Sınav mı, İşkence mi, Kıyım mı?

Çözüm, kendi gerçeklerimiz göz önüne alınarak akılcı, çağcıl, karma, parasız; öğrencileri kendi yetenekleri doğrultusunda yetiştiren eğitim hakkını ödünsüz gerçekleştirmek. Kısa erimli politika çıkarlarından sıyrılmak.

Sınav mı, İşkence mi, Kıyım mı?
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 16.05.2011 - 06:03

Üniversite; yaşama, gelişmelere, aklın, bilimin ışığını tutan, bilim üreterek yaratıcılıklara ivme kazandıran yer. Toplumların gelecekleri, nitelikli eğitim kurumlarında yoğurulur. Cumhuriyet eğitiminin amacı, “tam bağımsız, onurlu, yüce bir toplum yaratmaktır”. Laik, çağcıl, işlevsel, karma eğitim yaşama hakkıyla özdeş bir haktı.

Yurttaşları, fırsat ve olanak eşitliğiyle bu hakka kavuşturmak, devletin göreviydi.

1940’lı yıllara değin, gelişmeler bu doğrultudaydı. Hasan Âli döneminde, basın ve eğitim kurultaylarıyla gelişmelere hız kazandırılmıştı. 1946’da, üniversiteler özerkliğe kavuşturuldu.

Ne ki, Truman doktrini, Marshall yardımı derken, 1950’de Amerikalı uzmanlar güdümüne girilince; içi boşaltıldı, yolu, yöntemi, başarı ölçüleri değiştirildi eğitimimizin.

Kazandırılması gereken insancıl değerleri ölçemeyen test uygulamaları başladı.

“Türkçe yazma ve ifade, düşünme yetisinin aracıdır; aydın olmanın şartıdır. Ne yazık ki, ‘50 sonrasının eğitim politikaları, üniversite düzeyine gelmişlere, anadil eğitimini bile verememektedir. Test esasına dayanan sınav sistemleri de, Türk insanının yazarlığına darbe vuran etkenlerden biridir. İlkokuldan başlayarak bütün eğitim basamaklarını kapsayan test yöntemi, Türkiye’yi kasırga gibi sarmıştır. Sanki okuma yazma alışkanlığı zaten bulunmayan toplumda test, bütün grupların bir kurtarıcısı olarak karşılanmış gibidir. Eğitim çağındaki insanların hayatında büyük yer tutan özel dershane sistemi, biraz da bu sayede serpilmiştir.” (Çağdaş Türkiye 1908-1980, s. 478, Murat Katoğlu, Cem Yayınevi).

Toplumu elli yıl gerilere götüren 12 Eylül döneminde, öğretmen okulları, eğitim enstitüleri kapatılmış, nitemini yitiren üniversiteler YÖK’e bağlanmış, siyasal gücün atadığı rektörlerle işlevsizleştirilmiştir. Bilim üreten yerler olmaktan çıkmışlardır.

Özel okullar, dershaneler, devlet okullarının yerini almış durumda bugün Bakanlıkça destekleniyorlar. Ürkütücü bir eğitim pazarı kuruldu ülkede.

Parasız eğitim, fırsat ve olanak eşitliği öğrencileri kendi yetenekleri doğrultusunda yetiştirme ilkeleri, unutturuldu. Her yıl toplumsal sağlığı bozucu bir gerilimle, üniversiteye giriş sınavları uygulanıyor.

Bölgeler, sınıflar, liseler arasındaki uçurumlar gözardı edilerek, iki milyona yakın öğrenci, aynı sorularla sınanıyor büyük bir ciddiyetle (!). Kimi zaman sorular, yanıtlar çalınıyor; kimi zaman, bu yılki gibi utanç verici durumlar...

Eğitim fakülteleri, bilim adamları var, ama “şunca yıldır neyi ölçüyorsunuz testle” diyen yok. Bu karmaşadır, toplumun geleceğini karartmadır, buna “milli eğitim” denemez diyen yok.

“Bütün test sorularının ifade ettiği kitap bilgileriyle insanları ölçüp yargıya varmak, insanı işe yaramaz bir malumat hokkası olarak görmekten başka ne ifade eder? Asıl kazandırılması gereken insancıl değerler, testle ölçülebilir mi?” (İ. Hakkı Tonguç)

“Ya şundadır, ya bunda” yöntemiyle şu kadar puan tutturanlar, çoğu kez yaradılışlarına, yeteneklerine aykırı üniversite bölümlerine girme durumunda kalıyorlar.

Sevmedikleri, sevemedikleri alanlarda çalışmaya zorlanmaları kötürümleştirici. Tüm zorlukları aşıp üniversiteyi bitirenler de, diplomalı işsiz olarak ortada kalıyor. Sınavı kazanamayan, elenen iki milyona yakın gence, bedensel ruhsal gelişimlerinin en duyarlı döneminde “başarısızsın” deniyor. Kendisini toplumun gözünde, küçültücü, kırıcı bir yargı...

Her yıl her yıl, ana-babalara, gençlere, ruhsal sağlığı bozucu bir gerilim, bunalım yaşatılıyor...

Sınav mı, işkence mi, kıyım mı bu?

Çözüm, kendi gerçeklerimiz göz önüne alınarak akılcı, çağcıl, karma, parasız; öğrencileri kendi yetenekleri doğrultusunda yetiştiren eğitim hakkını ödünsüz gerçekleştirmek. Kısa erimli politika çıkarlarından sıyrılmak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler