"Taksim basit bir yer sorunu değil, demokrasi sorunudur"

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasının basit bir yer sorunu değil, bir demokrasi sorunu olduğunu belirterek, ''Taksim'de 32 yıl sonra yeniden 1 Mayıs'ı kutlamanın heyecanını yaşayan bizler, konuyu bir zafer kazanılması ya da bir alanın fethedilmesi gibi ifadelendirmek istemiyoruz'' dedi.

Çelebi, KESK Genel Başkanı Sami Evren, TMMOB Genel Başkanı Mehmet Soğancı ve Türk Tabipleri Birliği Genel Başkanı Gençay Gürsoy'un katılımıyla İstanbul'daki 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamaları ve gündemdeki konulara ilişkin ortak bir açıklama yaptı.

Çelebi, 1 Mayıs kutlamaları ve tatil hakkının emekçilerin mücadeleleri sonucunda 12 Eylül'den onlarca yıl sonra ''Emek ve Dayanışma Günü'' olarak iade edilmesinin önemli bir kazanım olduğunu kaydetti.

Bu yılki 1 Mayıs'a da emekten, kardeşlikten, barıştan, özgürlükten yana bir anlayışla adaletli bir düzene duyulan ihtiyacın altını çizerek hazırlandıklarını ifade eden Çelebi, bunu yaparken emek örgütlerinin birliğini savunduklarını dile getirdi.

Tartışmanın, Taksim Meydanı'nda yapılacak kutlamalara kilitlenmesinin, sürdürülen mücadelenin muhtevasının anlaşılamamasından kaynaklandığını belirten Çelebi, 32 yıldır sürdürülen bu mücadelenin bütünlüğü içerisinde ''Taksim Alanı'nın inatla emekçilere kapatılmasının başlı başına bir demokrasi sorunu'' haline geldiğini öne sürdü.

1 Mayıs 1977'nin önemli bir kilometre taşı olduğunu ifade eden Çelebi, ''Türkiye, yaşadığı siyasi travmaların en önemlilerinden biri olan 1977 yılı 1 Mayıs katliamıyla yüzleşmediği sürece, ülkemizde demokrasi ve özgürlükler sorunu hiçbir zaman tam olarak çözülemeyecektir'' dedi.

1 Mayıs'ı Taksim'de kutlamanın basit bir yer sorunu değil, bir demokrasi sorunu olduğunu dile getiren Çelebi, ''Aslında yasaklanan Taksim değil, demokrasi mücadelesidir'' diye konuştu.

Bütün olumsuzluklara rağmen bu yıl 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlandığını dile getiren Çelebi, şunları kaydetti:
''Taksim'de 32 yıl sonra yeniden 1 Mayıs'ı kutlamanın heyecanını yaşayan bizler, konuyu bir zafer kazanılması ya da bir alanın fethedilmesi gibi ifadelendirmek istemiyoruz. Olay, demokrasi güçlerinin kararlı ve direngen tutum göstermesi sonucu, emeğin 1 Mayıs kürsüsünün Taksim Meydanı'na yeniden kurulmasıdır.
Emniyet güçlerinin saldırgan tutumu bu 1 Mayıs'ta da gerginliği ve çatışmaları büyütmüş ve istenmeyen bazı aşırılıklara yol açmıştır. Alana giremeyen ve girmeleri engellenen on binlerce insana yönelik orantısız güç kullanan anlayışı bir kez daha kınıyoruz.''

Ekonomik kriz

Ekonomik krizin 1 milyon çalışanın işten atılmasına sebep olduğunu ifade eden Çelebi, büyümenin durması, istihdam politikalarının yanlışlığına rağmen neoliberal politikaların uygulanmasında ısrar edildiğini öne sürdü.

IMF ile varılacak yeni anlaşmanın emekçilere ve halka ağır faturalar getireceğini dile getiren Çelebi, siyasi iktidarın getirdikleri öneri ve talepleri dikkate almadığını söyledi.
Yerel seçimlerde iktidar partisinin uygulamalarına karşı hoşnutsuzluğun yüzde 8'lik oy kaybıyla sandığa yansıdığını ifade eden Çelebi, bundan siyasi iktidarın ders çıkarması gerektiğini kaydetti.

Demokrasi dışı duruş ve tutumların meşru olmadığını dile getiren Çelebi, ''Hukuk ve adaletin üstün olduğu gerçek demokratik bir ülkede yaşamayı özlüyoruz'' dedi.

Ülkede barış ve huzur ortamını bozan politikalardan vazgeçilmesi ve demokrasi alanının genişletilmesini isteyen Çelebi, ''Kürt sorununun çözümünün gerginlikleri artırmakla, silah ve şiddetle sağlanamayacağı artık belli olmuştur. Bu hassas konuda kardeşlik duygularını ortadan kaldıracak davranışlardan her kesim kaçınmalıdır. Parlamento, sorunun çözümü için en meşru organdır. DTP'nin dışlanması ve baskı altına alınması çözüm değildir'' diye konuştu.

Çelebi, ''Ülkenin geleceği için eşit, özgür, demokratik bir anayasanın yapılmasının artık kaçınılmaz olduğu'' görüşünü ifade etti.

Çıkan olaylar

Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Çelebi, ''1 Mayıs'ta, Taksim'de işçi sınıfının sorunlarını sağlıklı bir şekilde dile getirdiniz mi?'' şeklindeki soruya ''Bir güne işçi sınıfının talepleri sığmaz. Yalnız 1 Mayıs'ta değil, her gün aynı inatla aynı yaklaşımla bu mücadeleyi sürdüreceğiz'' dedi.

1 Mayıs'ta yaşanan çatışma ve gösterilere ilişkin bir soruya karşılık olarak da Çelebi, şunları söyledi:
''Biz 1976, 1977 ve 1978'de de 1 Mayıs'ı Taksim'de kutladık. Oralarda böyle engellemeler olmadığı için hiçbir zaman sorun olmadı. O zamanın solu bugünün solundan daha geri bir sol değildi. Birçok engeller, yapılan tahrikler, amacını aşan uygulamalar da olmuştur. Biz şunu söylüyoruz; şiddet nereden gelmiştir? Nasıl olmuştur? Bu sürecin herkes tarafından iyi irdelenmesi lazım. Makul olma yalnız sayıda değildir. Anlayışta da makul olunsaydı bu tip sorunların hiçbirisi çok net söylüyorum olmazdı. 'Olay çıkaran grup solculardır' gibi solcuları suçlayan, onları gerçekten infaz eden bir yaklaşımı asla doğru bulmuyoruz.''

Taksim'e emekçi kürsüsü

KESK Genel Başkanı Sami Evren de ''Gelecek yıl 1 Mayıs nasıl kutlanacak?'' şeklindeki bir soru üzerine, emekçiler açısından önemli olanın bütün emek örgütlerinin birlikte bütün alanlarda 1 Mayıs'ı kutlaması olduğunu söyledi.

Bu yıl bunun sağlanamadığını ancak öncelikli hedefin diğer konfederasyonlarla birlikte emek ve demokrasi mücadelesinin birliğini sağlamak olacağını ifade eden Evren, ''Taksim'de emekçiler bir kürsü kurmuştur. Bu kürsüye siyasi iktidarın önümüzdeki yıl itiraz etmemesi gerekir. Dolayısıyla bu kürsü anlamlı bir kürsüdür. Demokrasi kürsüsüdür. Emeğin ve emekçinin ve halkın sözü, vicdanı o kürsüden ifade edilmiştir. Bu vicdana, bu sese kısıtlamayı kabul etmek mümkün değildir'' diye konuştu.

Çelebi de 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasının büyük bir moral olduğunu belirterek, bu moralin ışığında yollarına devam edeceklerini söyledi.

HAK-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu'nun ''Taksim'e ilk biz çıktık. 1 Mayıs yasağını biz kaldırdık'' şeklindeki sözleri hatırlatılan Çelebi, ''Biz bugüne kadar iktidarın koltuğu altında sendikacılık veya demokrasi mücadelesi vermedik. İktidardan bağımsız verdik. Biz müsaade ile iş yapan örgütler değil, mücadele ile iş yapan örgütleriz. Şimdi Sayın Uslu'nun ruh halini anlıyoruz ve anlayışla karşılıyoruz'' karşılığını verdi.