"TSK ağır ithamlardan derhal kurtulmalıdır"

Meclis grup toplantısında partililere seslenen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hükümetin iddiaları aydınlatmak yerine, sahte kahramanlık peşinde olduğunu söyledi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.01.2010 - 09:08

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. AKP'nin yaz başından bu yana açılım adını verdiği yıkım projesi ile dönülmez bir yola girildiğini ve söylemleri ve icraatları ile kendisini bağlayan bir sürece mahkum olduğunu belirten Bahçeli, AKP'nin demokratik açılım kitapçığını da eleştirdi.

Demokratik açılım kitapçığında yazılanlara inanacak AKP'linin olup olmadığı, parti teşkilatlarının ikna edilip edilmeyeceğinin AKP'nin kendi sorunu olduğunu belirten Bahçeli, "Ancak bizi ilgilendiren en önemli yanı, partimize yönelik alçakça iddialara yer verilmiş olması, yalan ve iftiranın AKP yayınlarına kadar işlenmiş bulunmasıdır. Bu dokümanda partimizin oyları ile terörün artışı arasında kurulmaya çalışılan ilişki tam bir ahlaki çürümüşlük hali olduğu gibi bu zihniyetin emellerini gerçekleştirme uğruna ne kadar küçülebileceğinin de belgesidir. Madem ki böyle bir iftiranın peşindesiniz, hükümet olarak son teröriste kadar teslim al, adalete sevk et, terörü kökünden kazı, bu belayı ülkemizden defet, varsın bizim oylarımız düşsün ve hükümet olmayalım, yeter ki sen bunları gerçekleştir. Hodri meydan" diye konuştu.


"AKP'nin kitapçığı ihanet belgesi"

AKP'nin kitapçığında, yine MHP'lilerin 'şehit cenaze merasimlerini formatın çok dışında bir tutum ve davranış sergilediği' gibi bir 'fitne'nin yer aldığını belirten Bahçeli, partisinin hiçbir cenaze törenine siyasi kaygılarla katılmadığını, partililerinin şehitlerin ve onların temsil ettiği hatıraları kucaklamaktan başka hiçbir amaç içinde olmadığını söyledi. Bahçeli, "Bugüne kadar belediye imkanları ile ve kahramanlık gösterileriyle yapılan terörist cenaze törenlerini bir kez bile eleştirmemiş bulunan AKP zihniyetinin şehit cenazelerinden ürkmeye başlaması bile başlı başına bir hıyanet işaretidir. Bu yayınla beraber AKP'nin yıkım ve çözülme projesi bir doküman haline de gelmiş, yüce divanda yargılanırken kullanılacak kalıcı bir ihanet belgesi böylece ortaya çıkmıştır" dedi.


"Demokrasiye dışarıdan müdahale niyetlerine karşıyız"

Bahçeli grup konuşmasında, darbe iddialarını da değerlendirdi. Demokrasiye dışarıdan müdahale niyetlerine sonuna kadar karşı olduklarını ifade eden Bahçeli, bu konudaki tavırlarının net olduğunu söyledi. Ne zaman hükümetler sosyo-ekonomik darboğaza sürüklense demokrasi dışı arayışların hız kazandığını belirten Bahçeli, "Milletin iradesinin temsil yeri olan TBMM, milletin üstünde bir organ ve millete tahakküm mekanı olmayacağı gibi, milletin vermediği bir hükmetme ve yönetme yetkisine sahip olduğunu vehmederek ve bahaneler ileri sürerek millet adına hareket etme iznine sahip ikinci bir kurum da yoktur" dedi.

Türkiye'nin demokrasi tecrübelerinin, tehlikenin yalnızca siyaset dışından değil, yanlış siyaset ve demokrasi algısının da darbeci zihniyetler kadar demokrasiye ve demokratik kültüre zarar verdiğine işaret ettiğini vurgulayan Bahçeli, "Bu nedenle demokrasiyi yaşatmanın tek yolu sadece dış müdahale kanallarını kapatmak değildir. En az bunun kadar önemli olan, diğer siyasal görüşleri de dinleyebilen, farklı düşüncelere saygılı, herkesin hükümeti olduğunu fark etmiş demokratik zihniyet dönüşümü de şarttır. Kendi dışındaki siyasal tercihleri yok sayan, aşağılayan veya küçük gören bu siyasal ilkelliğin de demokratik hayatımıza tıpkı dışarıdan olduğu gibi içeriden de darbe vuracağını artık anlamak ve bilmek gerekmektedir" dedi.

Bahçeli, eğer yönetim iradesini kaybetmiş, toplumla bağları zayıflamışsa ortaya zorlama bir hükümet iradesinin çıkmasının kaçınılmaz olduğuna işaret ederek, "Bizim artık seçim zamanının geldiğini, millet iradesinin tazelenmesine ihtiyaç olduğunu söylemekten maksadımız da budur. Seçimle gelenin yalnızca seçimle gitmesi, ne kadar eksiği olursa olsun demokrasinin kurallarının işletilmesi şarttır. Siyasete dışarıdan müdahaleler ve zorlama arayışlarının demokrasiye zarar verdiği ve vereceği açıktır. Ancak buna ilave olarak artık bir madalyonun öteki yüzü haline gelmiş cumhuriyetimize de zarar vermesi kaçınılmazdır ve geride kalan yıllar bunların örnekleri ile doludur" diye konuştu.


"Kurumlar yıpratılmamalı"

Bahçeli, isim vermeden Ergenekon soruşturmasına değindi. Aralarında ordu, emniyet, medya, adalet, istihbarat, siyaset, ticaret ve üniversite mensuplarının da yer aldığı çok sayıda soruşturmanın yapıldığını hatırlatan Bahçeli, her söylentiye, her iddiaya hatta belge adındaki yayınlara ihtiyatla bakmak, çabuk karar vermeden konuların hukuk çerçevesinde çözülmesinin beklemenin en makul yol ve yöntem olduğunu söyledi. Bahçeli "Zira haklarında iddialar bulunan şahısların mensup oldukları ne ordumuzun yerine yenisini koyma gibi bir imkanımız vardır ne de emniyet, adalet ve istihbarat gibi kurumlarımızı göz ardı etme gibi bir lüksümüz vardır" dedi. Kurumların yıpratılmaması uyarısında bulunan Bahçeli "Nitekim Genelkurmay başkanlarının öteden beri Türk ordusuna yönelik 'psikolojik harekat' olduğu yönünde yüksek sesle uyarılarını bu kapsamda değerlendirmek ve özellikle bölücülük ve terörle mücadelede etkisizleştirme niyetlerinin parçası olarak görmek gerekmektedir" dedi.


"TSK bu vebalden derhal kurtulmalı"

Bahçeli, üzerinde tartışılan ıslak imzalı belgenin akıbetinin hala netleşmediğini, Başbakan yardımcısına suikast gibi çok ciddi bir iddianın hala karanlıkta olduğunu ve TSK'nin özel bir birliğinin arşivinde yapılan incelemenin sonucunun belli olmadığını kaydederek, bu konuda en küçük bir ihtimalin bile üzerine sonuna kadar gidilmesi gerektiğini, bu yöndeki bütün girişimleri desteklediklerini ifade etti. Bahçeli şöyle konuştu:
"TSK'ye ve komuta kademelerine kendisini aklama ve demokrasiye bağlılık konusundaki kuşkularını kaldıracak iç denetim ve adalet mekanizmalarının şeffaf ve bağımsız çalışmasına ihtiyaç daha da artmıştır. Özellikle AKP'nin gece yarısı kapkaç siyasetiyle geçirdiği TCK'nın ilgili maddesinin Anayasa Mahkemesi'nden dönmesi ile ortaya çıkan durum TSK'ye ve askeri yargı mekanizmalarına özel bir görev yüklemiştir. Bunun bir an önce gerçekleşmemesi halinde TSK karşı propagandaların ve kirli siyasetin hedefi olmaya devam edecektir. Biz hakkındaki iddialara yönelik olarak TSK'nin kamuoyu ile paylaştığı açıklamalarına güvenmek durumundayız. Ancak son olarak kamuoyuna yansıyan ve doğruluğu konusunda bir çok belirsizlik bulunan iddialarla ilgili olarak Genelkurmay Başkanlığı'nın açıklamalarını tatminkar bulmak mümkün değildir. Eğer bir üst karargah maiyetindeki gelişmelerden haberdar değilse bu çok ciddi bir sevk ve idare kusurudur, yok eğer bu vahim iddialar gerçek ise bu da kontrol dışı tehlikeli sapmalara ve niyetlere işaret etmektedir. TSK'ye yönelik bir karalama kampanyası olduğu açıktır. Ancak bu karalamalara istinat eden suç ve kusurların da alenileşmeden ortaya çıkartılmasında kendi iç denetim ve idari yapısını devreye sokması artık kaçınılmaz bir zorunluluk haline gelmiştir. Adına ne denirse denilsin ister plan ister tatbikat ister tasarı, isterse tahayyül bizim kendi milleti üzerinde harekat planlayan bir anlayışı gerekçesi ne olursa olsun hoş görmemiz mümkün değildir. Dileriz ve ümit ederiz ki bu zırvalar gerçek değildir hepsi birer iftiradır. TSK asla hak etmediğini düşündüğüm bu ağır ithamlardan ve vebalden derhal kurtulmalıdır."


"Cumhurbaşkanı MGK'yı olağanüstü toplasın"

MHP'nin ucu kime dokunursa dokunsun, gerçeğin bütün yönleriyle ortaya çıkartılmasında üzerine düşen her türlü desteği vermeye sonuna kadar hazır ve kararlı olduğunu vurgulayan Bahçeli Türkiye'nin artık bu tür arayışlardan kurtulması gerektiğini söyledi. Konunun cumhuriyetin temel kurumlarını yıpratacak ve birbirine düşürerek zafiyet oluşturacak kadar ağır bir milli güvenlik meselesi haline geldiğini belirten Bahçeli, 'sorunun adının devlet krizi' olduğunu savundu.

Hükümetin TSK'ye yönelik ithamlar ve gerçeğin ortaya çıkartılması konusunda laftan öteye bir girişiminin olmadığını ifade eden Bahçeli Cumhurbaşkanı'nın Anayasanın 104'ncü maddesiyle düzenlenen yetkisini kullanması ve Milli Güvenlik Kurulu'nu olağanüstü toplantıya davet etmesini önerdi. Bahçeli, bu toplantıya Kurul'un yasal üyelerinin yanı sıra görüşlerini almak üzere TBMM Başkanı, yüksek yargı organlarının başkanları, Emniyet ve istihbarat teşkilatının yöneticilerinin de katılması ve sorunun bütün yönleriyle ele alınmasını istedi. Bahçeli, "Toplantı veya devam edecek toplantılar sonunda oluşacak tavsiye kararları hükümete bildirilmeli, kamuoyu ile paylaşılmalı, iktidarın konuya ilişkin icraatları TBMM zemininde takip edilmelidir. Konu, devlete uyum adı altında öğle yemekleriyle geçiştirilemeyecek kadar vahim hale gelmiş olup, bu sancılı sürece milletimiz tarafından daha fazla katlanılamayacağı ortadadır" diye konuştu.


"Ermenistan'la imzalanan protokolleri geri çek"

Bahçeli grup toplantısında, dış politikadaki gelişmeleri de değerlendirirken, Ermenistan Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın MHP'nin, protokollerle ilgili uyarılarını teyit ettiğini ifade ederek hükümete bir kez daha Meclis'e sevk ettiği Ermenistan'la imzalanan protokolleri geri çekmeye çağırdı.


"Ülkemiz kaos bataklığına doğru hızla kayıyor"

Bahçeli, ekonomiyle ilgili gelişmeler konusunda ise MHP'nin eleştirilerine 'laf yetiştiren' Başbakandan ekonomiye acil müdahale etmesini beklediklerini söyledi. "Neden ve niçin IMF'yle anlaşabilmek için ortam ve zemin oluşturulmaktadır?" diye soran Bahçeli, IMF'den alınması muhtemel krediyle, kamunun ve bankaların dış borç geri ödemelerinin yapılacağını artık üretim sistemine doğrudan bir katkısının sözkonusu olmayacağını söyledi.
Bahçeli, "Sorun ciddidir ve ülkemiz kaos bataklığa doğru hızla kaymaktadır. Meselenin hazin tarafı ise bu felaketi göremeyecek kadar gerçeklerle bağını koparmış, dar görüşlü ve sığ bakışa sahip birisinin Başbakanlık makamında oturuyor olmasıdır" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler