'Seçilmişleri atanmışlara kurban etmeyiz'

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MİT kriziyle ilgili devletin kurumları arasında bir husumet veya çatışmanın olmadığının altını çizerek, yasama, yürütme ve yargının yetki ve sınırlarının belli olduğunu söyledi. Sınırları aşan her türlü girişimin yetki gaspı olduğu değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, "Hiçbir zaman seçilmişleri atanmışlara kurban etmeyiz" dedi.

'Seçilmişleri atanmışlara kurban etmeyiz'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 19.02.2012 - 13:07

Başbakan Erdoğan AKP İl Gençlik Kolları Kongresi'ne telekonferans yöntemiyle bağlandı.

Geçen hafta ikinci ve son aşama ameliyatını geçiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Abdi İpekçi Spor Salonu'nda yapılan AKP İl Gençlik Kolları Kongresi'ne istirahat ettiği evinden telekonferans yöntemiyle katıldı.

Salonda bulunan büyük ekrana yansıtılan görüntüsüyle partililere seslenen Erdoğan'ın zaman zaman sesinin kısıldığı ve sıklıkla su içtiği görüldü. Erdoğan konuşmasına ameliyatı nedeniyle kendisine gelen geçmiş olsun dileklerine teşekkür ederek başlarken hafta içinde yeniden rutin mesaisine başlayacağını duyurdu.
 

"Kimsenin önünde eğilmeyiz"

Konuşmasında partilerini belli bir zümrenin değil, herkesin partisi olduğuna vurgu yapan Erdoğan "AK Parti 81 vilayette, Türkün Kürdün Lazın çerkezin Boşnağın Sünninin Alevinin kısacısı bu ülkedeki tüm renklerin partisidir. AK parti belli zümrelerin, seçkinlerin, belli çevrelerin hele hele çetelerin partisi hiç değildir" dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
"Şunu herkes bilsin ki AK Parti'yi nasıl millet kurduysa ona istikamet çizen, rota çizen kılavuzluk eden de millettir. Milletin ortak aklıdır. Bizim milletin huzurunda boynumuz kıldan incedir. Onun haricinde hiç kimsenin huzurunda eğilmeyiz. Kimsenin önünde boynumuzu bükmeyiz. Kimseye eyvallah demeyiz. Biz üzerimizde milletin emanetini taşıyoruz. Biz omzumuzda kutsal mübarek son derece kıymetli ve hassas bir emanet taşıyoruz. Biz her zaman diyoruz ki, Türkiye kazanacaksa biz kaybetmeye razıyız. Biz hiçbir zaman AK Parti'nin politik kazancını düşünerek basit siyasi hesaplarla hareket etmedik. Her zaman Türkiye'nin menfaatini, selametini düşünerek hareket ettik. 9 yıl boyunca milletten aldığımız güç ve yetkiyle milletin emanetine uzanan elleri elimizin tersiyle ittik. Milletin çıkarını her türlü siyasi hesabın üzerinde tutmaya devam edeceğiz.

9 yıl boyunca kirli senaryoları deşifre ettik. 9 yıl boyunca demokrasiye müdahale girişimlerini boşa çıkardık. Çetelerle yılmadan, yıkılmadan mücadele ettik. Unutmayın, bugün Türkiye demokratikleşiyorsa, şeffaflaşıyorsa, çetelerle karanlık odaklarla terör örgütleri ile amansız bir mücadele veriliyorsa, bu tamamen AK Parti iktidarının kararlı iradesinin cesaret ve azminin bir neticesidir. Türkiye'nin demokratikleşme mücadelesi sadece iktidar partisinin değil tüm partilerin, sivil toplum örgütlerinin, medyanın, iş dünyasının tek tek tüm vatandaşların içinde yer almaları gereken bir süreçtir."

"Sınırları aşan her girişim yetki gaspıdır"

Başbakan Erdoğan AKP'nin her zaman demokratikleşmenin lokomotif hareketi olarak tarihi bir sorumluluk yüklendiğine vurgu yaparken kendilerini yoldan saptırmaya yönelik her türlü girişimin Türkiye'nin rotasına müdahale anlamına geldiğini söyledi.

Demokraside Yasamanın yürütmenin, yargının yetkileri ve sınırlarının belli olduğunu anımsatan Erdoğan, "Sınırları aşan her türlü girişim yetki gaspıdır. Milet iradesinin çiğnenmesidir. Gücünü milletten almayan, milletle aynı yöne aynı istikamete bakmayan her girişim millet nezdinde Anayasa ve yasalar nezdinde gayri meşrudur. Biz bu ülkede gayri meşruluğa izin vermeyiz. Hiçbir zaman seçilmişleri atanmışlara kul etmeyiz" diye konuştu.
 

"Kimse kaos hayalleri kurmasın"

Erdoğan, yasama yürütme ve yargı ile kurumların uyum ve koordinasyon içinde çalışmaları için tam bir hassasiyet içinde olduklarını söylerken, MİT krizine yönelik göndermelerde de bulundu. Erdoğan şunları söyledi:
"Hiç kimse ellerini ovuşturmasın. Hiç kimse fitne ve fesat tohumlarının yeşereceği umuduna kapılmasın. Kimse kriz duasına çıkmasın. Kimse kaos çatışma hayalleri kurmasın. Bu ülkenin tüm kuruları tarihte hiç görülmedik ölçüde uyum ve motivasyon içinde görevlerini yapıyorlar. Yargı, emniyet, asker, istihbarat tam bir koordinasyon içinde. Millet adına ve millet için özveri ile vazifelerini yerine getiriyorlar. Herhangi bir kurumu yıpratmak, kurumlar arasında uyumsuzluk varmış gibi lanse etmek kaosa hizmet etmek ülkeye de millete de hayır getirmez.

Münferit hadiseleri, istisnai meseleleri kaşıyanlar, abartanlar farklı mecralara sevk etmek isteyenler bilsinler ki ne ülkeye ne de millete hizmet etmiş olmazlar. Tam tersine bunlar Türkiye'nin hasımlarına Türkiye'nin düşmanlarına hizmet etmiş, onların değirmenine su taşımış olurlar. Ne devletin kurumları arasında ne de bu milletin evlatları arasında bir çatışma bir husumet bir anlaşmazlık yoktur ve olamaz. Bu ülkenin aydınlarını yazarlarını medyasını özellikle de siyasetçilerini daha sağduyulu ve sorumlu davranmaya davet ediyorum. Sağduyuyu telkin etmek yerine kışkırtmayı tercih edenler millet önünde mahcup olurlar ve mahcup olacaklardır. Hükümetin TBMM'nin tasarrufunu sağduyulu girişimlerini millet iradesini yücelen adımlarını farklı yerlere çekenler millet huzurunda büyük utanç yaşarlar. Bizler ülkemize sevgi tohumları ekmenin, kardeşlik iklimini geliştirmenin mücadelesi içindeyiz. Hiçbir provokasyona, tezgaha, fitne girişimine fırsat vermeyiz, alet olmayız."
 

"Modern ve dindar gençlikten bahsediyorum"

Başbakan Erdoğan konuşmasının sonunda dindar gençlik tartışmalarına da değindi. Geçmişte yapılan hataların tekrar edilmemesi için en büyük yatırımı gençlere yaptıklarını kaydeden Erdoğan, "Altını çiziyorum modern, dindar bir gençlikten bahsediyorum. Dilinin, dininin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum. Kökü ezelde ve dalı ebette bir sistemin aşkına, vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakine sahip bir gençlikten bahsediyorum" diye konuştu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler