Sadece ‘rahatsızlık’ iletti

<video:1091554>

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye’nin Rusya ile İdlib konusunda bir mutabakata varması ve riskin büyük oranda ötelenmesinin ardından Türkiye Suriye’nin sorunlu diğer bölgesi Mınbiç’e yöneldi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD’den verdiği mesajları değerlendiren Emekli Büyükelçi Uluç Özülker, “Türkiye’nin son dönemde ABD’nin Suriye’de YPG’ye verdiği destekten duyduğu rahatsızlığı hissettirmek için verilen bir mesajdır” dedi.

<haber-dikey:1091533>

Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu dolayısıyla bulunduğu New York’ta Fırat’ın doğusuna yapılacak olası bir operasyonla ilgili tekrar mesaj verirken “İnşallah önümüzdeki dönemde Fırat’ın doğusunu da kapsayacak şekilde, Suriye’nin içindeki güvenli bölgeleri arttırmaya devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Erdoğan’ın Fırat’ın doğusuna yönelik mesajlarını Cumhuriyet’e değerlendiren emekli büyükelçi Uluç Özülker, bu açıklamaya Türkiye’nin rahatsızlığının dile getirilmesinin ötesinde bir anlam yüklemediğini belirtti. Fırat’ın doğusunda ABD üslerinin bulunduğuna dikkat çeken Özülker, “Türkiye’nin, Fırat’ın doğusuna müdahale etmesi, ABD’yi doğrudan doğruya muharip bir taraf olarak karşısına alma anlamı taşır, bu da tabiatıyla kolay değil. Ama ABD’nin Suriye’de yaptıklarından Türkiye’nin ne kadar büyük rahatsızlık duyduğunu dile getiren bir mesaj bu” dedi.

Türkiye’nin İdlib meselesi çözümlendikten sonra Suriye’deki temel sorununun, Suriye topraklarının yüzde 24’ünü elinde bulunduran YPG’nin de içinde bulunduğu Suriye Demokratik Güçleri (SDG) olacağı mesajını verdiğini dile getiren Özülker, “Hepsinden öte Türkiye yönünden bir terör sorunu var, bu terör sorununun da temelini oluşturuyor. ABD ile Mınbiç’te de halen sonuç alınabilecek bir adım atılamadı. ABD’ye ‘Bıçak kemiğe dayandı, bunun sonunda müdahaleye kadar gidebilecek bir gelişmeyle karşı karşıya kalabiliriz, aklımızı başımıza toplayalım’ şeklinde bir uyarı olduğunu düşünüyorum bu mesajın” diye konuştu.

Özülker, Türkiye’nin El Bab ve Afrin’e düzenlediği operasyonların ‘hem Rusya’nın  icazetiyle, hem de konjonktürün fevkalade iyi kullanılmasıyla’ gerçekleştirildiğini vurgulayarak “Hem ikna metoduyla hem de iyi bir diplomasi yolunu kullandık, hem de askeri yönden başarımızı sahada sonuç alıcı bir şekilde yansıttık. Fakat Fırat’ın doğusu böyle değil. O bakımdan ben burada bu mesaja bir uyarıdan öte bir anlam yüklemem” değerlendirmesini yaptı