Tasvirler ve Tasvir Kırıcılık

“İnsanlık Anıtı”nın yıkılması olayının bu örneklere benzerliği nerededir? Kırılacak burunları, oyulacak gözleri olmayan “İnsanlık Anıtı”, sanımca, insanlığın barış ve huzurunu amaçlayan dini kurumları tehdit eden bir tasvir değildi.

Tasvirler ve Tasvir Kırıcılık
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.05.2011 - 06:57

ABDnin korkulu rüyası, terörist Bin Ladin Pakistanda yok edildi; Batılı güçlere baş kaldıran Libyalı Kaddafi NATO üyesi ülkelerce kendi rızasıyla liderliğini ve ülkesini terk etmeye zorlanırken, sanatçı Mehmet Aksoyun İnsanlık Anıtıyargı kararıyla yıkılıyor. Bağımsız görünen üç olayın ortak paydasında, İslamda put kırıcılık”, Hıristiyanlık ve sanat tarihinde ikonoklazm(Tasvir kırıcılık) olarak bilinen bir gelenek var.

İkon (icon), sanatçıların dilinde şekil, resim, tasvir, imge ve simge anlamında masum bir sözcük. Ancak güçlü simgeleştirme yeteneğine sahip olan insanlar yaptıkları resimlere, yarattıkları tasvirlere simgesel değerler yüklemişlerdir. Taş devirlerinden kalan Kocaman göğüslü, geniş kalçalıkadın heykelciklerin ana tanrıça mı; yoksa bereket-varlık simgesi mi olduğunu bilmiyoruz. Belki her ikisi! Hititlerin dağ tanrıları vardı. Olimpos Dağlarının insana benzeyen sakinleri Grek-Helen mitolojisinin tanrıları idi. Romalılar, güçlü imparatorlarını Tanrı payesi vererek yüceltirlerdi. Tek tanrılı Muse-vilikten doğan Hıristiyanlık dininde Hz. İsa insanlığa Tanrının On Emirini iletmiş ama putlara tapılmasını önleyememişti. Grek kilisesinde azizlere tapma ve tasvir kırma geleneği, İmparator Justinien sonrasında, Bizans dindarlığının yaygın bir sorunu olmuştu.

Bizans tarihçisi Ostrogorskyye (1984: 137-187) göre azizlere, Meryem Anaya tapınma, asker-imparatorlarla kilise arasında çatışma konusu olmuş. İslamiyet de putlara tapmayı (iconolatry) günah olarak yasaklamıştı. Halife Muaviyenin askerleri, dünyanın yedi harikasından biri olan Rodostaki Helios heykelini yıkmış ve bir Museviye satmıştı. Yayılan İslam ile ilişkiler, MS 711-843 yılları arasında Bizansta bir İkon Kırma(ikonoklasm) bunalımına yol açmış ve devlet en parlak dönemini bu bunalımı aştıktan sonra yaşamıştır.

Rönesansın Da Vinci ve Michelangelo gibi ünlü sanatçıları, insan portreleri ve heykelleriyle, aydınlanma ve özgürlük çağının öncüleri olmuş, uygarlığın ölümlü kahramanlarını ölümsüzler arasına katmışlardır. Rodinin Düşünen Adamtasviri tapınılan bir aziz değil, insan aklının simgesidir.

Bin Ladin, Medeniyetlerin Çatışmasıeseriyle dünyaya savaş açan ABD gücüne karşı İslam âleminin yükselen umudu oluyordu. Başaramadı. Bir tapınma simgesi olmasın diye cesedi okyanusa gömüldü. Varlığını Cumhuriyete adayan Atatürkün heykellerine saldıranların benzer gerekçeleri vardır. Okurlarının gönlünde yatan Aziz Nesin, belki de kutsal bir ziyaret yeri olmasın diye mezarının bilinmemesini vasiyet etmişti...

Sömürgeci kapitalizme baş kaldıran Libyalı Kaddafiyi tasfiye etmeye kararlı görünen NATO, onu öldürmektense ülkesini bırakıp kaçmaya ikna etmeye çalışıyor. Mübarek ve Kaddafi biliyorlar ki mezarları daha sakıncalı bir tapma / tapınma simgesi olabilir. Saddamı ölüme mahkûm eden süper güç, Iraktan kolayca çıkamıyor. TC Devleti, PKK sorununun çözümünü, terörist liderle müzakerede aradığını saklamıyor.

İnsanlık Anıtının yıkılması olayının bu örneklere benzerliği nerededir? Kırılacak burunları, oyulacak gözleri olmayan İnsanlık Anıtı”, sanımca, insanlığın barış ve huzurunu amaçlayan dini kurumları tehdit eden bir tasvir değildi. Tamamlansaydı bir ziyaret yeri / tapınak olur muydu? Bilinemez. Oysa anıtı yıkım kararı, yıkanları tarihin acımasız yargısına havale ederken, Mehmet Aksoyu da elbette çağımızın ölümsüzleri katına yükseltecektir.

Bozkurt Güvenç


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler