'TGC Basın Özgürlüğü Ödülü' sahiplerine verildi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) tarafından düzenlenen ''TGC Basın Özgürlüğü Ödülü''ne layık görülenlere ödülleri verildi. TGC Başkanı Orhan Erinç törende yaptığı konuşmada, "Sansürün varlığından söz etmek zorunda kalışımız utanılacak bir durumda olduğumuzu da sergiliyor" dedi.

'TGC Basın Özgürlüğü Ödülü' sahiplerine verildi
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 24.07.2012 - 18:32

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin, basın özgürlüğünün önemini vurgulamak amacıyla 1987'den bu yana verdiği ödül, The Marmara Otel'deki törenle sahiplerini buldu.

Seçici Kurul, ''kişi'' dalında, basın özgürlüğü konusunda yaptığı çalışmalar dolayısıyla gazeteci Ferai Tınç'ı, tutuklu gazeteciler adına da gazeteciler Bedri Adanır ve Zeynep Kuray'ı ödüle layık gördü.

Adanır ve Kuray'ın cezaevinde olması nedeniyle ödüllerini, kardeşleri Kadriye Adanır ve Sema Kuray aldı.

''Kurum'' dalında ise Türkiye Yayıncılar Birliği ödüle layık bulundu.

Törende konuşan TGC Başkanı Orhan Erinç, bugün sansürün kaldırılışının 104'üncü yıl dönümü olduğunu anımsatarak, ''Sansürün varlığından söz etmek zorunda kalışımız utanılacak bir durumda olduğumuzu da sergiliyor'' dedi.

Erinç törende yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"24 Temmuz 2012' de, bir başka deyişle de sansürün ilk kez gazeteciler tarafından kaldırılışının 104’üncü yıldönümünde  sansürün varlığından söz etmek zorunda kalışımız utanılacak bir durumda olduğumuzu da simgeliyor.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, 24 Temmuzlar için 12 Mart 1971' de başlayan ve 1961  Anayasasındaki özgürlüklerle çalışma haklarını geri alan ara rejimden beri “Basın Bayramı” deyimini kullanmıyor.

Bizler 24 Temmuz’ları “Basın Özgürlüğü yolunda bir mücadele aşaması günü” sayarak anıyor, doğal olarak da yasa maddelerine yerleştirilen sansürcü yaklaşımı ve baskılar yoluyla otosansürü körükleyen  yaklaşımı gündeme  getirerek eleştirmenin özgün bir günü  olarak  değerlendiriyoruz.

Değerli Konuklar
Değerli Meslektaşlarım

Sorunlarımızın başında terörist konumunda yargılanan meslektaşlarımız geliyor.

Bunlardan 90 dolayındakiler tutuklu yargılanıyor. Özel görevli mahkemelerin usul ve esasta yaptıkları hatalardan üst düzey  yönetici ve yargı görevlilerinin dile getirdiği eleştiri ve suçlamalar gündemdeyken görevlerini sürdürmelerinin sağlanmasını hukukla bağdaştırma olanağı bulamıyoruz. Bu hukuk garipliği yetmezmiş gibi, masumiyet karinesi ilkesini yok sayarak kim olursa olsun kendilerini hüküm vermeye yetkili görenleri de anlamakta zorlanıyoruz.

Meslektaşlarımızla ilgili iddianamelere dayanak olan soruşturma aşamasında kendilerine, haberleri, yazıları, özel arşivleri ve haber kaynaklarıyla görüşmeleri, hatta basılmamış kitapları ile ilgili sorular yöneltilmişken “Hapiste gazeteci yok” böbürlenmeleri sadece bizlerin değil uluslararası kuruluşların da yadırgadığı bir başka yaklaşımı oluşturuyor.

3’üncü yargı paketi yasalaştırılırken söylenenlerle uygulama arasındaki çelişkiler de Türkiye’deki hukuk anlayışının yetersizliğini ortaya koyuyor.

Delillerin toplanmasının ardından dava açılacağı özellikle vurgulanmışken tutukluluğa itirazların reddinde "delilleri karartma" gibi bir olasılığın gerekçe gösteriliyor olması da yargının bir başka yönünü ortaya koymaktadır.

Yine kimi mahkemeler bilirkişi raporlarının gecikecek olmasını dikkate alarak doğacak mağduriyeti önlemek  amacıyla sanıklar için salıverme  kararı verirken,özel yetkili mahkemelerin uzun süreler içinde bilirkişi raporunun gönderilmemiş olmasını, tutuklulukları beş yılı aşan sanıklar için bile tutukluluğun devamına gerekçe  göstermesi de anımsatılması gereken  ayrı bir çelişkiyi  oluşturmaktadır.

Halkın bilgilenme hakkını kullanması da ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmadığı için hergün biraz daha zorlaşıyor. Bu hakkın kullanılmasına aracılık eden gazetecilerin, ellerinden alınan yıpranma  hakkını geri getirme vaadlerinin unutulmuş olması da  meslek sorunlarımızın bir başkasının sürmesi sonucunu gündemde tutuyor.

Bugün Terörle Mücadele Yasası'nın kaldırılması, ceza öngören öteki yasaların da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatlarına uydurulması isteğimizi bir kez daha yineliyoruz.

Değerli konuklar,
Değerli meslektaşlarım,

2012 Basın Özgürlüğü Ödüllerine değer görülenleri içtenlikle kutluyor, sürekli kart taşıma hakkını kazanan üyelerimize de en iyi dileklerimizi sunuyorum.

Törenimizi onurlandırdığınız için Yönetim Kurulumuzun teşekkürlerini sunmayı da zevkli bir görev olarak yerine getiriyorum."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler