TESK Başkanı'ndan sivil toplum kuruluşlarına çağrı

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı Bendevi Palandöken, yaptığı yazılı açıklamada, vatanın ve milletin birliği hiçbir zaman siyasi çıkarlara, ideolojiye ve rant sağlama beklentilerine malzeme yapılamayacağını ifade ederek, ''Başta siyasi hayatımızın ve demokrasimizin vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler olmak üzere, medya, STK'lar ve her türlü meslek kuruluşları ortak bir tavır sergileyerek mücadeleye katkı sağlamalıdırlar'' ifadelerine yer verdi.

Ahi Evran anlayışı ile yoğrulmuş esnaf ve sanatkarlar olarak, bu topraklarda yaşayan farklı dil, din ve etnik kökene sahip tüm insanları içinde barındırdıklarını kaydeden Palandöken açıklamasına, şöyle devam etti: ''Günümüzde de ülkemizin en ücra köşelerinde bulunan insanlarla ilgilenen, bunların ihtiyaçlarını tespit edip hizmeti vatandaşın ayağına götüren, hayatlarını kolaylaştıran, bunun sonucunda ülkenin ve ülke insanının gerçek fotoğrafını en gerçekçi haliyle elinde tutan esnaf ve sanatkarlarımız, ülkemizde birliği, dirliği ve düzeni en fazla isteyen kesimdir. Esnaf ve sanatkar istemeden, işyerinin zarar görmemesi için kepenk kapatmak zorunda kaldığında evine ekmek götüremez, çocuğuna harçlık veremez. Bu yüzden esnaf kavgayı, krizi, çatışmayı sevmez, istemez ve desteklemez.''

'Bu filmi 1970'li yıllarda yaşamıştık'

Palandöken, ne zaman terör olayları azalsa bölge ekonomisinin gözle görülür şekilde iyileştiğini, insanların refahının yükseldiğinin görüldüğünü belirterek, bölgede yapılan toplantılarda vatandaşın ilk meselesinin aş ve iş olduğunu gördüklerini ifade etti. Palandöken şunları kaydetti: ''Biz bu filmi 1970'li yıllarda sağ-sol çatışmalarıyla yaşamıştık. Türkiye'nin gelişmesini ve büyümesini istemeyen iç ve dış mihraklar şimdi de terör maşasını kullanıyorlar. Dünyanın gelişmiş ülkeleri arasına girmek için politikalar ve stratejiler geliştireceğimiz çok kritik bir dönemde, maalesef gündemimizi hain terör saldırıları doldurmaktadır. Doğu ve Güneydoğu bölgemizde refah arttığında terör olaylarının başlamasına dikkat çekmek istiyorum. Terör sorunu bir kişinin ya da bir kurumun meselesi olarak değil; topyekun hepimizin sorumluluğu var. Çözüm için bir arada yaşamayı savunan demokratik ve hukuki düzenlemeler üzerinde toplumsal mutabakat sağlamalıdır. Çözüm yollarının parlamento çatısı altında tartışılması, insan hakları, hukukun üstünlüğü, katılımcı ve çoğulcu demokratik anlayışın bölgede hakim olmasına yönelik devlet, sivil toplum kuruluşları ve meslek kuruluşları arasındaki diyaloğun güçlendirilmesi önemli bir adım olacaktır. Fakat sadece hukuki düzenlemelerin yeterli olmayacağını biliyoruz. Mutlaka alınacak kararlar ülkenin ve bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasını sağlayacak tedbirlerle desteklenmelidir. Bir devlet politikası haline getirilmelidir.''

Palandöken, terörle hak aranmayacağını, bunun bir insanlık suçu olduğunu vurgulayarak, ''Bizler bu ülkenin esnaf ve sanatkarları olarak barış ve istikrarın korunması için, akan kanın durması için, ülkemizin gelişmesini yavaşlatan terör sorununa bir an evvel çözüm bulunmak adına demokrasi ve hukuk çerçevesinde her türlü desteği vermeye hazırız. Özellikle STK'ları da bu konuda birlik olmaya davet ediyoruz'' ifadelerine yer verdi.