'TSK bizim göz bebeğimizdir'

Şeker Bayramı dolayısıyla, Tarabya'daki esnaf ve yurttaşlarla bayramlaşan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yurttaşlarla sohbet etmek için oturduğu çay bahçesinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Başkomutan sıfatıyla 30 Ağustos kutlamasına ev sahipliği yaptınız. Bir değişimin simgesi olarak görüldü. Sayın Başbakandan da bu yönde açıklamalar geldi. Nasıl yorumlarsınız? Dün farklı bir tabloyla karşılaştık 30 Ağustos ile ilgili'' sorusuna Gül, şu yanıtı verdi: ''Aslında hiç farklı farklı yerlere çekmemek gerekir Türkiye'deki bu değişiklikleri. Önce şunu herkesin bilmesini isterim: Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri söz konusu olduğu zaman, Silahlı Kuvvetlerimizin güçlü olmasını, kuvvetli olmasını daima hissederiz ve Silahlı Kuvvetlerimizin gücüyle bütün Türk milleti daima gurur duyar ve daima da güven duyar. Önce bunu herkesin bilmesini isterim. Farklı farklı yönlere bu değişikliklerin çekilmesini istemem. İkinci olarak da şunu hatırlatmak isterim: Gerek Askeri Şura'da olsun, gerek Milli Güvenlik Kurulunda olsun, gerekse birçok merasimlerde, bayramlardaki protokol düzenlemeleri, bunlar Türkiye'nin ara dönemlerinde, olağanüstü dönemlerinde yapılan düzenlemelerdi yıllar önce. Halbuki Türkiye çok değişti. Türkiye, demokratik standartlarını, hukuk standartlarını, insan hakları anlayışını, sivil-asker anlayışını, bütün bunları en gelişmiş demokratik ülkeler seviyesine getiriyor. O açıdan bu son düzenlemeleri normal görmek gerekir, normalleşme olarak görmek gerekir. Yıllar öncenin olağanüstü dönemleri, ara dönemlerinden kalan geleneklerimizdi. Dolayısıyla bunları yeniden düzenliyoruz. Bunların sadece böyle anlaşılması gerekir. Bu alışkanlıklar aslında bugünkü gelişmiş Türkiye'ye pek yakışmıyordu. Onun için bunları başka yöne çekmemek gerekir. Tekrar söylüyorum: Özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri bizim göz bebeğimizdir, onun gücü hepimize huzur verir, güven verir ve gurur verir. Ama bu düzenlemeleri de gelişen, demokratik olarak çok farklı noktalara gelen bir ülkenin düzenlemeleri olarak görmek gerekir.''

Anayasa değişikliğine değinen Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Anayasa değişikliğinden konuşuyoruz... En büyük belge anayasayı değiştirmek. Neyi değiştiriyoruz? Bugünkü anayasa da bugünkü Türkiye'ye pek yakışmıyor, dar geliyor, eski Türkiye'nin anayasasıydı. Bugünkü gerçeklerimize uygun, yeni bir anayasa yapmak için el birliğiyle nasıl uğraşıyorsak, diğer düzenlemeleri de buna göre yapıyoruz.''

'Anadolu Ajansına açıklamıştım'

''Genelkurmay Başkanı ile bir görüşme gerçekleştirdiniz ve iki konuda size üzüntülerin ifade edildiği iddiaları var 'e-muhtıra' ve 'Sayın Cumhurbaşkanım' ifadesiyle ilgili'' sorusu üzerine Gül, şunları söyledi: ''Bu söylediklerimin dışında ne duyuyorsanız, onlar kimilerinin benzetmesi, kimilerinin tahmini oluyor. Ama benim ağzımdan duyduğunuz şeyler ise gerçekleşen şeyler. Geçen sefer de Anadolu Ajansına açıklamıştım. Bu tip düzenlemelerden herkes memnun. Zaten Genelkurmay Başkanımızla da konuşmuştuk. Dolayısıyla bunlar hep el birliği içinde olan şeylerdir. Böyle bilinmesini isterim. Onun dışında her şey tahminlerdir, yorumlardır. Farklı farklı herkesin yorumu olabilir.''

'İnanıyorum ki herkes zaten bunlardan bir pişmanlık da duymuştur'

Cumhurbaşkanı Gül, Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesini güncelleyerek 27 Nisan tarihindeki açıklamanın kaldırmasıyla ilgili soruyu şöyle yanıtladı: ''Bütün bunlar, o da tabii ki olağanüstü konulardır. Türk halkı da bundan memnun değildi. İnanıyorum ki herkes zaten bunlardan bir pişmanlık da duymuştur. Dolayısıyla bugüne bakmamız lazım, geleceğe bakmamız lazım. Hep beraber hem kurumlarımızı, hem ülkemizi, bütün milletimizi mutlu etmek için ne gerekiyorsa el birliği içinde çalışmamız gerekir. Öyle de oluyor.'' Libya'dan Türkiye'ye tedavi amaçlı gelen yaralılar konusunda da Gül, Türkiye'ye sadece Libya'dan değil, Somali ve Irak'tan da yaralıların geldiğini, onların burada tedavi edildiğini belirtti.

GATA'da birçok ülkeden yabancı askerin tedavi edildiğini ifade eden Gül, şunları kaydetti: ''Bunların kimisi teröre karşı verdikleri mücadelede yaralanmışlar, kimileri başka şekilde. Türkiye bütün dünyaya elini açan bir ülke. Bir taraftan açtıkça insanlara elimizi uzatıyoruz, bir taraftan özgürlük mücadelesi içinde olan insanlara sempatimizi, desteğimizi gösteriyoruz. Dolayısıyla büyük bir ülke, sadece kendi içiyle ilgilenmiyor, çevresiyle de ilgileniyor. Bunun için de güçlü olmak gerekiyor her bakımdan. Türk Silahlı Kuvvetleri de sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde görev yapıyor. Polis teşkilatımız, dünyanın birçok yerinde görev yapıyor, insanların huzuru ve güvenliği için. Bütün bunları yapabilmek için güçlü olmak gerekiyor. Güçlü olmak için de hepimizin birlik, beraberlik içinde olmamız gerekiyor. Kardeşlik duygularımızı çok güçlü tutmamız gerekiyor.''