TİSK: Ekonomide finansman riski yükseliyor

TİSK, küresel para sisteminin yeniden inşa edildiğini belirterek, Türkiye'nin esnek kur sistemi olmayacağı anlaşılan yeni sisteme en az hazırlıklı ülkelerden biri olduğunu vurguladı. TL'nin yaklaşık yüzde 30 değerlendiğini kaydeden TİSK, ekonomide finansman riskinin yükseldiğine dikkat çekti. TİSK, büyüme modelinin ve para politikasının gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

TİSK: Ekonomide finansman riski yükseliyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.10.2010 - 14:55

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), küresel para sisteminin yeniden inşa edildiğini belirterek, Türkiye'nin esnek kur sistemi olmayacağı anlaşılan yeni sisteme en az hazırlıklı ülkelerden biri olduğunu vurguladı. TL'nin yaklaşık yüzde 30 değerlendiğini kaydeden TİSK, ekonomide finansman riskinin yükseldiğine dikkat çekti. TİSK, büyüme modelinin ve para politikasının gözden geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi.

TİSK'in Ekim Ayı bülteni yayımlandı. Bültende kriz sonrası dünya yeni bir para sisteminin inşası sürecine girildiği, ancak bu sürecin tehlikeli bir seyir izlediği vurgulandı. Özellikle ABD, AB ve Çin arasında, reel kur üzerinde yürütülen tartışmanın dünya ekonomisinin ayağa kalkışını yavaşlattığına dikkat çekilerek, bu süreçte IMF'nin herkesin dünya ekonomisindeki kırılganlıklara dikkat etmesi gerektiği açıklaması yaptığı hatırlatıldı.

Yaşanan kur tartışmasının çatışmaya dönüşmesinin altında her ülkenin dünya ticaretinden daha fazla pay alma girişimi yattığına işaret edilen raporda, "Çünkü kim daha çok ihracat yaparsa, milli geliri artacak, işsizlik oranı düşecek. Mevcut ortamda bu hedefe erişmek için her yol mubah görülüyor" ifadesi kullanıldı. Gelinen noktada yeni küresel para sisteminin esnek kur sistemi olmayacağının anlaşıldığı vurgulanarak, şu anda bunu hiçbir ülke ifade etmiyor ise de, artık sistemi tam anlamıyla uygulayanların kalmadığı belirtildi. Sermaye hareketlerinin önüne belli engeller koyulacağının da kesin olduğuna işaret edilen bültende, yeni sisteme hemen uyum göstereceklerin şimdiden bu ilkeleri benimseyen ülkeler olacağı vurgulandı. TİSK'e göre böyle bir sisteme en az hazırlıklı ülkelerden birisinin ise Türkiye. Kısa vadeli sermaye hareketlerine bağlı bir cari açık finansman modeli uygulayan, dış ticaretinde ciddi sorunlar olan Türkiye, gerekli önlemleri almazsa yeni sisteme uyumda zorlanabilir.

"Merkez Bankası kur üzerinde etkin rol oynuyor"

TİSK, TCMB'nin "kur hedefi olmadığına" yönelik açıklamalarına karşın, birbirinden farklı alınan kararlarla Banka'nın döviz kuru üzerinde etkin rol oynadığını ifade etti. TCMB'nin bir taraftan faiz oranlarını düşürerek kredi hacminin genişlemesinin yolunu açar gibi göründüğünü ileri süren TİSK, diğer taraftan karşılık oranlarını artırarak para arzını kısmaya yönelik bir politika uyguladığını dile getirdi. Kamuoyunda farklı algılansa da Konfederasyon olarak bu durumu, "TCMB'nin döviz kuru üzerinde hükümranlık tesis etmeye yönelik bir davranışı olarak değerlendirdikleri" ifadesine yer verdi. Bu tavrın altında, Türkiye'de hala enflasyonun döviz kuruna duyarlı olması ve cari açık düzeyinin yüksek olması yattığına vurgu yapan TİSK, TCMB 2003 yılı bazlı reel döviz kuru endekslerindeki yükselişin devam ettiği, Türk Lirası'nın yaklaşık yüzde 30 değerli bir noktaya geldiğini kaydetti.

"Türkiye büyüme modeli ile para politikasını gözden geçirmeli"

Bu politikanın büyüme eğilimine giren ekonomide finansman riskinin artmasına neden olduğunu iddia eden TİSK, büyümenin tamamen kısa vadeli sermaye hareketlerine bağlı hale geldiğini vurguladı. TL'nin yaklaşık yüzde 30 değerlendiğini dile getiren TİSK, ekonomide finansman riskinin yükseldiğini belirtti. Bu nedenle mevcut riskleri ortadan kaldırmak için Türkiye'nin büyüme modeli ile para politikasını yeniden gözden geçirmesi gerektiği yönündeki düşüncelerini paylaştı.

"İşletmeler hala talep ve likide sorunuyla karşı karşıya"

TİSK'in bülteninde toplam sanayi üretimi Ağustos'ta yüzde 11, imalat sanayi üretimi yüzde 10.9 arttığına dikkat çekildi. Bu dönemde sanayi ciro endeksinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 17.6 arttığı, Temmuz ayına göre yüzde 3.4 azaldığı vurgulandı. Ağustos ayında sanayi üretimi artarken, ciro ve siparişlerin Temmuz ayına göre düşmesinin sektörün talep sıkıntısı çekmeye devam ettiğini göstergesi olduğuna işaret eden TİSK, mevcut üretimin stokları artırdığını düşündürdüğünü kaydetti. TİSK, özellikle, TCMB'nin faiz oranlarını düşürmesine rağmen ciro endeksindeki düşüşü, işletmelerin hala talep ve likidite sorunu ile karşı karşıya kalmasının göstergesi olarak değerlendirdi.

Cari açık finansmanında sıcak paranın rolü belirginleşti

2010 yılının ilk sekiz ayında cari açığın 27 milyar 978 milyon dolar olduğunu vurgulayan TİSK, aynı dönemde ihracatın yüzde 12.9, ithalatın ise yüzde 30.5 arttığını kaydetti. Cari açığın finansmanında sıcak paranın rolünün belirginleştiğine dikkat çeken TİSK, Ocak-Ağustos döneminde finans hesaplarına 26 milyar 826 milyon dolar girdiğinin altını çizdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler