"Savaş ekonomisinin acısını masum insanlar çekiyor"

CHP’li Yüceer açıklamasında “Ortadoğu’nun kan ağladığı, şiddet dilinin her geçen gün yaygınlaştığı dünyada, silahlara sus demek ve savaşın dilini reddetmek, hepimizin en temel insanlık görevi olmalıdır” ifadesini kullandı.

 “Savaş ekonomisinin, silahların, terörün acısını ise masum insanlar çekmektedir”

 CHP’li Candan Yüceer’in açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

 “Dünyanın barışa en fazla ihtiyaç duyduğu günleri yaşıyoruz. Barışa en fazla ihtiyaç duyduğumuz 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü maalesef Ortadoğu’da bitmek bilmeyen savaş, katliam, kan ve gözyaşının gölgesinde karşılıyor ve barışa olan derin özlemimizi bir kez daha hatırlıyoruz. Bu savaşlar sadece Ortadoğu’yu değil, tüm insanlığı derinden etkilemektedir. Bunca acıya ve katliama rağmen, dünyada silahlanma harcamaları, uluslararası askeri tehditler, nükleer silah denemeleri devam etmekte ve silahlanma hâlâ gelişmiş ülkelerinin bütçelerin en önemli kalemini oluşturmaktadır. Savaş ekonomisinin, silahların, terörün acısını ise ne yazık ki masum insanlar çekmektedir. Irak’ta ve Suriye’deki savaş nedeniyle milyonlarca insan, hatta yüzbinlerce çocuk acı çekerek yaşamını yitirmiştir. Sadece savaş dışında, kendi topraklarını terk etmek zorunda kalan, göç ederken hayatını kaybeden, gittiği yerlerde açlıkla boğuşan insanlar da aynı şekilde savaş mağduru ve insanlığın en ağır trajedisini yaşamaktadır.”

 “İktidarı savaş çığırtkanlığına değil, barış diline alışmaya davet ediyoruz”

"Siyasi iktidar izlediği maceracı, hayalperest ve çarpık dış politikalarla, ne yazık ki, Cumhuriyetimizin ‘Yurtta barış dünyada barış’ temel ilkesini terk etmiş, savaş yanlısı politikalarıyla bugün Ortadoğu’da yaşanan savaşın büyümesine neden olmuş ve sorun yaşamadığımız bir tek komşu ülke bile bırakmamıştır. Savaş, coğrafyamıza daha fazla ölümden ve yıkımdan başka bir şey getirmeyecektir. Halklar artık savaş değil, sorunların barışçıl yollarla çözülmesini istemektedir. Siyasi iktidar batılı ülkelerin değil, halkımızın sesine kulak vermelidir. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak, siyasi iktidarı ‘barış’ temelli dış politika izlemeye, Ortadoğu’da barışı yeniden tesis eden bir pozisyon edinmeye ve dış politikada savaş çığırtkanlığına değil, barış diline alışmaya davet ediyoruz. Kan ve işgallerin gölgesinde, bunca savaş çığırtkanlığı arasında, silahlara sus demek, savaşın dilini reddetmek, hepimizin en temel insanlık görevi olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle, barış, sevgi ve hoşgörünün hâkim olduğu, kan ve gözyaşının akmadığı, herkesin birbirinin yaşam hakkına, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı duyduğu, insan hakları ve adalet duygusunun zedelenmediği, ayrımcılığın yaşanmadığı bir ülke ve dünya umudu ve inancıyla 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutluyorum.”