TBB'den kredi kartı kullananlara kötü haber
Türkiye Bankalar Birliği (TBB), kredi kartı ücretlerinin 10 yıl geriye dönük alınmasının söz konusu olmadığını açıkladı.
TBB'den yapılan açıklamada, son günlerde basın ve yayın organlarında, kredi kartlarına ilişkin olarak Resmi Gazete'nin 6 Aralık 2011 tarihli nüshasında yayımlanan Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 18 Temmuz 2011 tarihli kararına atıfta bulunularak, kredi kartı ücretlerinin 10 yıl geriye dönük olarak alınabileceği yönünde haber ve yorumların yer aldığı anımsatıldı.
Bu çerçevede, bazı müşterilerin ödedikleri kredi kartı ücretlerinin kendilerine iadesi için bankalara başvurdukları gözlemlendiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
''Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin kredi kartı ücretlerine ilişkin yerleşik kararlarında, bankaların gördükleri hizmetin uygun bir karşılığını isteme hakkına sahip oldukları, kredi kartı hizmetinin bankalar için riskinin yanı sıra bir maliyetinin de bulunduğu, bankaların bu maliyeti sözleşme ile kredi kartı kullanıcılarına yansıtmasının doğal olduğu, bankaların 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu hükümleri gereğince belirledikleri bir ücreti kart kullanıcılarından talep edebilecekleri öngörülmektedir.
Basın ve yayın organlarında yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz yolu ile Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'ne giden dosya ile ilgili anılan Yargıtay kararının incelenmesinden, Tüketici Mahkemesi kararının, sözleşme ilişkisi varken ve Borçlar Kanunu'ndaki 10 yıllık zaman aşımı süresi dikkate alınması gerekirken, sebepsiz zenginleşmedeki 1 yıllık zaman aşımı süresinin esas alınması nedeniyle bozulduğu anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında davacı banka esasa ilişkin savunmalarından önce usul açısından zaman aşımı itirazında bulunmuş, Mahkeme tarafından da esasa girilmeden, zaman aşımı süresi gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.''
Açıklamada, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin bozma kararında da esasa girilmediği için kart üyelik ücretinin alınıp alınmaması hususunun tartışılmadığı belirtilirken, kredi kartı sözleşmesi imzalanmış olması nedeniyle Borçlar Kanunu'nun 125. maddesindeki 10 yıllık zaman aşımı süresinin uygulanmasının, müşterilerin bankalara karşı olan kredi kartı borçlarını hiçbir şekilde etkilemediği, buna karşılık bankalara kredi kartı hamillerinden kredi kartı üyelik ücretini 10 yıllık süre içinde talep edebilmelerine imkan verdiği kaydedildi.
Açıklamada, ''Sonuç olarak; Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 18 Temmuz 2011 tarih ve 2011/4736 E., 2011/11579 K. sayılı kararının, kredi kartı ücretlerinin yasal dayanağının bulunmadığı ve kart hamillerinin son 10 yılda ödedikleri kart ücretlerini bankalardan geri talep edebileceklerine imkan verildiği şeklinde yorumlanması söz konusu değildir'' denildi.
TÜDEF'ten açıklama
TÜDEF Genel Başkanı Çetin, TBB'nın kredi kartı aidatlarıyla ilgili yaptığı açıklamada çok açık bir yalana başvurduğunu ifade etti. Çetin, TBB'nin basın yayın organların da Yargıtay kararını haber yapmasıyla birlikte, tüketici örgütlerinin ısrarlı çağrıları sonucu tüketicinin bankalara koşarak geriye dönük 10 yıllık kart aidatları istemelerinden paniğe kapıldığını belirtti. Çetin, "Bunu önce her bir müracaat eden tüketiciden 35 TL ekstre parası isteyerek önlemeye çalıştılar. Ancak tüketiciler 35 TL'yi verip 10 yıllık kart aidatları yanında ekstre parası olarak istenen 35 TL haksız tutarı da geri istemeye başlayınca iler tutar yanı olmayan açıklama ile tüketicileri kandırmaya çalışmaktadır" dedi.
Bu konuda Yargıtay 13. Hukuk dairesinin kararları artık yerleşik hale geldiğini vurgulayan Çetin, Yargıtay'ın son kararla kredi kartı aidatlarını 1 ya da 5 yıl değil, geriye dönük 10 yıl iadesine olarak verdiğini vurguladı. Yargıtay'ın konuyu süre açısından değil esas açısından da tartıştığını ve karar verdiğini dile getiren Çetin, Yargıtay'ın bu konuda aldığı kararlar hakkında şu bilgileri verdi:
"Yargıtay 13 Hukuk Dairesi; ilk kararı (2007/11236 E ve 2008/2982 karar) ile kredi kartının üyelerine (tüketicilere) alış veriş ve nakit çekme hizmetinin sunulmasıyla esasen bankanın menfaati ve karı olduğu, savunmaya göre maliyet bedelinin yüksek olduğunun ileri sürüldüğü, ne var ki kart uygulamasında esasen bankaların menfaat temin ettikleri, yatırılan paraları bir süre kullandıkları bilinmekte olup buradan elde edilen menfaatler dışında ayrıca üyelik aidatı alınmasının hukuka ve iyi niyet kurallarına uygun düşmediği, hazırlanan sözleşmelere kullanıcının iştirakinin söz konusu olamayacağından konulan kurallara kredi kart sahiplerinin yükümlü olmasının kabul edilmesinin de doğru olamayacağını onadı. İkincisinde ise; (2008/4345 E. 2008/6088 Karar) 'taraflar arasındaki sözleşme maddesinde kart kullanıcısından kart kullanım ücreti alınacağının belirtildiği, ancak sözleşmenin davacı banka tarafından matbu, standart olarak hazırlanıp boş olan kısımların rakam, isim ve adresler yazılarak doldurulduğu, sözleşmenin on iki punto koyu siyah harflerle düzenlenmediği, sözleşme hükmünün tüketici ile ayrıca müzakere edilerek kararlaştırılmadığı, böyle olunca kredi kartı üyelik ücreti alınacağına dair hükmün haksız şart olduğunu' kabul etti. Sonuncusunda (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 18 Temmuz 2011 tarih ve 2011/4736 E., 2011/11579 K. sayılı kararında) ise olayı hem kart aidatı istemenin yasal olup olmadığı hem de süre yönünde tartışmış ve geriye dönük 10 yılı içinde kesilen aidatların iadesine karar vermiştir. Bu kararlar emsal karardır. Hukuka saygısı olan ve Türkiye Cumhuriyetinin bir hukuk devleti olmasını isteyen her yurttaş ve özellikle her kurum bu kararlara saygı göstermek zorundadır."
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke