"Rusya'nın kışkırtılması barışa tehdit"

Libya lideri Muammer Kaddafi, Rus Vremya Novostey gazetesinde yer alan röportajında, "Rusya'yı kışkırtmak veya önünü tıkamak, evrensel barışa yönelik tehdit oluşturacağı gibi hiç kimsenin istemeyeceği geniş kapsamlı bir nükleer savaşa yol açabilir" dedi.

Bu durumun, ABD'nin birçok konuda "kasıtlı yanlış, saf, aptalca, bencil ve temelsiz görüşlere dayanan" bilgilerle yönlendirilmesinden dolayı son derece gerçekçi olduğunu söyleyen Kaddafi, "Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından NATO'nun varlığını sürdürmesi ve genişlemesi ihtiyacı yok. Elbette eğer birilerinin Rusya ve dünyanın diğer bölgelerini işgal etme gibi bir amacı yoksa" ifadelerini kullandı.

Dünyanın, Rusya'nın Sovyetler Birliği olmadığı gerçeğinin farkına varması gerektiğini söyleyen Kaddafi, "Dünyanın dikkatini, arada çok büyük fark olduğuna çekmek istiyorum. Rusya şimdi bir ideolojiyi değil, kendi ulusal egemenliğini, Rus ulusunu ve Rusya'nın varlığını savunuyor. Sovyetler dağıldığında ideolojiler iflas etti, uluslar değil" dedi.

Kaddafi, Rusya'nın her zaman, batının doğuya yayılmasındaki en önemli hedefi olduğunu öne sürerek, şunları söyledi:
"Batı orduları her zaman Rusya'yı hedefledi. NATO da şu anda Rusya'ya ulaşmaya çalışan Napolyon ve Hitler'in izinden gidiyor. NATO, Rusya'yı çevreleyen eski Sovyet Cumhuriyetlerinin hepsini içine alma konusunda son derece ciddi. Bu amacı yüzünden NATO öncelikli olarak Rusya sınırındaki eski Sosyalist bloku ülkelerinin çoğunu üyeliğe kabul etti. Bu Rusya tarafından tehlikeli bir provokasyon ve tamamen kuşatılma olarak algılandı.

Aslında bu gerçekten de böyle. Yugoslavya'nın dağıtılması ve imha edilmesinin ardından ve NATO'nun buraya girmesiyle Rusya'nın kuşatılması başlatıldı. Ancak Rusya rahat bir şekilde kuşatılacak, köleleştirilecek ve ele geçirilecek bir güç değil. Rusya dünyanın en çok nükleer silahına sahip olan ve bunları her an ateşleyebilecek pozisyonda bir ülke. Hiçbir ülke bununla boy ölçüşemez.

Dolayısıyla evrensel barış için çalışan bizler, insanlığı, örneklerini Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında gördüğümüz yeni maceralara sürükleyecek girişimlerden kaçınılması çağrısında bulunuyoruz."