'Sayın Başbakan'a sonuna kadar katılıyorum'
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, KKTC'de düzenlenen mitingde Türkiye aleyhine taşınan pankartlar ve kullanılan sözleri kabul etmenin mümkün olmadığını söyleyerek, bu olayların bütün KKTC halkına mal edilemeyeceğini, ancak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''eksik bile söylediğini'' belirtti.

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD) ile sabah kahvaltısında bir araya gelerek, KKTC ile ilgili son tartışmalar, OSTİM'deki patlamalar ve Türkiye'nin ABD, İsrail ve Mısır ile ticari ilişkilerine dair önemli açıklamalar yaptı.
Çağlayan, KKTC'deki miting için, ''Taşınan pankartları görseniz, sözleri duysanız hiçbiriniz Başbakanın açıklamasından daha azını yapmazdınız'' diyerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın pozisyonunda kim olursa olsun aynı tepkiyi göstereceğini, çünkü gerçekten KKTC'nin Türkiye için ne kadar önemli olduğunu ve ne anlam taşıdığını anlatmaya gerek olmadığını söyledi. KKTC için verilen mücadelelerin her zaman belli olduğunu hatırlatan Çağlayan, ''Ne Türkiye ne de bizim hükümetimiz böyle bir şeyi kesinlikle hak etmiyor. KKTC'deki bir Türk vatandaşının elinde Güney Kıbrıs Rum kesiminin bayrağını taşımasını kimse bana izah edemez, kimse buna haklı bir gerekçe gösteremez'' diye konuştu.
Çağlayan, KKTC'de kişi başına düşen milli gelir ve asgari ücretin Türkiye'den çok fazla olduğunu belirterek, KKTC vatandaşlarının yarısından fazlasının devlet memuru olduğunu hatırlattı. Çağlayan, bugün KKTC'nin kendi ekonomisi ile bağdaşmayacak kadar ciddi bir savurganlık içinde olduğunu ifade ederek, buna kayıtsız kalmanın mümkün olmadığını bildirdi. Bakan Çağlayan, ''Sayın Başbakana ben de sonuna kadar katılıyorum, eksik bile söylemiştir, yapılan şeyleri kabul etmek mümkün değildir'' dedi.
Bakan Çağlayan, Kıbrıs'ta binlerce insanın şehit olduğunu, kendisinin de harekat sırasında 5 arkadaşı ile birlikte askerlik şubesine giderek savaşa gitmek için başvurduğunu, ancak yaşı tutmadığı için kabul edilmediğini anlatarak, bunun için, nedeni ne olursa olsun o mitingdeki tutumu kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Kendilerinden önce KKTC yetkililerinin buna tepki vermesi gerektiğini dile getiren Çağlayan, Türkiye'yi aşağılayan ifadeleri içeren dosyayı gördüğünü, hassasiyet göstermesi gereken bir taraf varsa bunun KKTC değil, Türkiye olduğunu kaydetti. Çağlayan, bu mitingde yapılanları bütün KKTC halkına mal etmenin de yanlış olacağını söyleyerek, bunu yapan grupların Türkiye'nin varlığından rahatsız olan kişilerden oluştuğunu bildirdi.
OSTİM'deki patlamalar
Bakan Çağlayan, OSTİM'deki patlamalar için de, insan hayatının çok değerli olduğunu söyleyerek, bu iş yerleri için farklı denetimler olduğunu, denetimlerin etkin yapılması ve yaptırımların caydırıcı olmasının gerektiğini söyledi. OSTİM ve İvedik'teki işletme ruhsatlarının organize sanayi bölgesi tarafından verilmesinin doğru olduğunu, bunun belediyeyi ilgilendiren bir yönü bulunmadığını söyleyen Çağlayan, bu patlamalardan herkesin ders çıkarması gerektiğini bildirdi. Çağlayan 27 yıl tehlikeli bir sektör olan inşaat sektöründe iş yaptığını belirterek, o dönemde işçilere baret giydirmek, eldiven taktırmak gibi basit güvenlik tedbirlerini aldırmanın dahi ''deveye hendek atlatmaktan zor olduğunu'' hatırlattı. Çağlayan, kendisine gelen raporlara göre patlamalarla ilgili kaçak akaryakıt üretiminin olduğu yönünde henüz bir bulgu bulunmadığını da sözlerine ekledi.
Bakan Çağlayan, KKTC ile ilgili son tartışmalar, Ostim'deki patlamalar ve Türkiye'nin ABD, İsrail ve Mısır ile ticari ilişkilerine dair önemli açıklamalar yaptı. ABD'nin İran'a yönelik yaptırım kararının Türkiye'nin İran ile ticaretine olan etkisine ilişkin soru üzerine Çağlayan, Türkiye'nin, BM üyesi olarak Güvenlik Konseyi'nin aldığı kararlara uyacağını, ancak ABD'nin aldığı kararların yine kendisini bağlayacağını kaydetti. Çağlayan, BM üyesi olarak nükleer silahların barışçı amaçlarla kullanılması konusunda hassas olduklarını söyleyerek, nükleer enerjinin barışçı amaçlar dışında kullanımına karşı olduklarını bildirdi.
Bakan Çağlayan, ABD'nin geçtiğimiz günlerde Türklerin de ortak oldukları 3 firmayı İran'la iş bağlantıları nedeniyle kara listeye aldığını hatırlatarak, bu firmaların İran'a alüminyum ve vasıflı çelik gibi çifte kullanımlı ürünler gönderdiğini söyledi. Türkiye olarak gerekli denetimleri yaptıklarını ifade eden Çağlayan, bu firmalar için Türkiye tarafından bir yasaklama ya da ticaretten men edilme gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti. Bakan Çağlayan, Türk firmalarının çalışma şekillerinin belli olduğunu, işletmelerin nasıl kapanıp nasıl kapanmayacağının da belli olduğunu belirterek, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu ve kanunların geçerli olduğunu hatırlattı. Türkiye'nin İran ile ticari ilişkilerinin ABD'nin Meksika ya da Kanada gibi ülkelerle olan ilişkileri gibi düşünülmesi gerektiğini vurgulayan Çağlayan, dünyada ticaretin yüzde 23'ünün kara komşusu ülkeler arasında yapıldığını, İran ile de 10 milyar dolarlık bir ticaret hacmi bulunduğunu bildirdi. Bakan Çağlayan, 2015 için hedeflerinin bu rakamı 30 milyar dolara çıkarmak olduğunu belirterek, 7 yıl önce Türkiye'nin komşu ülkelerle toplam dış ticaret hacminin yaklaşık 9 milyar dolar olduğunu, bugün ise bu rakamın 50 milyar dolara yaklaştığını kaydetti.
Çağlayan, "Türkiye ile İran arasında, sınır komşuluğu uzun olan ve ebediyete kadar sürecek olan bir komşuluk ilişkisi var. Nükleer dosya konusunda da tepkimiz çok net. Türkiye, İran'ın avukatlığını yapmak gibi bir göreve soyunmamıştır, buna ihtiyacı da yoktur. Ama hemen yanı başında olabilecek sıkıntılara karşı her türlü barışçı tedbiri de almak durumundadır, bu da son derece doğal bir hakkıdır" diye konuştu. Zafer Çağlayan, genel olarak temel ilkelerinin "sıfır sorun-sınırsız ticaret" olduğunu kaydetti.
Türkiye-AB İş Konseyi
Türkiye ile ABD arasında yeni kurulan İş Konseyi'nin Türk üyelerini de DMD'ye açıklayan Bakan Çağlayan, bu isimleri sektörlerine göre şöyle sıraladı:
"Levent Çakıroğlu, TÜSİAD temsilcisi, makine, elektrik ve elektronik sektörü
Hayrettin Çaycı Sarkuysan, TİM temsilcisi, metal sektörü
Günsan Çetin, TİM temsilcisi, tekstil ve konfeksiyon sektörü
Haluk Dinçer, TOBB temsilcisi, gıda ve bitkisel ürünler ve lojistik sektörü
Muharrem Dörtkaşlı, TOBB temsilcisi, savunma ve hava ulaştırma sektörü
Turgay Durak, TOBB temsilcisi, motorlu kara taşıtları sektörü
Selahattin Hakman, TÜSİAD temsilcisi, enerji sektörü
Taner Nakiboğlu, TUSKOM temsilcisi, taş, toprak ve madencilik sektörü
Nazım Özdemir, MÜSİAD temsilcisi, bilgi teknolojileri sektörü
Emin Sazak, Türkiye Müteahitler Birliği temsilcisi, müteahitlik sektörü
Hasan Uğur Ulusoy, TİM temsilcisi, eczacılık ve kimyasallar sektörü"
Çağlayan, buna göre asıl amacı sektörlere göre ABD ile ticareti artırmak olacak olan Türkiye-ABD İş Konseyi'nde TOBB'den 3, TİM'den 3, TÜSİAD'dan 2, MÜSİAD'dan 1, TUSKOM'dan 1 ve Türkiye Müteahitler Birliği'nden 1 temsilcinin yer alacağını kaydetti. Çağlayan, konseyin ilk toplantısını mart ayı içinde yapmasını planladıklarını da bildirdi. Türkiye-ABD ticaret hacminin çok düşük olduğunu ve aradaki müttefikliği iyi yansıtmadığını anlatan Bakan Çağlayan, ABD'nin 2 trilyonluk dış ticaret hacminde en az yüzde birlik pay istediklerini bildirdi.
Türkiye'den kızılderililere ev
Bakan Çağlayan, önümüzdeki dönemde önem verdikleri bir projenin ABD ile ticari ilişkilerin artırılması çerçevesinde Kızılderililere altyapı ve ev yapma projesi olduğunu da aktardı. ABD Kongresi'nin Kızılderili kabilelerin yaşam standartlarını yükseltmek için, bu kabilelere hibe desteği verme kararı aldığını hatırlatan Çağlayan, bu çerçevede Kızılderili kabilelerin yaşadıkları bölgelerin alt yapı ve üst yapı projelerine talip olduklarını kaydetti. Bakan Çağlayan, son ABD ziyaretinde bu konuda temaslarda bulunduğunu, ayrıca Apaçi kabile reislerinden bir grubu Türkiye'ye davet edip görüştüğünü anımsatarak, bu projeye ilişkin çalışma ve görüşmelerin sürdüğünü belirtti. Çağlayan kendisinin baba tarafından Kürt olduğunu, Muş'taki Cemalan aşiretine mensup olduğunu hatırlatarak, ABD'deki Kızılderili kabileleri ile baba memleketi Muş'taki aşiretlerin bazı isimlerinin birbiriyle benzeştiğine dikkati çekti ve bu benzeşmeye örnek olarak "Mohikan-Cemalan" isimlerini gösterdi.
Mısır ve Tunus'la iş yapan Türkler
Bakan Çağlayan, Tunus ve Mısır krizleri ve söz konusu krizlerin bu ülkelerde çalışan Türk işadamları ile firmalara etkileri konusunu da değerlendirdi. 1 Ocak-6 Şubat 2011 döneminde, bir önceki yıla göre Mısır'la ticaretin sadece yüzde 1, Tunus'la ise yüzde 50 azaldığını kaydeden Çağlayan, bunun dönemsel de olabileceğini, ancak gerekli tedbirleri almakta olduklarını kaydetti. Krizlerin başından beri önlem aldıklarını, Dış Ticaret Müsteşarlığında Tunus ve Mısır kriz masaları oluşturduklarını, kendisinin de sürekli Türkiye'deki Mısır ve Tunus Büyükelçileri ile temas içinde olduğunu anlatan Bakan Çağlayan, bu ülkelerde çalışan Türk işadamlarına bazı güvencelerin sağlandığını aktardı.
Türk fabrikalarının Mısır ordusu tarafından korunmasının sağlandığını, Mısır bankalarındaki Türk mevduatlarının Mısır devleti güvencesi altına alındığını, Eximbank'ın Tunus ve Mısır'a yönelik reasürans kredilerinin 11 Şubat 2011'e kadar geçerli olacağını anlatan Çağlayan, Mısır'da hak edişlerini alamayan Türk müteahhitlerine Eximbank'ın firma başına 25 milyon dolarlık köprü kredisi vereceğini, Mısır devletinin de kriz sırasında zarara uğrayan Türk firmalarının zararlarını tazmin edeceğini bildirdi.
Öte yandan Bakan Çağlayan'ın verdiği bilgiye göre, bu ülkelerle ticari ilişkilerinde sorunları olanların, Mısır Gümrük İdaresi ve Mısır Sanayi-Ticaret Bakanlığında oluşturulan Türkiye masalarına başvurmaları gerekiyor. Tunus'a önümüzdeki hafta içinde Müsteşar Yardımcısı başkanlığında bir heyetin gönderileceğini söyleyen Çağlayan, Mısır'da durum düzelir düzelmez, bu ülkeye ayrı bir heyet gönderileceğini bildirdi.
Bakan Çağlayan, dünya çapındaki dış ticaret müşavirliklerinin sayısının da artırılmakta olduğunu söyleyerek, toplam müşavir sayısını bu yıl sonuna kadar 250'ye çıkaracaklarını aktardı. İsrail ile siyasi ilişkilerin ticarete nasıl yansıdığının sorulmasına karşılık da Çağlayan, ticaretin iyi noktada olduğunu söyleyerek, "krizin yaradığı" esprisini yaptı. Çağlayan, geçen yıl İsrail ile ticarette yüzde 50'lik bir artış olduğunu belirterek, şu anda toplam 2 milyar 83 milyon 987 bin dolarlık ihracat yapıldığını kaydetti.

En Çok Okunan Haberler
-
‘Savunmasına katılmazsam namerdim’
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Bozdağ, AKP’li Osman Gökçek’i yalanladı!
-
Zorlu Holding'ten Cem Köksal'ın yerine 'eski' atama!
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Bakan Ersoy’un eşinden ‘destek’ geldi!
-
163 bıçak darbesiyle öldürdü, 'gülerek' savunma yaptı
-
Sigara fiyatlarına dev zam: Tarih verildi!