Sayın Mardin Valisi'ne Açık Mektup
Sayın Vali, Mardin’de 44 kişinin katli ile ilgili olarak NTV’de Can Dündar’ın sorularını yanıtlamışsınız. Şöyle demişsiniz: “Maalesef bölgede bir cehalet hâkim. Özellikle kadınların ve kızların eğitimi konusunda.. Bütün sebep cehaletten kaynaklanıyor. Eğitimle ilgili desteklere ihtiyacımız var. Okul öncesi eğitim.. kızların, kadınların eğitimi konusunda çok ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor.”
Can Dündar sormuş: Siz bir vali olarak bu konunun çözümü için ne tavsiye edersiniz?- Olay sosyolojik ve psikolojik açıdan çok iyi değerlendirilmeli. Buradaki aşiret yapısının, töre düzeninin, insanların yapısının iyi analiz edilmesi gerekiyor. Kız çocuklarının okuması konusunda gayret göstermemiz gerekiyor. Yörenin inançları gereği, kız çocuklarının ayrı okullarda okumasının faydalı olacağını düşünüyorum. Erkeklerle aynı okullarda okumaları istenmiyor. Bu çocukları eve mahkûm etmemek için, çok sayıda kız okullarına, yurtlarına ihtiyacımız olacaktır.
Can Dündar sormuş: Kız çocuklarının ayrı okuması düşüncesini bakanlara ilettiniz mi? Maksadınızı iyi kavramamış olanlar için fikrinizi tekrarlamışsınız: “Çalışmalarda bulunuyoruz. Yörenin örf, âdet ve inançları gereği ayrı okulların olması; eve mahkûm olmasından daha iyi olacaktır diye düşünüyorum’’ demişsiniz.
fotofotoSayın Vali, konuyu psikolojik ve sosyolojik açıdan değerlendirmekte zat-ı âlinize yardımcı olmak için size bu mektubu yazıyorum.
Hatırlatmak isterim ki, önerdiğiniz konuda dünyada çok güzel örnekler var. Dilerseniz Suudi Arabistan örneğini alalım: Suudi Arabistan’da tüm okullarda kız ve erkek öğrenciler ayrı okullarda ve ayrı sınıflarda okurlar. Kadın öğretmenler kızları, erkek öğretmenler erkek öğrencileri eğitir. Okul idarecileri ve okuldaki destek hizmetler kızlar ve erkekler için ayrıdır. Derslerin içeriği ve ders kitapları da cinsiyete göre ayrıdır. Örneğin kızların eğitimi daha az akademik ağırlıklıdır, daha çok ev idaresine önem verilmiştir, çok daha geleneksel konuları içerir. Erkek öğrenci kitaplarında çağdaş pedagojik kavramlar ve araştırmalar yer alır, hatta eğitimi cazip hale getirmek için erkekler için yazılan kitaplar çok daha renklidir. Buna rağmen erkek öğrncilerin çoğu lise düzeyindeki eğitimi tamamlamaz ve büyük paralar ödeyen iş yaşamına atılır. Kadınlar üniversitede istedikleri alanda öğrenim göremezler, örneğin mühendislik ve hukuk kendilerine kapalıdır. Üniversitede kızların sadece uygun şekilde giyinmeleri beklenmez, pencereleri sıkı sıkıya örtülü otobüslerle okula gidip gelirler. Veya babaları gelip alacağı zaman onu bekleme odasında bekler, dışarı çıkamazlar.(1)
Sayın Vali, eğitim yılları süresince böyle birbirinden ayrı tutulan kız ve erkeklerin iş yaşamında bir araya gelmeleri beklenebilir mi? Türkiye’deki örf, âdet ve inançlar gereği elbette işyerinde de ayrı tutulmaları uygun olacaktır. Suudi Arabistan’da aynen böyledir. Pek çok resmi daire Suudi kadına kapalıdır. Özel bir ofiste çalışırsa, erkekler ve kadınlar ayrı odalara konur. Ama kadınların çoğunluğu en doğrusunu yapar, dışarda çalışmak yerine, en az üç çocuk doğurup evde onları büyütür.
Biliyorsunuz.. tüm görevi evi yönetmek olan kadının devlet yönetimiyle ilgisinin olması pek beklenemez. Bu yüzden Suudi kadın seçimde oy kullanamaz; kocası veya babası gibi bir erkeğin yazılı izni olmadan seyahat edemez, onların izni olmadan yurtdışına çıkamaz. Onun nüfus cüzdanı yoktur. Adı, babasının veya kocasının kimliklerinde yazılıdır. 1990’da araba kullanma hakkı için yaptıkları gösteriler ülkede büyük yankı yapmıştı. Gösterici kadınlar tutuklanmış ve kocalarından “bir daha böyle bir gösteri yapmayacaklarına” dair teminat alındıktan sonra serbest bırakılmışlardı.(1)
Le Monde gazetesinde yer alan yazıya göre, sorulduğu zaman kadınların çoğu kendi istekleri ile peçe taktıklarını, çünkü bunun “inançları gereği’’ olduğunu söylerler. Tıpkı ülkemizde türban konusunda söylenen “inancım gereği’’ sözü gibi. Daha serbest görüşlü pek çok kız, kişiliklerini görülmez hale getiren bu giyimin, baskı ve yasakların toplamı olduğunun bilincindedir; ama bunu ancak yabancı gazetecilere söylerler. Genç öğrencilerden bir kısmı yabancı gazetecilere şu görüşleri ifade etmiş. “Arkadaşlarımız arasında şimdiki durumdan memnun gibi görünenler de var, çünkü bu tür düşünce ve beklentilerle yetiştirildiler ve buna inandırıldılar.”(2) Gene başka yabancı yazarlara göre, artık hükümetten büyük baskı gelmese bile, aşırı dinciler dini kullanma ve kadın üzerinde istedikleri baskıyı yapmakta kendilerini özgür hissediyorlar.(3)
İşte mahalle baskısı bu. Kızların erkeklerle aynı okullarda okumaları istenmiyor mazereti bu.
Son söz
Topraklarından fışkıran petrol sayesinde ülkede oluşan büyük zenginliğe rağmen, gençler yaşadıkları koşullardan mutlu olmadıklarını bildiriyor. Büyük yaşlardaki gençlerin yüzde 51’i ve küçük yaştakilerin yüzde 45’i, bu zengin ülkeden başka ülkelere göç etmek istediklerini bildirmişler.(3)
1. Marilyn Booth, Arab adolescents facing the future. The World’s Youth kitabında. Bradford Brown (Editor). Cambridge University Press. 2002. Sayfalar 207- 247.
2. Le Monde Gazetesi, Aralık. 28, 2003.
3. Peyman Pejman, Saudi Arabia: Women say religious traditions block their rights. Inter Press Service, Mart 30, 2004.
En Çok Okunan Haberler
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!
- 9 aydır raporluydu...