Şeker hastalarına nörojenik mesane uyarısı
Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan, yetişkinlerde şeker hastalığının nörojenik mesane problemine neden olabildiğini belirterek, uzun süredir şeker hastalığı olanların rutin olarak üroloji doktoruna görünmesi uyarısında bulundu.
Kontinans Derneği Başkanı Prof. Dr. Tufan Tarcan, yaptığı açıklamada, nörojenik mesanenin hem çocuklarda hem de erişkinlerde herhangi bir nörolojik hastalık nedeniyle ortaya çıkan alt üriner sistem işlev bozukluğu olduğunu ifade etti.
MESANEYİ KONTROL EDEN SİNİRLERİ BOZABİLİYOR
Çocuklarda spina bifida, serebral palsi ve sinir sistemi tümörlerinin, yetişkinlerde de şeker hastalığının nörojenik mesane problemine neden olduğunu dile getiren Tarcan, "Şeker hastalığı mesaneyi kontrol eden sinirleri bozabiliyor. Biz buna diyabetik nöropati yani şeker hastalığına bağlı olarak ortaya çıkan sinirsel bozukluk adını veriyoruz. Özellikle şeker hastalarının 10 yıldan sonra çok dikkat etmeleri lazım. Uzun süredir şeker hastası olan kişiler belli bir zamandan sonra rutin olarak üroloji doktoruna mutlaka görünmeli." diye konuştu
Tarcan, nörojenik mesane ayrıca omurilik yaralanmaları, MS, parkinson, serebrovasküler olaylar ve bel fıtığı hastalarında da sık görüldüğünü belirterek, nörojenik mesanede önceliğin altta yatan hastalığın tedavisi olduğunu, çoğunlukla sinirlerde oluşan hasarın geri döndürülemediğini, ancak kısmi felç yaşayan hastalarda mesane işlevinin de zamanla düzelebildiğini kaydetti.
BÖBREK SAĞLIĞINA DİKKAT
Üroloji uzmanı olarak nörojenik mesane problemiyle karşılaştıklarında ilk böbrek sağlığına dikkat ettiklerini ifade eden Tarcan, şöyle devam etti:
"Nörojenik mesaneli hastaların bir grubunda mesanenin idrarı gerektiği gibi depolayamaması nedeniyle çok yüksek basınçlar ortaya çıkabiliyor. Bu yüksek basınçlar böbreğe sirayet ederek böbrekte tekrarlayan ateşli idrar yolu enfeksiyonlarına, tekrarlayan bu enfeksiyonlar nedeniyle böbrek parankiminde kayba yol açabiliyor. İlk dikkat etmemiz gereken şey hastaların böbrek sağlığı. Çünkü böbrekte oluşan hasar ne yazık ki geri döndürülemiyor. Tedavi etmezseniz, kronik böbrek yetmezliğine kadar gidiyor. Vücudun ürettiği idrarı düşük basınçla depolayabilmesi ve düşük basınçla vücut dışına çıkarmasını sağlamak lazım. Böbrekleri koruduktan sonra ikinci amacımız ise hastayı kuru tutmak."
En Çok Okunan Haberler
- THY kaptanı sefer sırasında hayatını kaybetti
- Kadına şiddetin nedenini buldu!
- Cem Garipoğlu’nun ailesinden açıklama geldi!
- Aydın dağlarında hasat başladı: Rekolte bu yıl yüksek
- Yakınlarını görüntülü arayarak intihar etti!
- ‘Beyler, kendinize gelin…’
- 'Cumhur seçmeni memnun kaldı'
- Babasını da mı öldürecekti?
- Köfteye domuz eti karıştıran firmayı Sarıgül açıklayacak
- Suçun üstünü örttükleri bayrak