doğru koşuyoruz ancak değilse tam tersi istikamete gidiyoruz. Her şey bu kadar hızlı. Görmek ve koklamak neredeyse birbiriyle eşit. Hem görmek hem koklamak beynimizdeki o 1,5 saniyenin arkasından bize o kimyasalların salgılanmasını sağlıyor." şeklinde konuştu.

Aşık olma duygusunun son 20 yıldır bilimsel olarak laboratuvar ortamında incelenmeye başlandığını dile getiren Elmas, şöyle devam etti:

"Aşık olmak için hem limbik sisteme hem de neokortekse ihtiyacımız var. İnsan dışındaki omurgalılar sadece limbik sistemleriyle aşık olurlar. Yapılan araştırmalar insan dışındaki omurgalıların da aşka benzer duygular yaşadığını göstermiş. Ama iş insanoğlu olduğunda işin içine neokorteks giriyor.

Aşık olduğumuzda ilk salınan kimyasal dopamin hormonu. Dopamin, yüz kızarması, ellerin titremesi ve midede uçuşan kelebeklerden sorumlu. Dopamin tutku hormonudur. Özlemek, sevmek ve tutkuya neden olur. Eğer o gördüğünüz kişi size 1,5 saniye sonra dopamin salgılatmıyorsa siz aşık değilsiniz."