Temelli: İktidar ketıldan neden korkar?
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Elazığ'da düzenlediği mitingde, 'ketıl' resmi çizen gençlerin tutuklanmasını eleştirdi.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Elazığ'da düzenlediği mitingde, 'ketıl' resmi çizenlerin gözaltına alınmasını eleştirerek "O kadar suları ısınmış ki, o kadar kafaları karışmış ki, 13 yaşında bir çocuğu ketıl resmi çizdi diye gözaltına aldılar. Bu kadar acze düştüler. Bir iktidar ketıldan korkar mı? Sen çayı evde neyle yapıyorsun? Ketıldan korkuyorlar. Neden? Selahattin Demirtaş ketıl esprisi yaptığı için" dedi.
AKP'nin, Kandil harekâtını HDP'nin 80 vekilini almak için gündeme getirdiğini ileri süren Temelli, "Bütün hesabı bizim 80 vekilimizi almak üzere. Bu Kandil senaryosu da bundan kaynaklanıyor" dedi.
Temelli, bedelli askerliğe ilişkin "Bedelli askerliği isteyen gençler oy versin diye. Her şeyleri ticaret. Halkın siyasi iradesini de oyunu da ticarete mevzu yapıyor. Kimsenin oyu satılık değil. Bu bedelli askerlik mevzusuna son vereceğiz. Zorunlu askerlik diye bir şey olmaz" değerlendirmesinde bulundu.
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin Elazığ'da düzenlediği mitingde konuştu. Temelli''nin konuşmasından satırbaşları şöyle:
<haber-yatay:989885>
"Bir iktidar ketıldan korkar mı?"
Biliyorsunuz suyu en çabuk ısıtmanın yolu ketıldan geçiyor. Bunların da suyu iyice ısındı, 24 Haziran’da bunları gönderiyoruz. O kadar suları ısınmış ki, o kadar kafaları karışmış ki,13 yaşında bir çocuğu ketıl resmi çizdi diye gözaltına aldılar. Bu kadar acze düştüler. Bir iktidar ketıldan korkar mı? Sen çayı evde neyle yapıyorsun? Ketıldan korkuyorlar. Neden? Selahattin Demirtaş ketıl esprisi yaptığı için. Selahattin Demirtaş’ın sözüne bu kadar önem veriyorsan, onu özgür bırak meydanlarda konuşsun, sen de dinle. Korkuları büyük çünkü suçları büyük. Korkuyorlar, bunun için de her gün daha fazla saldırı, daha fazla zulüm. Korkacak bir şeyleri olmasa 13 yaşında çocuğu gözaltına alırlar mı? Ama korkun 24 Haziran’da tüm bunlar faşizmin çöplüğüne süpürüp atacağız.
"Davutoğlu savaş ilan etti"
Bugün 7 Haziran. 3 yıl önce tüm Türkiye halkları iradesine geleceğine sahip çıktı. AKP iktidarını indirdi. Buna karşılık, 7 Haziran’a giderken yaptıkları oyunlar, 7 Haziran’dan sonra da bunu hazmedememe halleri bu ülkeyi savaşa sürükledi. İnsanların yerinden yurdundan edilmesine sebep oldu. Ceylanpınar’da iki polisi katlettiler. Dönemin başbakanı savaş ilan etti. Daha olay yeri inceleme o polislerin yanına gitmeden Davutoğlu bu ülkede savaş ilan etti. Şimdi nerede Davutoğlu? Stratejik derinlik diye diye bu ülkeyi karaya oturttu. Suruç Katliamı oldu, Davutoğlu gene savaş ilan etti ağzından köpükler çıka çıka. Ankara Katliamı oldu aynısı, Cizre oldu, Sur oldu aynısı. 3 yıldır bu ülkeye savaştan başka bir şey vermediler.
"Ölümlerden medet umarak seçim hesabı yapıyorlar"
Şimdi 2018’e geldik yine aylardan Haziran, yine HDP vakti. Bunları nasıl 7 Haziran’da gönderdiysek o yarım bıraktığımız işi 24 Haziran’da tamamlayacağız. Yine bir Haziran günü göndereceğiz bunları.
Bunu bildikleri için de bu halka baskı peşindeler, yine savaş peşindeler. Savaş senaryoları yine gündemde. Bütün bakanlar, bütün kurmaylar, tek bildikleri savaş. “Kandil’e gideceğiz, 30 kilometre girdik, şurayı aldık, burayı aldık.” Aynı 7 Haziran öncesi ve sonrası gibi. İnsanların hayatıyla oynayarak ölümlerden medet umarak seçim hesabı yapıyorlar.
"Vaat ettiğiniz tek şey savaş"
Bu anneler siz seçim hesabı yapın diye bu çocukları yetiştirmedi. Bu anneler çocuklarının düğününü görmek istiyorlar cenazelerini değil. Çekin elleriniz yakamızdan, çocuklarımızdan gençlerimizden uzak durun, savaş istemiyoruz, barış istiyoruz. Gençlerimizin güzel günler görmesini istiyoruz.
Sizin vaat ettiğiniz tek şey savaş. Ama siz gencecik insanların ölümünden medet umarak servetinize servet katıyorsunuz. İktidarda kalmak için acı ekiyorsunuz. Acı eken karşılığını görür. 24 Haziran’da sizi Türk anneleri ve Kürt anneleri birlikte indirecek.
"Savaş onları için rant kapısı"
Savaşa son vermek bizim elimizde. Nasıl yaşamak istiyorsak onu tercih etmeliyiz. 24 Haziran’da ya savaşa ya barışa evet diyeceğiz. Ya Erdoğan iktidarına ya demokrasiye evet diyeceğiz. Geleceğimizi biz belirleyeceğiz. Biz diyoruz ki, gelin barışa umuda HDP’ye evet deyin.
Çözümsüzlükten beslenmek istiyor; çünkü savaş onlar için bir gelir kapısı, rant kapısı, siyaset kapısı. “”Kürde düşmanlık yaparım, savaşı politikaya çeviririm, 16 yıllık iktidarıma bir 5 yılda daha eklerim” diyor. Ama herkes yalanın farkında.
"Saray kara bir delik"
Geriye bakıp, geride bıraktığımız 3 yıla bakıp karar vereceğiz. Bu işe son vereceğiz. Son vereceğiz ki yoksulluk, işsizlik sorunları çözülsün. Savaş bizden uzakta değil, savaş tam da evimizin içinde. Savaş olduğu sürece yoksulluk olur, işsizlik olur. Elazığ’ın en büyük sorunu işsizlik. Burada Kürt Sorunu yok diyorlar, hayır var. İşte işsizlik, işte tarımın durumu. Bu bütçe savaşa gitmese Elazığ hakkını alacak. İşsizlik sorunu da çözülecek. Ama Saray bir kara delik her şeyi çekip alıyor. Çekip aldığı için de işsizlik sorunu var tarım sorunu var, yoksulluk sorunu var.
"Ekonomi Bakanları yalanın artık doruğunda"
O denli yalan söylüyorlar ki, çok değil 3 gün boyunca söylediklerini yan yana koysanız 3 gün boyunca 3 farklı telden çalar. Her söylediği de yalan. Bakanları da öyle. Hele Ekonomi Bakanları yalanın artık doruğunda. Biri enflasyon düşecek diyor, öbürü çıkacak diyor. Biri döviz düşecek diyor, öbürü çıkacak diyor. Kimin ne dediği belli değil. İyice dağıldılar. Ekonomiyi o denli kötüleştirdiler ki içinden çıkamıyorlar. Çıkamayınca da yalandan başka söyleyecek bir şeyleri kalmıyor.
"Prompterların bir kötü huyu var"
Bakın, prompterdan okumuyorum ha. Çünkü prompterların bir kötü huyu var, donuyor. Donunca, onu okuyan da donuyor. Bunların aklı donmuş aklı. O kadar donmuş ki, ne diyeceğini şaşırıyor. Panik halinde. Baktı, dondu kaldı, 1-2-3 saniye. Aklı karıştı. Çünkü ya kaybedersem kaygısıyla yaşıyor. Biz de onun kaygısına kaygı ekleyelim, kaybedeceksin. Seni artık bu Kandil senaryoları da kurtaramayacak. Sen 24 Haziran’da bütün prompter cihazlarını da alıp gideceksin.
"Bedelli askerilk seçim rüşveti"
Her şeyi seçim rüşveti haline getiriyorlar. Bedelli askerliği bile. Başbakanlıkta çalışan bir arkadaş var ya, Binali Yıldırım, “24 Hazirandan sonra bedelliyi düşüneceğiz” diyor. Bedelli askerliği isteyen gençler oy versin diye. Her şeyleri ticaret. Halkın siyasi iradesini de oyunu da ticarete mevzu yapıyor. Kimsenin oyu satılık değil.
Bu bedelli askerlik mevzusuna son vereceğiz. Zorunlu askerlik diye bir şey olmaz. Bir ülke savunma stratejisini belli bir konsepte oturtur, ihtiyacı belirler, bütçe oluşturur, istihdamı sağlar. Zorunlu askerliğe son vereceğiz, vicdani ret hakkı en temel haklardan biridir.
"İktidarın suçuna ortak olmayın"
Buradan YSK’ye de sesleniyorum Sen anayasal bir kurumsun, bu iktidar gider hesabı verecek olan sensin. Valileri, Elazığ Valisi’ni uyarıyorum senin görevin halka hizmet. AKP propagandası değil. Tüm kamu görevlileri halka hizmetle mükellef. Suç içeren talimatlara uymayın. Bu tek adam rejimi son bulduğunda bu ülkeye demokrasi, bağımsız yargı geldiğinde bu suçların hesabını vereceksiniz. Çok az bir süre kaldı, görevinizi yapın bu iktidarın suçuna ortak olmayın. AYM’ye de sesleniyorum Selahattin Demirtaş’ın dosyasını bir an önce görüşün. Tutukluluk durumuna son verin. İktidardan korkmayın. Bu halk gibi cesaretli olun.
"İlla bir savaşa ihtiyacı var"
Bütün hesabı bizim 80 vekilimizi almak üzere. Bu Kandil senaryosu da bundan kaynaklanıyor. İlla bir savaşa ihtiyacı var. Afrin’i de böyle yarattı. Bakın ÖSO çeteleri kadınlara saldırıyor. Başını örtmeyen kadına zor kullanıyorlar. Afrin savaşı seçimlere yetişmedi, şimdi Kandil senaryosu var. Çünkü insanlara korku salacak. Diyecek ki, “bakın savaş var, savaş sırasında iktidar değişmemeli. Biz terörle mücadele ediyoruz, aman bu kararlılıktan dönmeyelim”. Artık bu yalanın alıcısı yok. 80 vekili almak için yazılan bu senaryoların karşılığı olmayacak.
"HDP’nin baraj altında kalması Türkiye’nin baraj altında kalmasıdır"
HDP Parlamento’da olmazsa AKP çoğunluğu alacak. Erdoğan şunun hesabını yapıyor. “Birinci turda kazanamıyorum, birinci turda HDP’yi baraj altı bırakırsam insanlar mecbur olur, ben kazanırım ikinci turda.” Bu oyunu bozma zamanı. Senin bu hayallerin kursağında kalacak. Bu halk bu oyuna gelmeyecek.
Bütün bu risklerin herkes farkında olmalı. HDP’nin baraj altında kalması Türkiye’nin baraj altında kalmasıdır. HDP’nin baraj altında kalması, demokrasinin, geleceğimizin baraj altında kalmasıdır. Bu baraj yıkılmalıdır. Hep beraber sel olacağız, bu barajı yıkacağız. Dost ve düşman bilsin ki, mutlaka kazanacağız.
En Çok Okunan Haberler
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Sette kavga çıkmıştı: Siyah Kalp dizisinde flaş ayrılık