Setlerde geçen bir ömür

Bez panolar boyayarak başladığı sinemada 40 yıl setlerin tozunu yutan set işçisi Halil Dede, Altın Portakal Film Festivali'nde beyazperdenin görünmez kahramanları adına onurlandırıldı.

Setlerde geçen bir ömür
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 15.10.2009 - 07:40

Halil Dede (63), beyazperdeye yansıyan yüzlerce filmin setinde çalışan, bu filmlere emek ve katkı koyan sinemanın kamera arkasında görev yapan isimsiz kahramanlardan sadece biri... Lütfi Akad'dan Ertem Eğilmez'e, Atıf Yılmaz'dan Memduh Ün'e, Şerif Gören'den Yavuz Özkan ve Erden Kıral'a kadar sinemamızın en usta yönetmenleriyle çalışan Dede, Türkan Şoray'dan Kemal Sunal'a, Hülya Koçyiğit'ten Hülya Avşar'a, Müjde Ar'dan Kartal Tibet ve Cüneyt Arkın'a kadar sinemanın unutulmaz oyuncularıyla aynı setlerde yer aldı.

İstanbul Kasımpaşa'da, şu anki Recep Tayyip Erdoğan Stadı'nın bulunduğu alandaki bir film platosunda bez panoları boyayarak sinemayla tanışan Dede, ilk olarak 1969 yılında Sırrı Gültekin'in yönettiği 'Sazlı Damın Kahpesi' filminde görev yaptı. 40 yıllık meslek hayatında set işçisi ve amiri olarak 300'den fazla filmde çalışan Dede, Ertem Eğilmez'in unutulmaz ''Hababam Sınıfı'' serisinin tamamında görev aldı.

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin Sinema Emekçileri Sendikası işbirliğiyle belirlediği festivalin en anlamlı ödüllerinden biri olan ''Sinema Emek Ödülü''nün bu yılki sahibi olan Dede, hayatını adadığı setlerde geçen hatıralarını paylaştı. O yıllarda setlerde herşeyi yoktan var ettiklerini belirten Dede, aksiyon ve kanlı sahnelerde fünye patlatmadan, atların bakımına kadar her şeyi set işçilerinin yaptığını söyledi. Suat Yalaz ile çektikleri Karaoğlan filminin setinde attan tekme yediğini ve bir hafta tedavi gördüğünü anlatan Dede, bazen filmlerde kamera çekimlerine yardım ettiğini, bazen de dublörlük yaptığını kaydetti.

'Göksel Arsoy kaprisli, Ayşecik afacan'

Çalıştığı sanatçılarla hep iyi hatıraları olduğunu ifade eden Dede, şunları söyledi:
''Hababam Sınıfı setleri çok neşeli geçerdi. Adile abla (Adile Naşit) annem gibiydi. O hepimizin annesiydi. Onu çok severdik. Göksel Arsoy çok yakışıklıydı ama çok kaprisliydi. Sürekli telefon gelirdi. O yıllarda cep telefonu olmadığı için çekimi bırakır, telefonlarına bakmaya giderdi. Çok yakışıklı olduğu için diğer oyuncular ona çok kızardı. Ayşecik (Zeynep Değirmencioğlu), setlerde çok afacandı. Resmen artist doğmuştu. Tecavüzcü Coşkun olarak bilinen Coşkun Göğen, süper bir adamdı. Kadın oyuncular hep onu isterdi. Filmlerde kötü adamları oynayan Erol Taş 'vur ağzına al ekmeğini' bir insandı, Hayati Hamzaoğlu da çok iyi yürekliydi.''
 

Türkan Şoray'a aşıktı, Fikret Hakan'ı affetmedi

O yıllarda Türk Sineması'nın 'sultan'ı Türkay Şoray'a aşık olduğunu belirten Dede, bu nedenle en kötü hatıralarından birini ünlü sanatçının attan düştüğü 'Cemo' filmi setinde yaşadığını söyledi. Atıf Yılmaz'ın 1972 yılında çektiği ''Cemo'' filminin setinde Şoray'ın attan düşmesiyle şok yaşadıklarını anlatan Dede, ''O filmde Fikret Hakan'a çok kızmıştım. Attan ürktü, kendini kurtarmak için kaçtı. Oysa Cüneyt Arkın olsa atı tutar, Türkan Şoray'ın düşmesine izin vermezdi. Fikret Hakan'ı hiç affetmedim'' dedi.
 

Kadir İnanır'ın dublörlüğünü yaptı

Şerif Gören'in 1982 yılında yönettiği 'Tomruk' filmindeki sal sahnesinde Kadir İnanır'ın dublörü olduğunu belirten Dede, ''Şerif abi bana 'sakallarını uzat' dedi. Salla kaçış sahnelerinde Kadir İnanır'ı ben oynadım'' diye konuştu.
 

'Beni aktör yaptın'

Ertem Eğilmez'in 1972 yılında çektiği ve ''Tatlı Dillim'' filmi çekimlerinden önce Unkapanı Küçükpazar'daki bir kahvede anlattıklarıyla sürekli etrafındakileri güldüren bir gencin dikkatini çektiğini belirten Dede, şunları söyledi: ''Kemal Sunal ile ilk kez orada tanıştım. Hemen Ertem abiye giderek, 'Kahvede bir genç var, süper. Herkesi güldürüyor' dedim. Ertem abi 'gelsin, bakalım' dedi. Kemal Sunal sete girdiği zaman Ertem abi hemen 'İşte bu' diye parmağıyla işaret etti. Kemal Sunal çok iyi bir insan ve aktördü. Türk sinemasında yakışıklı aktörlerin dönemi onunla son buldu. O yeteneğiyle başrollerde oynadı. Bana hep 'beni aktör yaptın' derdi.''

Setten sete koşan 'boyacı'lar

Kartal Tibet
'in hayat verdiği ''Karaoğlan'' ve ''Tarkan'' serilerinde görev yaptığını da anlatan Dede, Yeşilçam'ın tek makyajcılarının Cemal Gonca ve Zeki Alpan olduğunu söyledi. Dede, ''Biz onlara 'boyacı' derdik. Her filme onlar giderdi. Filmlerde yaralanma sahneleri varsa çekimler durur, Cemal ve Zeki beklenirdi. Setten sete koşarlardı. Sabah bir filme öğleden sonra başka bir filmin setine giderlerdi'' dedi.
 

Yılların birikimi Tarlabaşı'nda bir ev

Setlerde bir ömür geçiren Dede'nin yıllarca verdiği emeğinin karşılığı ise Tarlabaşı'nda ucuza aldığı bir ev... 656 TL emekli maaşıyla geçinen ve buna rağmen güler yüzünü insanlardan hiç eksik etmeyen Dede'nin bundan sonraki tek amacı ise ''Alacağın çocuk fakir ama yürekli olsun'' diye nasihat verdiği kızının üniversiteyi bitirmesi... Çoğu arkadaşının bakıma muhtaç olduğuna dikkati çeken Dede, özellikle yoğun televizyon dizileri nedeniyle set işçilerinin hala uzun saatler çalıştığını vurguladı. Geçen yıl iki kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Dede, set işçilerinin çalışma saatlerinin düzenlenmesi gerektiğini ve ödülünü meslektaşları adına kabul ettiğini sözlerine ekledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler