Tatili iple çekmeyen öğrenciler

Tazelenme Üniversitesi ilk olarak Antalya’daki Akdeniz Üniversitesi’nde 2016 yılında başlayan bir uygulama. Tazelenme Üniversitesi, İstanbul’da 2017-2018 güz yarı yıl döneminde Nişantaşı Üniversitesi’nde de hayata geçirildi. Üniversitede birinci ve ikinci sınıflarda toplam 80 öğrenciyle eğitim- öğretim veriliyor. Öğrenciler lisans eğitimine benzer bir ders programına sahip. Haftanın 3 günü, salı, çarşamba ve perşembe saat 11.00 ile 15.00 arasında dersler oluyor.

Kimi emekli öğretmen, kimi emekli sağlık yöneticisi, kimi işletmeci. Her birinin ortak özelliği ise 60 yaş üzeri olup köşesine çekilmek yerine bir taraftan yeni bilgiler öğrenme, diğer taraftan da sosyal hayata karışma isteği. Nişantaşı Üniversitesi bünyesinde kurulan “Tazelenme Üniversitesi”ne gelen bu kişiler, yeniden öğrenci olmanın hevesini yaşıyor. Ücretsiz eğitim veren üniversitede, felsefeden, girişimciliğe, bilgisayardan, medya ve halkla ilişkilere varana dek çok sayıda ders yer alıyor. Yeni bilgi öğrenen ve sosyal hayatın içinden kopmadıklarını söyleyen “Tazelenme Üniversitesi” öğrencileri “Emekli olup torun bakmak ya da kafelerde ya da kahvehanelerde vakit geçirmek yerine hayatın içinde olmak istedik.

Öğrenmekten bıkmayın. İnsan her yaşta öğrenebilir” mesajı veriyor. Üniversitede eğitim görenlerle bir araya geldik. “Öğrenmenin yaşı yok” diyen öğrenciler “Yeter ki isteyin. Haftada 3 gün geldiğimiz üniversitede eski günlerimizi anımsıyoruz. Tatil olacağı zaman ‘şimdi ne yapacağız’ diye düşünüyoruz” diyorlar. 

Nalan Aydın (61 yaşında- Emekli): Emekli olduktan sonra eve kapanmak istemedim. Birkaç yıl arkadaşlarla günler yaptık ya da kafelerde toplantılar düzenledik. Devamlı bir şeyler öğrenmenin peşinden koştum, emekli olunca çeşitli kurslara gittim.

Sonra Akdeniz Üniversitesi ilk kez bu Tazelenme Üniversitesi bölümünü açılmıştı, onu görünce “Keşke İstanbul’da olsa” diye düşünürken internet ortamından burayı buldum, online müracaat ettim ve kabul edildim. 1. sınıftayım. Öğrenci kimlik kartımızın olması bile hoşumuza gidiyor. O kadar alıştık ki, okulumuzun kapanmasına bir ay kalınca bunun bile planını yapıyoruz. Hem sosyal olmak, hem de bilgilenmek ve bilginin taze kalması için geldik. Buraya gelirken oğlum ve gelinim beni çok destekledi. Hatta “Seninle gurur duyuyoruz” dediler. İnsanlar ölene kadar bir şey öğrenebilirler.

‘Sevgi var’

Moşe Behar (68 yaşında-özel bir şirketten emekli): Ticari İlimler Akademisi mezunuyum. Emekli olduktan sonra bir süre boşta kaldım. Ardından Kadıköy Halk Eğitim’e gittim. 3 yıl İspanyolca ve 3 yıl İngilizce kursuna katıldım. Özel bir şirketin ithalat sorumlusuydum. Burayı bir arkadaşın tavsiyesi ile buldum. Burada sevgi var ve sosyal oluyoruz. Benim öğrenci olduğuma, üniversitedeki genç arkadaşlar inanmıyor. İnsan her yaşta öğrenebilir. Örneğin ben lisan öğrenemeyeceğimi sanıyordum ama İspanyolca ve İngilizceyi öğrendim. İspanyolcayı çok iyi konuşuyorum, İngilizcem de iyi. Diyorum ki “Yeter ki isteyin, öğrenebilirsiniz.”

‘Burada tazeleniyoruz’

Suna Seden Önkol (62 yaşında- Sağlık kurumunda yöneticilikten emekli): 20 yıl önce emekli oldum. 2 çocuğum var. Emekli olunca sosyal faaliyetlere katılıyordum. Burayı sosyal medyadan tesadüfen gördüm “Hadi canım” dedim. Bazı şeyler abartı gelmişti. “Yaşlıları almıyorlardır” diye düşündüm. Üniversiteyi aradım ve başvurmak istediğimi belirttim. Başvurdum ve kabul edildim. 2. sınıftayım. Dersler o kadar güzel ki... Bizler “yaşlandık, her şeyi biliyoruz” sanıyorduk.

Ama burada çok şey öğrendik. Burada gerçekten tazeleniyoruz. Buraya başladığımda çevremdekiler “Ne okulu, hadi canım yaşlıların üniversitede ne işi var” gibi laflar etti. Yakın çevremi bile inandırmak zor oldu. “Bu saatten sonra ne yapacaksın, ne işine yarayacak” dediler. Ama geldim ve istediklerimi yaptım. Emekli olunca köşeme çekileyim, torun bakayım, ev işi yapayım demedim, öğrenmek, öğrenmek, öğrenmek ilk sırada geldi.