'Toplumun yargı algısı ağır yaralı'

Prof. Dr. Mithat Sancar ve Dr. Suavi Aydın'ın derinlemesine mülakat tekniği kullanarak hazırladığı 'Biraz Adil, Biraz Değil. Demokratikleşme Sürecinde Toplumun Yargı Algısı' kitabı, adalete güven duygusunun Türkiye genelinde sarsıldığını yurttaşların ağzından ifade ediyor.

'Toplumun yargı algısı ağır yaralı'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.05.2009 - 08:56

Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfının (TESEV) araştırmasına göre, yurttaşın yargıya güveni yok. Toplumun değişik kesimlerinin yargı üzerine görüşlerine yer verdiği, Biraz Adil, Biraz Değil. Demokratikleşme Sürecinde Toplumun Yargı Algısıkitabı yurttaşların yargıya güveni olmadığını gözler önüne serdi.

Prof. Dr. Mithat Sancar ve Dr. Suavi Aydının derinlemesine mülakattekniği kullanarak hazırladığı kitapta, örneklemde yer alanların görüşleri yazım bozukluklarına dahi müdahale edilmeden okuyucuya aktarıldı. Kitapta Devlet-Yargı Özdeşliği”, “Mahkeme ve Adliye İmajı”, “Adalet ve Hukuk Algısı”, “İdeal Hâkim İmgesi”, “Mahkemelerden Beklentiler”, “Mahkemelerden Beklentilerin Gerçekleşeceğine Dair İnanç”, “Mahkemelerin Adilliğine Duyulan Güvengibi birçok başlıkta toplumun yargı algısı incelendi. Konu başlıklarına göre yurttaşların Türk yargısına ilişkin görüşleri özetle şöyle:

İşinin mahkemeye düşmesini kimse istemez. Ben de istemem, açık konuşayım. Mesela benim kendi başıma geldi. Benim arabam soyuldu. Yüzde yüz haklı olduğunuz konuda polisler rapor tutuncaya kadar göbeğimiz çatladı. Yok, sigara al, yok kola al, yok bilmem ne! Nerede kaldı hak, nerede kaldı adalet, nerede kaldı hukuk! Yanlış mıyım? (Bursa 2)

 

‘Mahkemede adalet yok’

Mesela herhangi bir adliyeye girerken devletin soğuk yüzünü hissediyorsunuz. Soğuk bir yapı var. Bir adalet duygusu olmuyor. Çok farklı bir yer. Çok soğuk bir yer ve çok soğuk bir duygu. İnsanların bireysel davranışlarını da etkiliyor, olumlu veya olumsuz. Kurallara uymadığınızda çok sert davranışlarla karşılaşabilirsiniz. Mahkemeye gitmek durumunda olduğunuzda, ne için gittiğniz önemlidir. Yani suçlandığınız şey de önemlidir. Düşünce suçlarından yargılandığınızda çok daha fazla tedirgin oluyorsunuz. Zaten siyasi davalarda yargı da siyasi kararlar veriyor. Bu bölgede çok yaygın. Adi suçlarda insanlar kendini biraz daha rahat hissediyor. (Diyarbakır 4)

 

‘Adamı olanlar kurtuluyor’

Adaleti tam net olarak tanımlayamayacağım ben, çünkü bilmiyoruz; yani geriye dönüp baktığın zaman Türkiyede pek adaletli bir şeylere rastlamadım yani.

Şimdi bazı adaletsizlikler oluyor, mesela adamın suçu ağır, hafif suçlarla yargılanıyor, bazı insanlarınsa suçu çok az, yaptığı suçta bir şey yok, yani incitici bir şey yok, ama ağır bir yargılama görüyor, ağır bir mahkeme görüyor, ne bileyim adam sarsılıp gidiyor, ama diğer suçluların arkasında... Böyle adamı olanlar, ağırlıklı olanlar en ağır suçlardan hafifçe kurtuluyor. (Kars 3)

 

‘Yargı caydırıcı olmalı’

Yargı, devletin kendisi olması gerekiyor, zira yanlış bir şey yaptığınız zaman karşınıza yargının çıkması gerekiyor. Yani yargı sisteminin caydırıcı olması gerekiyor ki hani insanlar, musibetle anlamaları, musibetle kabullenmeleri, hatta musibetle kabullenmeme veyahut da onu anlamama gibi bir özelliğe sahip olduğunuz için göz korkutarak onların zapturapt altına alınması gerekiyor gibi düşünüyorum. Yani öyle de olması lazım. Yani hep şu örneği var: Avrupada kimse küfretmez, Avrupada kimse kırmızıda geçmez gibi, çünkü orada korkunç cezalar var. Yani atıyorum bir kere kırmızıda geçtiğin zaman bir sene ehliyetine ulaşamıyorsun. Hani bu şekilde, bizde de bu şekilde olmalı mı diye düşünüyorum. Ama bununla ilgili mekanizmalar iyi çalışmıyor. Yani yeni bir sigara içme yasağı konuluyor taksilerde. Şimdi biniyorum ben taksiye Sigara içmek yasak mı diye soruyorum, geçerli mi’, ‘hayır, abi valla ben içiyorum, sen hiç kafana takmadiyor. (İstanbul 1)


‘Hakkımı aramıyorlar’

Adalet hiç yerini almamış ki hep es geçerler, geleni vurur, kırar, bırakırlar hadi gitsin derler. Yani onun öcünü almak için hiçbir şey yapmıyorlar, serbest. Hiç adalet vermiyorlar, hiç yani. Ben mesela şikâyetçi düşsem hiç hakkımı aramıyorlar. Aynı günden, vurulan benim kardeşim, mağdur olan biz, hiç bize bir şey yapmadılar. Aynı günden, o taraf kendisine işiyle gücüyle uğraştı, biz battık gittik, hiçbir şey yapamadık. (Kars 5)


‘Parayla mahkeme kararı değişiyor’

Mahkemelere güvenilebileceğine dair de bir sürü kanıt, güvenilemeyeceğine dair de bir sürü kanıt var. Mesela insanlar, atıyorum parasıyla bile mahkemelerin kararlarını değiştirebiliyorlar; hâkimi bağlayabiliyorsun, böyle filmler var mesela, hâkimi bağlarız, avukatı ayarlarız, yok işte bir yalancı şahit buluruz, işte bu tarz terimlerin dilimizde olması, mahkemelerin güvenilir olmadığını bence buradan anlayabiliyoruz. Dil, yaşadıklarımızı yansıtan bir şey olduğuna göre, bunların güvenilir olmadığını anlayabiliyoruz. İnsanlar çok büyük suçlardan yara almadan kurtulabiliyorlar ama bunun yanı sıra suçsuz insanlar yıllarca cezaevlerinde yatabiliyorlar ve bunun karşısında insanlara sadece pardon denilebiliyor; yani bunun birçok örneğini biliyoruz, filmlerde de biliyoruz, hiç de zor bir şey değil. (Samsun 2)


‘Mahkeme zengin olandan yana’

Mahkemeler bence adil değil, mahkemeler zengin olandan yana. Adamın varsa mahkeme de senindir. Mahkemelerden, eşit haklar vermesini, herkese eşit davranmasını, torpille, adam kayırmayla karar vermemesini beklerim. Mahkemelerde adaletin tecelli ettiğine inanmıyorum mahkemeler adamı olanın, parası olanın yeridir. Adamın, paran varsa mahkeme ona göre karar verir. (Kars 11)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler