Süreç provakasyon ve seçim kıskacında

Yeni boyuta geçildiği ve hedefin dağdakilerin indirilmesi olduğu açıklanan çözüm sürecinde Başbakan Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet yetkililerinin son dönemde BDP-HDP ve PKK’ye karşı eleştirilerini serleştirmesi ve hedef almasının altında AKP’nin Cumhurbaşkanlığı seçimine de dönük bazı stratejileri yatıyor. BDP ve HDP’nin hükümetin yol haritasındaki adımları önceden açıklayarak “Biz istiyoruz, hükümet yapıyor” diyerek politika yapması, bunun da MHP tarafından “pazarlık yapılıyor” söylemiyle kullanılmasının önüne geçmek isteyen AKP yönetimi, sert politika yürüterek ve “Gerekirse Kandil ve İmralı ile doğrudan görüşürüz” mesajı vererek süreci kendi kontrolünde yürütmek istiyor. Hükümetin “yeni boyut” aşamasında ilk olarak MİT mensuplarının Abdullah Öcalan ile görüşmesine yasal dayanak getiren düzenlemenin siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri ve kamu görevlilerini kapsayacak şekilde genişletilmesine ilişkin yasa değişikliğini getirebileceği belirtiliyor.

ÖCALAN'DAN MESAJ: KAYBETTİĞİMİZ SON CANLAR OLSUN! / HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Hükümet, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde çözüm sürecini farklı bir boyuta taşırken, izlediği politikada ortaya koyduğu sert tutum da dikkat çekiyor. Parti kurmayları, süreçle ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor:

BDP-HDP’nin söylemi: Bu partiler, süreci politik malzeme yapmak için hükümetin yol haritasında yer alan ve atılacak adımları kendi isteğiymiş gibi ortaya atıyor. Bu adımlar atıldığı zaman da “Biz istiyoruz, hükümet yapıyor” diyerek bölgede, İmralı ve terör örgütü nezdinde bunu kullanıyor. MHP de bu durumu“Hükümet, İmralı ve terör örgütüyle pazarlık yapıyor” söylemiyle kullanarak hükümet aleyhinde propaganda yapıyor. Bu durum kabul edilebilir ve sürdürülebilir bir şey değil.

Erdoğan'dan 'Bayrak' açıklaması: 'Bedelini ödeyecekler'/HABERİ İÇİN TIKLAYINIZ

Pazarlık yok: Olaya pazarlık olarak değil hakların verilmesi olarak bakmak gerekiyor. Hükümet, baştan beri hakların pazarlık konusu yapılmayacağını söylüyor. Atılan adımlar, terörün sona ermesi için atılıyor. Bir sorun çözülürken sorunlu olan tarafların bir araya gelip konuşması lazım, karşılıklı bir güven ortamı oluşacak ki taraflar arasında bir yaklaşım olabilsin. Bu sürece de böyle bakmak gerekiyor. Hükümetin demokratikleşme adımları da İmralı, terör örgütü ya da bir başkası istiyor diye değil, hakların doğal olarak tanınmasından ibarettir.

PKK homojen değil: Son dönemde yol kesme ve karakol inşaatlarına karşı yapılan eylemler, çözümden rahatsız olan gruplardan kaynaklanıyor. PKK’nin homojen bir yapısı yok. Diyarbakır ve Mardin’de özellikle bazı gruplar çatışmasızlık istemiyor. Bu grupların örgüt içinde ağırlıkları yok, ama provokatif eylemlerle sonuç almaya çalışıyorlar. Bunlar şiddet dışında bir dil bilmiyorlar.

Karakollarda değişiklik yok: Karakol yapımları yeni bir durum değil, 26 tane yapılacağı açıklanmıştı. Şimdi 4 tanesi yapılıyor. Güvenlik için bunların yapılması gerekiyor. Ama örgüt, “benim geçiş yollarımı” kapatma diyor. Zaten senin sınır dışında olman gerekiyor gelinen noktada. Bu karakolların yapımı konusunda bir değişiklik olmaz, devam eder.

İmralı ile görüşmeye güvence: Hükümetin yeni yol haritası kapsamında kısa sürede ilk olarak İmralı ile görüşmeye dönük bir düzenleme gelebilir. MİT Yasası’nda konuyla ilgili bir düzenleme yapılmıştı, ancak bu sadece MİT mensuplarını güvenceye alan bir durum ve yeterli değil. Bu süreçte İmralı ile görüşmesi istenenler “10 yıl sonra hakkımızda bu görüşmeleri yaptığımız için dava açılırsa ne olacak, bunun bir güvencesinin olması lazım” diyorlar. Yeni bir düzenlemeyle MİT dışında İmralı görüşmelerini yasal güvenceye alan bir düzenlemeye gidilebilir.

Kandil’den sert mesaj

Lice’de 2 kişinin öldüğü, 3 kişinin yaralandığı olayların ardınan HDP grup başkanvekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile HDP Eş Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder’den oluşan heyet dün İmralı Adası’na giderek terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüştü. Görüşmenin yapıldığı sırada terör örgütü PKK sert bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Halkımızın daha başlangıç düzeyinde olan demokratik direnişinin son derece etkili olduğunu ve AKP faşizmini temellerinden sarstığını görüyoruz. Bunun sonucunda yüzlerin yeniden İmralı’ya döndüğü ve HDP heyetinin önü açılarak Abdullah Öcalan’dan çözüm beklendiği görülüyor. Eğer gerçek buysa ve herkes buna inanıyorsa, o zaman artık İmralı çitleri parçalanmalı ve barışın mimarı ve temsilcisi olan Öcalan’ın özgür çalışma, sağlık ve güvenlik koşulları tamamen sağlanmalıdır. Bu durum gerçekleşmezse üç kişilik HDP heyetinin arada bir İmralı’ya gidip gelmesi artık hiçbir sorunun çözümü için yeterli olmayacaktır” denildi. Al Jazeera’ye konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da, “Lice’de yaşananların ardından İmralı’ya gidilmesini hem hükümet uygun gördü hem de biz. Öcalan ile yapılacak görüşmeden çıkacak sonuç her şeyi değiştirebilir” dedi.

Anneler çocukları için açlık grevinde

Çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen aileler, 2 günlük  açlık grevine başladı. 23 gündür eylemlerini sürdüren aileler, sonuç alınamaması durumunda ölüm orucuna başlayacaklarını belirtti. Çocukları terör örgütü PKK tarafından dağa götürülen aileler, Lice’de 2 kişinin yaşamını yitirdiği olaylar nedeniyle ara verdikleri eylemlerine dün yeniden başladı. Ailelerin, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önündeki orta refüjde bulunan çadırları, zabıta ekipleri tarafından refüjde çevre düzenlemesi yapılacağı gerekçesiylekaldırıldı. Bunun üzerine aileler eylemi dağkapı meydanıda sürdürme kararı aldı. 23gündür eylem yapan aileler, dün 2 günlük açlık grevine başladıklarını sonuç alınamaması durumunda ölüm orucuna gireceklerini açıkladı. Şanlıurfa’da üniversite okurken 2 ay önce örgütü katılan Erhan Eren’in ağabeyi Fatih Eren, aileler adına yaptığı açıklamada, “Son günlerdeki acı olayların barış sürecine zarar vereceği ihtimali bizleri kaygılandırmaktadır” dedi.