'Şark kurnazlığı ile gerçek tablo gizleniyor'

BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, hükümetin şark kurnazlığı ile gerçek tabloyu gizlediğini söyledi.

'Şark kurnazlığı ile gerçek tablo gizleniyor'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.10.2011 - 13:30

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Bütçe ve Kesinhesap Kanunu Tasarılarının tümü üzerinde görüşmeler başladı. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in katıldığı görüşmelerde usul ve esas tartışmaları gündeme geldi. CHP İstanbul Milletvekili Aydın Ayaydın, bütçenin hazırlanmasında kanuni bir prosedür bulunduğunu hatırlatarak, AKP hükümetinin her yıl yaptığını bu yıl da tekrarladığını dile getirdi.

Orta Vadeli Programın (OVP) 5018 sayılı Yasa'nın öngördüğü süreden 135 gün sonra, Orta Vadeli Mali Plan'ın (OVMP) 120 gün sonra, Bütçe Çağrısı ve Bütçe Hazırlama Rehberi'nin ise tam 105 gün sonra 12 Ekim tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandığını vurgulayan Ayaydın, Bakan Şimşek'e 5018 sayılı Kanun'a neden uyulmadığını sordu. Ayaydın "Madem uyulmayacaksa bu kanunu neden çıkardınız? Bu kanun neden vardır. Eğer hükümet kanuna uymazsa vatandaştan kanunlara uymasını nasıl bekleyeceksiniz" dedi.

'Bütçeyi 4 günde hazırlama başarısı ...'

Bütçe Kanunu'nun Anayasa gereği 17 Ekim'de Meclis'e sunulduğunu hatırlatan Ayaydın tüm çalışmaların 4 gün gibi kısa bir sürede tamamlandığını ve Maliye Bakanlığı'na gönderildiğini vurguladı. Maliye Bakanlığı'nın da aynı 4 gün içinde Bütçe Kanun Tasarısı'nı hazırlayarak Başbakanlığa gönderdiğini dile getiren Ayaydın, "Sanırım böylesi bir hız dünyada sadece bizim bürokrasimizde bulunmaktadır. Zira bütçeyi 4 gün içende hazırlama başarısı sadece bizim Maliye Bakanlığı bürokrasisine dair bir başarı olsa gerek. Anlaşılan odur ki Maliye Bakanlığımız bütçeyi 5018 sayılı Kanun'dan tamamen bağımsız onun öngörülerini hiç dikkate almadan hazırlamıştır" diye konuştu.

Orta Vadeli Programdaki öngörülerin gerçeklikle hiçbir ilgisi bulunmadığını belirten Ayaydın, 2011 yılında yayınlanan OVP'de yüzde 5.3 olarak öngörülen 2011 yılı TÜFE'nin, 2012 OVP'de yüzde 8'e revize edildiğini kaydetti. Merkez Bankası'nın ise geçen hafta yıl sonu enflasyonunu yılda 8.3 olarak gerçekleşmesini beklediklerini açıkladığını vurgulayan Ayaydın bu durumun yüzde 50'den büyük bir sapmaya işaret ettiğini söyledi.
 

'Cari açığın nedeni, liranın ithalatı coşturması'

Halen Türkiye ekonomisin en kırılgan alanının yüksek cari işlemler açığı olduğunu kaydeden Ayaydın, bunu yaratan etkinin ise yanlış faiz ve kur politikaları nedeniyle gereğinden fazla değerli olan TL'nin ithalatı coşturması olduğunu kaydetti. 2011 yılı OVP'de 2012 yılı için öngörülen vergi gelirlerinin 276 milyar TL olduğunun altını çizen Ayaydın 2012 OVP'de bunun 300.9 olarak öngörüldüğünü hatırlattı. 2012 bütçesinde hükümetin 25 milyar TL'lik bir vergi artışı öngördüğünü dile getiren Ayaydın vergi gelirlerinin kompozisyonuna bakıldığında bu tutarın 86.7 milyarının gelir üzerinden 7 milyarının servet üzerinden ve geri kalan 207 milyarın ise harcama üzerinden alınacağını söyledi. Beyana dayalı gelir vergisi toplamının sadece 3.5 milyar TL olduğunu hatırlatan Ayaydın "Bu öngörülen vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 1.25'ine tekabül etmektedir. Kayıt dışı ekonominin sonucu olan bu durum. Maalesef ülke olarak vergi sistemimizin ne kadar sorunlu olduğunu gözler önüne sermektedir. Daha düşündürücü olan ise vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 69'unun dolaylı vergilerden oluşmasıdır" diye konuştu.

'Allah bir daha Cumhuriyet Bayramı'nı iptal edecek gerekçe vermesin'

Plan Bütçe Komisyonu'nda söz alan CHP Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, Cumhuriyet Bayramı törenlerinin iptal edilmesini eleştirdi. Kuşoğlu, "Allah bize bir daha Cumhuriyet Bayramı'nı iptal edecek gerekçeler vermesin" dedi. OVP'nin ve OVMP'nin geciktirilmesini eleştiren Kuşoğlu, bütçenin Anayasa'dan sonra en kutsal düzenleme olduğunu söyledi.

"Bütçe vatandaşlardan gelir almayı öngören bir yasadır. Uymak gerekir" diyen Kuşoğlu, bunun gerekçesinin olmaması gerektiğini söyledi. Kuşoğlu, "Eğer varsa yapmamız gereken birlikte yapalım. Bunu çok önemsiyorum. Bize düşen görevler varsa yapabiliriz" diye konuştu. 2010 yılı bütçesinde 15 milyar TL'lik ödenek üstü harcama olduğunu belirten Kuşoğlu, "Ödenek üstü harcama alışkanlık oldu. İktidarın çoğunluğu var, neden usule uygun ek bütçe yapılmıyor. 2010 bütçesinin yüzde 6'sını ödenek üstü harcama oluşturuyor" dedi.
 

'Vatandaşı tufaya getirmeyelim'

Komisyonda MHP Antalya Milletvekili Mehmet Günal da söz aldı. "Terördü depremdi derken Deniz Feneri sanıklarının biranda serbest bırakıldığı"nı söyleyen Günal, hukukun tahrip edildiğini bildirdi. Ünal, çözümün BOP eş başkanlığında olmadığını, Türk milletinin eş başkanlığında olduğunu bildirdi. Yeniden güncelleme oranının ÜFE'ye göre belirlendiğini hatırlatan Mehmet Günal, memura verilen zammın TÜFE'ye göre hesaplandığını vurguladı.ÜFE'deki artışların TÜFE'ye yansımadığına dikkat çeken Günal, "memur ve asgari ücret artışlarını ÜFE'ye göre yapalım vatandaşı da tufaya getirmeyelim" dedi.
 

'Türkiye AKP hükümetleri boyunca ancak potansiyeli kadar büyüdü'

CHP İstanbul Milletvekili Müslüm Sarı, Türkiye'nin AKP hükümetleri boyunca ancak potansiyeli kadar büyüyebildiğini söyledi. Bu büyümenin istikrarız olduğunu belirten Sarı, "Türkiye'nin büyüme performansında kendine özgü bir başarı öyküsü yoktur" dedi. Büyümenin işsizliği azaltmadığına dikkat çeken Sarı, büyüme ile beraber istihdam oranının azaldığını, buna paralel olarak da işgücüne katılım oranının azaldığını da vurguladı. Düşen tasarruflarla tasarruf yatırım açığının büyüdüğünü dile getiren Sarı, bu durumun ekonominin dış sermayeye olan ihtiyacını daha da artırdığının altını çizdi. Sarı, ekonominin büyümek için vermek zorunda olduğu cari işlemler açığının sürekli arttığını kaydetti.

 

'Ekonomi eksen kayması içinde'

Bütçe görüşmelerinde söz alan BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, hükümetin şark kurnazlığı ile gerçek tabloyu gizlediğini ileri sürdü. TL'deki değer düşüşünün devalüasyon olduğunu vurgulayan Kurt, "Bunun başka adı yoktur" dedi.  Ekonominin eksen kayması içine sürüklendiğini vurgulayan Kurt, cari açıktaki dengesizliğin önümüzdeki dönemde yeni güncellemelere ihtiyaç duyulacağının bir göstergesi olduğunun altını çizdi. Kurt, "Parayı veren düdüğü çalar misali sıcak para sahipleri bizi kendilerine benzetme çabası içinde olacaklar. Eksen kaymasından kastım bu" diye konuştu. Kurt, hükümetin Özal döneminin kemer sıkma rekoruna sıkça başvuracağının açıkça görüldüğünü dile getirdi.
 

'Para kazanma uğruna doğa tahribatı yapılıyor'

Para kazanma uğruna doğa tahribatı yapıldığını dile getiren Kurt, "HES'lerin kurulması böylesi bir tahribatın ürünüdür. Doğa katliamına yönelik politika izleniyor" dedi.

'Bize kovboyluk kaldı'

Tekel fabrikalarının uluslararası sermayeye peşkeş çekildiğini ifade eden Kurt, şu açıklamalarda bulundu: "Fabrikaları satın alanlar kapılarına kilit vurdu. Başbakanın dediği gibi kimse sigara içmekten vazgeçmedi. Önceden kendi ürettiğimiz sigarayı içerdik. Şimdi Amerikan sigarası içiyoruz artık. Bize kovboyluk kaldı. Özelleştirme politikaları bizi kovboy yaptı. Bir tek atımız, şapkamız, çizmemiz eksik kaldı."
 

Hakkari Yüksekova'da et kombinesi 20 yıldır asker kışlası

Hakkari Yüksekova'da istihdam yaratmak için kurulan et balık kombinesinin 20 yıldır asker kışlası olarak kullanıldığını belirten Kurt, hiçbir hükümetin sorunu çözemediğini, bu bütçede de böyle bir şey olmayacağını gördüklerini söyledi.


'Bu zamlar niye'

Komisyon'da söz alan MHP Manisa Milletvekili Erkan Akçay 9 yıllık dönemde AKP'nin Türkiye ekonomisinde hangi temel sorunu çözdüğünü sordu. 2002 yılında bu yana hükümetin uyguladığı politikalar nedeniyle düşük üretimin getirdiği sorunlarla mücadele edildiğini dile getiren Akçay, üretim yerine ithalatın, istihdam yerine işsizliğin, rekabet yerine tekelleşmenin, tasarruf yerine tüketimin artırıldığını ifade etti. Vergi güncellemelerine de değinen Akçay, "Güncelleme nispi vergi oranlarını artırarak yapılmaz. Maktu vergilerde yapılır. Madem bütçenin fazla vermesiyle övünüyorsun, bu zamlar niye" dedi.
 

'Cumhurbaşkanı Dışişleri Konutu'ndan çıkmadı'

Kamuoyunda gündeme gelen "deprem vergilerinin nereye gittiğine" yönelik tartışma yaşandığını anımsatan Akçay, bu konuda hükümet tarafından çeşitli açıklamalar yapıldığını kaydetti. "Bu konuya bütçe derinliği açısından açıklık getirmiş olsaydınız sizleri tebrik edecektim" diyen Akçay, ancak daha çok siyasi açıklamaların dile getirildiğini söyledi.
Akçay, "Deprem vergilerin yol, su, sağlık ve eğitime gittiğini söylediniz. O zaman aynı mantıkla ben de devam edeyim. Bu paralar sadece bunlara gitmedi. Bir kısmı Başbakana uçak ve lüks makam araçları alınmakta kullanıldı. Bir kısmı Ali Dibo'culara gitti. Bir kısmı şu anda Van'daki depremde çöken ve enkaz altında öğretmenlerin can verdiği binaların müteahhitlerine hak ediş olarak gitti. Bu vergilerin bir kısmı Cumhurbaşkanı Çankaya Köşkü'nde oturmayıp, Dışişleri Konutu'nda oturmaya devam ettiği için Dışişleri Bakanına aylığı 39 bin TL'den yıllık 468 bin TL konut kiralamasına gitti" diye konuştu.
 

'Cari açığı yerli üretimin vergisi artırarak mı azaltacaksınız'

Otomotivde ÖTV artışı yapılmayan binek otomobillerin neredeyse tamamına yakınının ithal edilen otomobiller iken hafif ticari ve ticari araçlarda ÖTV artışı yapıldığını hatırlattı. Hafif ticari araçların Türkiye'de yapıldığını anımsatan Akçay, Cari açığa neden olan dış ticaret açığını azaltmak için üretimi artırmak, üretimi desteklemek gerekmiyor mu? Üretimi böyle mi desteklemek gerekiyor. Cari açığı yerli üretimin vergisi artırarak mı azaltacaksınız. Lüks binek araçların ÖTV'sini artırdığınızı söylemek demogojiden başka bir şey değildir" diye konuştu.

'Memura verilecek zam artırılmamak için sigarada ÖTV düşürüldü'

Sigaraya yapılan ÖTV zammının 31 Aralık 2012 sonuna kadar yüzde 69'dan yüzde 65'e çekildiğini belirten Akçay, hükümetin memura yüksek enflasyon oranında zam yapmamak için sigaradaki ÖTV'yi geri çektiğini ifade etti.
 

'Hükümet adeta kaçağı teşvik ediyor'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in "kaçak sigara içmeyin, parası teröre gidiyor" uyarısını anımsatan Akçay, bunu doğru bir uyarı olduğunun altını çizdi. doğru uyarı. Akçay, "Ben de vatandaşa çağrı bulunuyorum. Kayıt dışı ve kaçak mal tüketmesinler" çağrısında bulundu. Türkiye'de satılan sigaranın fiyatının çevre ülkelerin 3 katı olduğunu dile getiren Akça, hükümetin adeta kaçağı teşvik ettiğini vurguladı. Akçay, bu durumun sadece sigarada olmadığını, akaryakıtta, cep telefonunda da olduğunu belirtti.
 

Aslanoğlu: Devlet hiç kimseyi dolandırmaz

Komisyonda söz alan CHP İstanbul Milletvekili Mevlüt Aslanoğlu hükümetten taşeron uygulamasını kaldırmasını istedi. Taşeron işçi uygulamasının çıkarılıp, tüm kamuoyunun perişan edildiğini belirten Aslanoğlu, "Bir yandan norm kadro getirilip bütçenin sınırlandırıldığını, öbür yandan haydi yallah hizmet satın alındığını dile getiren Aslanoğlu, "Bunlar o kurumların başına bela oldu. O işçiler dolandırıldı. Devlet hiç kimseyi dolandırmaya aracılık etmemeli. Biz devletiz ama bu insanlar dolandırıldı. Bir sezon çalıştırıldı, tazminatları ödenmedi. O şirketler yok oldu. Başka şirketler yok oldu. Maalesef devlet eliyle insanları dolandırdık. Hala hastanelerde hasta bakıcı, güvenlik görevlisi, o eğitimi almamış, o hizmeti bilmeyen insanlara bu iş yaptırırsanız başınıza çok iş gelir. Devlet kimseyi dolandırtmaz. Bir çok kamu kuruluşu açılan davaları kaybetti. Çalışanların alamadığı kıdem tazminatlarını kamu kurum ve kuruluşları yeniden ödemek zorunda kalacak. Bu taşeron uygulamasını kaldırın" diye konuştu.

'Taksilerin gerçek sahibi kimler'

3 büyük şehir 50 bin taksi plakası bulunduğuna dikkat çeken Aslanoğlu, bunların kaçının taksi şoförünün elinde olduğunu, kaç tanesinin vergi ödediğini sordu, İstanbul'da bir taksi plakasının 800 milyon TL olduğunu dile getiren Aslanoğlu şu açıklamalarda bulundu:
"Bunların sahibi kim mükellef mi? Kaç kişi çalıştırıyor? Sosyal güvenliği var mı çalışanların? Taksi plakası sahibi taksicilere, bil fiil başında emeğiyle çalışan insanlara araç değiştirmesinde ÖTV ve KDV almayacağım derseniz tüm bunları kayıt altına alırsın. Gerçek esnaf ortaya çıkar. 100 tane arabası olan var. İlgisiz alakasız kişiler."

'Altın Borsası'nın ekonomiye katkısı yok'

Türkiye'de altın borsası bulunduğunu belirten Aslanoğlu, ancak ekonomiye katkısının olmadığını ileri sürdü. Altın bankacılığı'nın Tükiye'de gerçek işlevini yapmadığını vurgulayan Aslanoğlu, "Gerçek işlevini yaparsa yastık altındaki gerçek ortaya çıkar. Hiçbir işi yok. İsviçre'den gelen altınlara mühür basıyor sadece" eleştirisi getirdi.

'Şeker fabrikalarını özelleştirmeyin'

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e "özelleştirmeden sorumlu bakansın, tekel yok oldu, fabrikalar kapandı" diye seslenen Aslanoğlu, makinaların satıldığını işçilerin çıkarıldığını vurguladı. Bundan ders çıkarılmadığını söyleyen Aslanoğlu, şimdi sıranın şekere geldiğine işaret etti. Aslanoğlu, Bakan Şimyek'e "Şeker fabrikalarını özelleştirmeyin" çağrısında bulundu.

'Ben sarmalık tütün içmek istiyorum, nasıl yasaklarsın'

Sarmalık tütüne ceza uygulandığına işaret eden Aslanoğlu, "Ben sarmalık tütün içmek istiyorum. Nasıl yasaklarsın. Tütün satan esnafı kayıt altına alın, vergi ödesinler. Sarma tütün içilmesini nasıl önlersiniz" dedi.
 

'Emeklilere acımanız yok'

Aslanoğlu, "Emeklilere acımanız yok" eleştirisinde bulundu. Emeklilerin acınacak halde olduğunu dile getiren Aslanoğlu, "Emekliler acınacak haldeler. İntibak yasası hep lafta kalıyor. Onlar adına utanıyorum. Adeta utanıyorum. Kazanılmış haklarını ve milli gelirden doğan enflasyon farklarıyla ilgili parayı bile vermiyorsunuz. Mahkeme kararları uygulanmıyor. Bu insanlara yazık oluyor" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler