Sahnede ‘direniş’ var

Gezi Parkı’nda ağaçların sökülmesiyle başlayan Gezi Direnişi’ne tanıklık eden sanatçılar üretmeye devam ediyor. Gezi Direnişi’nde müzik, resim, kitap, olaylar sırasında çekilen fotoğraflar, grafik tasarımlan, graffiti... Tüm bunlar ülkemizde yaratıcı bir gençlik olduğunu ortaya koydu... Yaratıcı, boyun eğmeyen, özgürlükçü ve direnişçi bir gençlik. Direnişte yaşanan olayların küçük bir bölümünü şimdilerde sahnede seyrediyoruz. Gezi Direnişi’nden ve olaylardan etkilenerek yazılan “Taksim Meydanı” müzikali Mehmet Ergen’in imzasıyla Talimhane Tiyatrosu’nda sahneleniyor. Direnişte üretilen slogan ve müzikten yararlanan Ergen, Gezi ile hükümete atılan ‘kendine gel’ tokatını sevdiğini söylüyor.

Oyunda, akademisyen, TV yöneticisi, doktor, sanatçı, hayat kadını, solcu sendikacı ve iki polis karakterlerini, karakolda bir araya toplamış Ergen... Oyun onların hayata bakış açısından anlatılıyor. Oyunun temelinde bir insanın ne kadar ödün verebildiği sorununu ele alan Ergen, “Hayat kadını, nasıl kendini ‘satma’ aşamasına geliyorsa, toplumun ‘üst’ yapısı olarak adlandırılan gruplar da zaman zaman satışa gelebiliyorlar. Bunun en bariz örneklerini de AKP döneminde görüyoruz. Bu oyunla da doğrudan partiyi hedef almaktansa partiye yalakalık yapanları hedef almayı tercih ettim. Ortada bir sanat eserinden çok bir grup sanatçının reaksiyonu var” diyor.

Ergen, Gezi’nin başlı başına bir sanat olduğunu düşünenlere karşılık, “yanlış bir tespit değil ama işin politik boyutu sanatsal boyutunun önünde” diyor. Bu hareketi siyasi bir hareketten çok bir sanat hareketi olarak görenlerin, şimdiki hükümetin de ülkeyi bir sirke dönüştürdüğünü sandıklarını söyleyen Ergen, “Hayretle birbirimizi izliyoruz. Tayyip Erdoğan hedef alındı. Ve eğer faiz lobilerini ve dış mihrakları suçlamak yerine başbakanlıktan çekilmeyi düşünseydi olmaz ya - bunun bir sanat eseri olduğunu düşünmezdik” diyor.

Direniş günlerine ait fotoğrafların kullanıldığı sahnede, enstrümanları oyuncular çalıyor ve oyuncuların beden dili ve enstrüman kullanımı neredeyse kusursuz. Ergen, “Geçen sezondan beri devam eden ‘Seni Seviyorum, Mükemmelsin, Şimdi Değiş’ müzikali ve öncesinde sahnelediğimiz ‘Shrek’ ile üst düzey müzikal işler yapabilecek bir çekirdek kadro oluşturduk. Bunun devamı da gelecek” diyor.

İlk kez Berlin’de sahnelenen oyun için Ergen, “Çok beğenildi, burada da beğeniliyor. Tabii burada kendisini anlatmaktan öte başka niyetlerle yapıldığını sanan ya da farklı beklentileri olduğu için çıkışta şaşıranlar var. Bu kadar kutuplaştırılmış bir ülkede oyunlara da tepki vermek doğal. Tarih her şeyin cevabını veriyor” diyor. Gezi Direnişi’yle ilgili çalışmalarının devam edeceğini söyleyen Ergen, Henrik Ibsen’in “Halk Düşmanı” oyununu yeniden çevirmiş. Medyanın yaşananları iletmemesi Ergen’i çok üzmüş. “Oyunun merkezinde doğruları haykırmaya çalışan bir bilim adamının medyayı delip, sesini duyuramaması anlatılıyor. Halk sağlığı için çırpınırken kasabadan rant sağlamaya çalışan esnafın, belediyenin ve cahil halkın karşısında düşman ilan ediliyor. Tıpkı Gezi Direnişi’nde olaylara tanık olanların çapulcu ve anarşist olarak nitelendirilmesi gibi o da “düşman” ilan ediliyor” diyor.

Son olarak ölenleri, yaralananları, gözlerini kaybedenleri ve ülkeyi yüzde 50 tabiriyle bölen Başbakanın, unutulmayacağını söylüyor Ergen... Mert Aydın, Orhan Aydın, Nebi Birgi, Kubilay Çamlıdağ, Ezgi Erol, Baran Güler, Begüm Günceler, Defne Koldaş, Bahadır Özkoca ve Mert Şişmanlar’ın rol aldığı oyun yarın, 22 ve 29 Kasım’da saat 20.30’da Talimhane Tiyatrosu’nda sahnelenecek.