'Siyasi parti gruplarının işe olumlu bakması gerekir'
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Başbakan Vekili Bülent Arınç, televizyon yayıncılarından eğitime katkı payı alınması uygulamasının yıl sonu itibarıyla biteceğini belirterek, ''Eğer Hükümet yeni bir karar alıp da bunu uzatmazsa eğitime katkı payı altında tekrar bir kesinti yapılması bundan sonra mümkün olmayacaktır'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı, Başbakan Vekili Bülent Arınç, Türkiye Reklam Konseyi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, göreve geldiği günden bu yana mesaisinin büyük bir kısmını, Radyo Televizyon Üst Kurulunun (RTÜK) yeni kanun tasarısını hazırlamakla geçirdiğini söyledi. 3984 sayılı RTÜK Yasası'nın 1994 yılında çıktığını ve üzerinden 16 yıl geçtiğini belirten Bülent Arınç, şöyle devam etti: ''Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği maddeler boşlukta kalmış, bazı maddelerin diğerleri ile akortları bozulmuş, terminoloji eskimiş. Avrupa Birliği süreci içerisinde uymak zorunda olduğumuz ilkeler, yönergeler, prensipler ihmal edilmiştir. Dolayısıyla biz başkan ve üyelerle birlikte yeni bir dille yeni ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde çağdaş bir kanun hazırlama gayretine giriştik. Benden önce hazırlanan taslak sadece dört ve altı maddeden ibaretti. Oysa biz A'dan Z'ye yeni baştan bir RTÜK Kanun Tasarısı'nı hazırlamayı prensip olarak daha uygun bulduk. Bugüne kadar bu konuyu serbest platformlarda tartıştık, görüşler aldık. Sonra tasarı olarak Bakanlar Kurulunda tartıştık, görüşlerimizi ifade ettik ve nihayet imzalayıp TBMM'ye gönderdik. Meclisin gündemine, öngörülmeyen nedenlerle başka konular gelebiliyor ve sizin düşündüğünüz iş biraz daha arka plana itilebiliyor. 1 Ekimde yeni yasama dönemi başlayınca bu konuların ciddi biçimde gündeme gelmesi gerekir.''
Arınç, Anayasa Komisyonundaki görüşmelere 9 Haziranda başlanacağını dile getirerek, ''Burada siyasi parti gruplarının işe olumlu bakması gerekir. Artık siyasette de yeni olumlu bazı gelişmeler var. Umarız ki cepheden karşı çıkmak yerine bu tasarıyı sahiplenmek ve hatta zenginleştirme noktasında muhalefet partilerimizin katkısı olur ve süratle 1 Temmuza kadar çok düşük bir ihtimal, ama 1 Ekimde çok yüksek ihtimalle bunu gerçekleştirmiş oluruz'' şeklinde konuştu.
Eğitime katkı payı
Bülent Arınç, Türkiye Reklam Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ'ın sektör yatırımcılarından kesilen eğitime katkı payı ile ilgili görüşlerine atıfta bulunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Burada bir görüş, hiç alınmamasıdır, bir görüş de yüzde 1'e düşürülmesidir. Biz de bunu yüzde 5'ten yüzde 3'e düşürerek, hem doğru olanı yaptığımızı hem de bir jest yaptığımızı düşünüyoruz. Eğitime katkı payı yıl sonu itibarıyla bitmektedir. Eğer Hükümet, yeni bir karar alıp da bunu uzatmazsa eğitime katkı payı altında tekrar bir kesinti yapılması bundan sonra mümkün olmayacaktır. Bizim de temayülümüz, Bakanlar Kurulunda bu konu üzerindeki düşüncemiz, artık eğitime katkı payının televizyon yayıncılarının üzerinden kaldırılmış olmasıdır.''
Reyting ölçümlerinin denetimi
Reyting ölçümlerinin RTÜK denetimine verilmesi konusuna da değinen Arınç, bu konunun çok önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Benim siyasi hayatta gördüğüm bir gerçek var: Haklar veriliyor, verilmeye çalışılıyor. Ancak bu haklar zaman içinde kötüye kullanılabiliyor. Burada önemli çatışma şudur: İstismar edildi diye bu hakları alacak mıyız veya vermekten vaz mı geçeceğiz, yoksa bunların istismarını önleyecek tedbirler mi koyacağız? Bence haklar olduğu gibi kalmalı ama bunun kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir. Hem Başbakan Yardımcısı olduktan sonra hem de öncesinde bu ölçümlerin üzerindeki spekülasyonların, tartışmaların kötüye kullanıldığı iddialarının içinde buldum kendimi. Bunun bir denetim altına alınması gerektiğinde bir siyasi içerik bakımından kanaate vardık. Çünkü işte TRT, benim ilgili kuruluşum, TRT'nin bu ölçümler konusundaki itirazları bence çok ciddidir. Meseleye daha objektif baktıkça da burada birtakım kötüye kullanmaların olduğunu hissetmemek, görmemek de mümkün değildir.''
Bülent Arınç, bir denetim mekanizmasına ihtiyaç olduğunun altını çizerek, ''Bundan memnuniyetsiz olduğunu ifade eden, buradan çıkmayı düşünen pek çok radyo ve televizyon kurumu var. Dolayısıyla bizim görebildiğimiz kadarıyla bir kötüye kullanmanın önüne geçmek için böyle bir denetim mekanizması olmalıydı. Bu konuda hala eleştirilere açığız. Önemli olan en güzelini, en doğrusunu bulabilmektir'' diye konuştu. RTÜK'ün bütün özel radyo ve televizyonları denetlediğini belirten Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Peki niçin TRT'yi denetlemiyor? Şimdi burada hasis bir düşünceyle meseleye baksak 'TRT'nin denetlenmemesi gerekir' diyebiliriz, 'kamu yayıncılığı yapıyor' diyebiliriz. Ancak ben iki kurumun da içerisindeyim. RTÜK Kanunu Tasarısı'nı hazırlarken TRT'nin de RTÜK tarafından denetlenmesi gerektiği kanaatine vardık. TRT bundan çok hoşlanmasa da biz bunun doğru olacağına karar verdik. Çünkü TRT'nin bir şekilde yayıncılık açısından denetlenmesi lazım. Ne kadar etkindir, ne kadar faydalıdır, ne kadar doğrudur o ayrı bir konu. Ancak biz böyle bir sistemin kendi içerisinde daha akort çalışabilmesi için buna ihtiyaç olduğunu düşündük.''
'Televizyon, reklam verenler açısından cazibeli'
Arınç, reklam fikri ve anlayışının insanlar arasında alışverişin başlamasıyla doğduğunu belirterek, matbaanın bulunması ve kitle iletişim araçlarının insanların hayatına girmesiyle reklam için yeni bir çığır açıldığını söyledi. Türkiye'de reklamcılığın gelişiminden bahseden Arınç, televizyonun yayın hayatına girmesinin reklamcılığı bugünkü durumuna getiren en önemli etken olduğunu ifade ederek, reklamın televizyon mecrasındaki hızlı yükselişi sonucu gazete ve radyoların bir anlamda reklamcıların ''gözünden düştüğünü'' kaydetti. Bülent Arınç, televizyonun, en fazla izlenen ve bu bakımdan etkinliği en yüksek kitle iletişim aracı olması dolayısıyla reklam verenler açısından cazibeli olduğunu ifade etti.
Reklama ayrılan payın, ülkelerin ekonomik büyüklükleri ile doğrudan ilişkili olduğuna işaret eden Arınç, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ekonomik krizlerin en fazla etkilediği sektör reklam sektörüdür. En küçük olumsuz söylentilerde bile firmaların öncelikli olarak tasarrufa gittiği harcama kalemi, reklam harcamalarıdır. Küresel kriz nedeniyle ülkemizde reklam sektörü bundan olumsuz etkilenmiştir. 2008 yılı da reklamcılık açısından kayıp bir yıl olmuştur. Ancak geçtiğimiz yıl ve bu yılın ilk 4 ayındaki gerçekleşmeler, bu sektör için umut vericidir. Bu yıl tüm dünyada reklam sektöründe yüzde 5'lik büyüme beklenirken, yapılan araştırmalar ve ileriye dönük tahminler, önümüzdeki dönemde Türkiye'de reklam harcamalarının iki haneli büyüyeceğinin işaretlerini vermektedir. Türkiye'de reklam harcamaları 2009 yılında 2,7 milyar TL düzeyinde gerçekleşmiştir.''
Bakan Arınç, Hükümetin açıklamamış olduğu destek paketleri, KDV ve ÖTV indirimleri, yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik düzenlemeler ve yeni teşvik paketleri sayesinde firmaların reklamlara ayırdığı payların artığını dile getirerek, ''Bu yıl ise Türkiye'nin reklam harcamalarının geçen yıla oranla yüzde 15'ten fazla büyümesi beklenmektedir. Nitekim yılın ilk iki ayında geçen yıla göre reklam harcamalarında hareketlilik gözlenmiştir'' diye konuştu.
Yayıncının editoryal sorumluluğunun korunması
Reklam harcamalarından en fazla payı televizyonların aldığına dikkati çeken Arınç, bazı medya takip kuruluşları tarafından yapılan değerlendirmelerin yılın ilk çeyreğinde televizyon reklamlarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22 arttığını ortaya koyduğunu aktardı. Bülent Arınç, reklam verene karşı yayıncının editoryal sorumluluğunun korunmasının önemli olduğunu vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Yayıncının editoryal sorumluluğunu güvence altına alan yasalar olduğu kadar, reklamın hızlı yükselişi ve reklamın sosyal sorumluluğuyla ilgili ihtiyaçların gündeme gelmesi sonucunda bugün bütün dünyada reklam yayınlarıyla ilgili meslek kuruluşlarının belirlediği ilkeler ve kamu otoritelerinin yasalarla çizdiği sınırlar da bulunmaktadır. Reklamların, gerek içerikleri, gerekse yerleştirilmeleri ile ilgili kurallar mevzuatımızda yer almaktadır. Ülkemizde reklamla ilgili olarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Reklam Kurulu ve RTÜK olmak üzere iki denetim kurumu bulunmaktadır.''
RTÜK Yasa Tasarısı'nda reklamlarla ilgili düzenlemeler
Reklamlarla ilgili düzenlemelerin, RTÜK yasa tasarısının dördüncü bölümünde ''Yayın Hizmetlerinde Ticari İletişim'' başlığı altında yer aldığını belirten Arınç, şunları kaydetti: ''Tasarıyı incelediğimizde, gelişen teknolojiyle beraber yayıncıların da talebi doğrultusunda reklamlara ilişkin kuralların esnetildiğini görüyoruz. Buna karşılık tüketici çıkarlarının ve küçüklerin korunmasına ilişkin hassasiyetler reklamlara ilişkin kuralların temelini teşkil etmeye devam etmektedir. Bunun yanı sıra program ile reklam yayınlarının birbirinden görsel veya işitsel olarak ayrılması, reklamların program içine yerleştirilmesi halinde program bütünlüğünün ve değerinin zedelenmemesi, hak sahiplerinin haklarının korunması ve program içeriğine müdahale edilmemesi, korunan kriterler arasındadır. Temel değişikliklere bakarsak, bir saatlik yayın içerisinde reklam yayınları için belirlenen yüzde 20 sınırı yeni tasarıda da korunmaktadır. Ancak yayıncı bu süre içerisinde reklamları blok olarak yayınlayabileceği gibi örneğin üçer dakikalık bölümler halinde de yayınlayabilecektir. Program arasında reklam yerleştirilmesi esas olmakla beraber, program içine reklam yerleştirilmesi durumunda 20 dakika ara verilmesi zorunluluğu kaldırılmaktadır. Program içine yapılacak yerleştirmelerde televizyon için yapılmış filmler, sinematografik eserler ve haber programlarına 45 dakika aralıklarla reklam yayını yerleştirilmesi uygulamasında süre 30 dakikaya indirilmektedir. Dini hizmet yayınları esnasında reklam ve tele-alışveriş yayını kesintisine izin verilmemesi uygulaması devam etmektedir.'' Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, tasarıyla televizyon izleyicileri için yeni uygulama getirildiğine dikkati çekerek, ''Bu da ürün yerleştirmesidir. Ürün yerleştirme, serbest bırakılmakla birlikte reklamlara ilişkin niteliksel kural ve sınırlamalara tabi tutulmuştur'' dedi.
Obeziteye karşı önlem
Tasarının getirdiği yeni reklam ilkelerinden birinin de çocuk programlarında yağ, yağlı asitler, tuzlu ve şeker içeren cips, şeker gibi yiyecek ve içeceklerin reklamlarının önlenmesi olduğuna işaret eden Arınç, bunun, reklamın çocuklar üzerindeki etkileri dikkate alınarak son yıllarda hızla artan obeziteye karşı alınan bir önlem olduğunu aktardı. Arınç, reklamlarla ilgili bir başka yeniliğin de ticari iletişim yayınlarının ses seviyesinin diğer yayın bölümleri ile aynı seviyede olma zorunluluğu olduğunu ifade ederek, ''Tasarıda hem reklam vereni hem reklam ajanslarını hem de yayıncıları yakından ilgilendiren bir husus da reyting ölçümlerinin yapılmasına ve denetlenmesine ilişkin usul ve esasları belirleme görevinin RTÜK'e verilmesidir. Tasarının kanunlaşıp, bu alanın yeniden yapılandırılmasıyla birlikte, reyting ölçümleri konusundaki pek çok kuşkunun giderileceği düşünülmektedir'' diye konuştu. Reklam sektörü yöneticilerine de seslenen Arınç, ''Serbest ekonomilerde reklam, hem ülke içerisinde hem de ülke sınırları dışında rekabet edebilmek için üreticinin ve iş adamının rakiplerine karşı en etkili silahıdır. Reklamı yapılmayan en kaliteli bir ürünü bile satabilme nerede ise imkansız hale gelmiştir'' dedi.
Bülent Arınç, bazı kuralların konulmasının şart olduğunu, ancak yasakların kalıcı bir çözüm sağlayacağına inanmadığını vurgulayarak, şunları söyledi: ''Reklamların insanları etkileme, onları inandırma ve harekete geçirme gücü olduğu artık bilimsel bir gerçektir. Reklamların bu amansız etkisine en fazla maruz kalanlar ise şüphesiz çocuklarımızdır. Onların zihinsel ve biyolojik gelişmesi reklamlardan etkilenmektedir. Bu konuda dikkatli olmalıyız. Her ne kadar, pazar ekonomilerinde 'her şeyin ticari bir değeri vardır' kuralı olsa bile ben, bazı değerlerimizin maddi karşılığının olmadığı inancındayım.''
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası