Acil kamulaştırma alanı ilan edilip evlerinden çıkarılmak istenen yurttaşlar isyan etti

Başakşehir Şahintepe'de "İmar Barışı"ndan yararlanan yurttaşlar, bölgenin riskli alan edilmesi nedeniyle evlerini terk etmeye zorlandıkları için isyan etti. Mahalleliyle buluşan CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, insanların mağduriyetlerinin görülmesini istedi. Kanser hastası olduğunu ifade eden mağdur kadın, "İnsanlar trilyonluk evler alırken, ben başımı sokacak bir yer bulamıyorum. benim çocuğumun yaşamaya hakkı yok mu?" derken gözyaşlarına hâkim olamadı.

Yayınlanma: 12.02.2021 - 18:53
Acil kamulaştırma alanı ilan edilip evlerinden çıkarılmak istenen yurttaşlar isyan etti
Abone Ol google-news

Şahintepe Mahallesi sakinleri, güçlükle bulup buluşturdukları paraları yatırarak "İmar Barışı"ndan yararlandıktan bir süre sonra, bölge ile ilgili "acil kamulaştırma alanı" kararı çıktığını ve en kısa sürede evlerini terk etmelerinin istendiğini belirterek, yaşadıkları mağduriyeti anlatabilmek için eylem düzenlediklerini söylediler. Mahalleli, yaklaşık 300 haneye, "Derhal burayı terk edin" denirken, bölgede yeni bir inşaatın başladığına dikkati çektiler. Eylemdeki mahalle sakinleri ile buluşan CHP İstanbul Milletvekili Tekin, şöyle konuştu:

"HODRİ MEYDAN GELSİNLER"

"İstanbul'da, vatandaşlarımızın çoğunun ne yazık ki ciddi mülkiyet sorunları olduğu için bu sorunların kolaylıkla çözülebilmesi için bu İmar Barışı Yasası'nı çıkardıklarını söylediler. O gün de söylemiştim. 'Sakın ola bunu fakir, fukara için değil rantçılar için yapıyorsanız Allah sizden bunun hesabını sorsun. Eğer fakir fukara için yapıyorsanız sonuna kadar yanınızda olacağız' dedim. Son iki yıldır İstanbul'un dört bir yanında benzer olaylar var ama böylesi bir olayı ilk kez tanık oluyorum. Şu annelerin gözyaşlarına bakın. Çevre Şehircilik Bakanlığı ve Sayın Vali biraz vicdanınız varsa, biraz birazcık yüreğiniz varsa gelin şurada vatandaşların, bu annelerin anlatımlarını dinleyip ona göre uygulamanızı yapın. Ne uygulaması yapıyorsunuz? Siz burada 300 haneyi sürgün edeceksiniz. 3 tane rantçı sevindireceksiniz. Yazıktır, günahtır buna izin vermeyin. CHP olarak ve birey olarak, bir kardeşiniz, bir çocuğunuz olarak buradan ayrılmayacağız, sonuna kadar da yanınızda olacağız. O size 'Burayı terk edin' diyenler, hodri meydan gelsinler, burada konuşsunlar. Sakın yerinizi yurdunuzu terk etmeyin. Burayı parayla pulla almışsınız. Hakkınıza sahip çıkacaksınız. Biz de sizin hakkınızda yanınızda olacağız."

“ACILARINA DERMAN OLMAYA ÇALIŞIYORUZ”

CHP Başakşehir İlçe Başkanı Avukat Deniz Bakır da bölge sakinleri ile konuşarak, şunları dile getirdi:

"Geçtiğimiz hafta yine Cumhurbaşkanlığı kararnamesinin yayınlandığını gördük. Bu bölgenin ve yukarıdaki bölgelerin tamamını kamulaştırılarak vatandaşlar buradan atılmak istendiğine tanık olduk. Bununla alakalı vatandaşlarımız bir araya geldiler. Ve bununla alakalı ne yapılabilir bakımından bizlerden meclis üyelerimizden fikir almak istediler. Ve bir hukukçu olarak geldik yerinde incelemelerde bulunduk, mağduriyetleri tanık olduk. Ve bu mağduriyetlerin telafisinin özellikle böyle kış aylarında ve pandeminin en yoğun hissedildiği dönemlerde gerçekleşmesi halk acısından telafisi mümkün olmayan zararlar doğacaktır. Bu olayın Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne taşınması ve kamuoyu yaratılması açısından da bizlere çağrıda bulundular ve bizler başta Zekeriya Bey olmak üzere tüm meclis grubumuz ilçe yönetim kurulu üyelerimizle milletvekillerimiz de burada adeta kamp kurduk. Bu yurttaşlarımızın acılarına derman olmaya çalışıyoruz."

"BENİM ÇOCUĞUMUN YAŞAMAYA HAKKI YOK MU?"

Geçmişte AKP'ye o verdiğini belirten mağdur, kanser hastası kadın:

“AKP Oy verenlerden birisiyim ben. Yıllar önce çocuğum daha bebekken burayı satın aldım. Çok zorluklarla aldım. O zamanın parası 5 buçuk milyar para verdim ben buraya. Ama bana buraya yer yaptırmadılar. Hep 'yasak, yasak' yasak dediler. Bugünün, ev yapacağım günün hayaliyle yaşadım. Benim çocuğum üniversite kazandı. İstanbul dışına gönderemedim. Kadınlar kızlar öldü. Okutmaya çalıştım ama parasını yetiştiremedim. Ben hem dulum, hem yetim, hem öksüzüm. Tek başıma ve kanser hastasıyım. Kanserli olduğum halde hala çalışıyorum. Kızım ikinci üniversiteye girdi bir dönem okutabildim zorla, yine para yüzünden okutamadım. Şimdi yeni üçüncüye girdi. Yurt dışından insanlar geliyor okumak için. Benim ülkem herkese kucak açarken benim evladıma niye kucak açmıyor? Herkes trilyonluk evleri satın alırken ben başımı sokacak yer bulamıyorum. Asgari ücretle çalışıyorum. Benim çocuğumun yaşamaya hakkı yok mu? Biz garibanız. (15 Temmuz'da) 'Sokağa çıkılsın' denildi ilk biz çıktık bu vatan için, bu devlet için. Ne artık parti tutuyorum ne başka bir şey, sadece adalet için insanlık için buradayız. Biz hakkımızı istiyoruz. 30 senedir ben burayı almışım. O zamanın parasıyla şimdiki para asla bir olmaz 1 ev almaya kalksam ben 1 trilyon. Neyle kazanacağım ben. Ben kanser hastasıyım kaç yıl yaşayabilirim. Kaç yıl çocuklarımın başında annelik-babalık yapabilirim. Biz olduğumuz yerden çıkmak istemiyoruz.”

“BİZ BİR SURELİYE KADAR DEĞİL MİYİZ?“

Başka bir ev sahibi, “Ben buradan Cumhurbaşkanı'na sesleniyorum. 'Ben her zaman halkımın arkasındayım' diyordu. Nerede halkının arkasında? Biz bir Suriyeli kadar değil miyiz” diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler